Güncelleme Tarihi:
KOCAELİ (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Şah Fırat Operasyonu'na ilişkin, "Türkiye, artık dilediği anda bu tip operasyonları yapma gücüne sahip, çok güçlü bir ülke, bunu bir kez daha teyit etmiş olduk" dedi.
İzmit ilçesindeki restoranda düzenlenen AK Parti İl Başkanlığı 74. Danışma Meclisi'nde konuşan Işık, büyük başarıyla yürütülen Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması operasyonunun herkesin göğsünü kabarttığını belirterek, dostlara güven ve gurur verdiğini, düşmanlara korku saldığını, bazı hasetleri de hasedinden çatlattığını söyledi.
Operasyonda kaza sonucu bir askerin şehit olduğunu anımsatan Işık, "Trabzon-Maçka doğumlu Halit Avcı kardeşimize Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Ailesinin ve milletimizin başı sağ olsun. Türkiye, artık dilediği anda bu tip operasyonları yapma gücüne sahip, çok güçlü bir ülke, bunu bir kez daha teyit etmiş olduk" ifadesini kullandı.
Işık, Ege Üniversitesinde karşıt görüşlü gruplar arasında çıkan olaylarda hayatını kaybeden Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na da Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi.
Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmesi nedeniyle herkesin çok üzüldüğünü anlatan Işık, "Maalesef birileri bu vahşice, hunharca olayı siyaseten ranta çevirmeye çalıştı. Bunlar, toplumun tamamını birleştirmesi gereken, bir daha böyle olayların yaşanmaması için gereken tedbirlerin konuşulması gereken olaylardır. Maalesef başta ana muhalefet partisi olmak üzere bu olayı siyasi ranta dönüştürme çabası var" şeklinde konuştu.
- Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesi
Işık, olayı istismar etmek isteyen siyasetçilerin Özgecan'ın ailesinin ortaya koyduğu vakur tavrı örnek alması gerektiğini vurguladı.
"Ailesine sabırlar diliyorum ama bu olayın bize bir şeyi bir kez daha düşünmek için vesile olması gerektiğini düşünüyorum" diyen Işık, şunları kaydetti:
"O da değerler eğitimi. Biz öyle bir medeniyetin mensubuyuz ki insanı yaşatmayı, devleti yaşatmanın ön koşulu gören medeniyetin mensubuyuz. 'Bir kişiyi öldürenin bütün insanları öldürmüş kadar büyük vebal ve günah içinde olduğunu' söyleyen medeniyetin mensubuyuz. Kadına el kaldırmayı, en büyük acizlik gören medeniyetin mensubuyuz. Acaba ne oluyor da kadınlarımıza yönelik şiddette toplumumuzda artış var? Sadece bu artış Türkiye'de değil, onu da söyleyeyim. Pek çok gelişmiş Batı ülkesinde maalesef kadına yönelik bu şiddet artarak devam ediyor. İşte burada her birimizin bir kez daha düşünmesi gereken kavram, değerler eğitimidir.
Çocuklarımız, benliklerini bulmaya başladığı andan itibaren değerlerimizle yoğrulmalarına daha fazla odaklanmalıyız. Her ne kadar 'değerler eğitimi' dediğimiz zaman CHP'nin Genel Başkanı, 'sizler toplumu dönüştürmeye çalışıyorsunuz' diye suçlasa da toplum olarak değerler eğitimine daha fazla odaklanmalıyız. Ondan sonra bu tip olay olduğu zaman da 'AK Parti döneminde toplumda ahlaki gerileme var' diye eleştiriyorlar. Kardeşim gel, birlikte değerler eğitiminin bu ülkede daha güçlü şekilde verilmesi için iş birliği yapalım. Yok ama böyle menfur bir olay olunca da hemen bunu AK Parti'ye saldırı için bahane görüyorlar."
- Fuat Avni mesajlaşmaları ve kaset iddiaları
Işık, son dönemde "Fuat Avni" denilen, kimliği açıkça yazılmayan kişiyle CHP'li milletvekili arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların medyaya yansıdığını anımsattı.
"Bu, bizim açımızdan son derece önemli, çok vahim konuşmalar" ifadesini kullanan Işık, şu görüşleri paylaştı:
"Eğer iddialar doğruysa bu, çok vahim bir durum ama bu iddiaların doğruluğuna yönelik de bizde çok ciddi bazı kanaatler var. Bu ülkeye çok büyük hizmetler vermiş ve halkın doğrudan seçtiği ilk cumhurbaşkanı olarak da şu anda ülkesine hizmet eden Recep Tayyip Erdoğan'ın kızına suikast dahi konuşulmuş. Bu, çok vahim bir şey. Bu konuşmalar, CHP ile paralel yapının nasıl iş birliği yaptığının göstergesidir. Bu konuşmalar doğruysa CHP'nin paralel yapı tarafından nasıl esir alındığının da ayrıca göstergesi. Bizi endişelendiren, korkutan bu olayların sadece birer basit konuşma olmamasıdır."
Anayasa değişikliği paketinin ikinci tur görüşmeleri bitmek üzereyken ortaya çıkan kasetlerle Deniz Baykal'ın CHP Genel Başkanlığı görevini bırakmak zorunda kaldığına dikkati çeken Işık, demokrasilerde partilerin genel başkanlarının kongrelerle değişmesi gerektiğini söyledi.
Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman çok dikkatimizi çekmemişti ama hemen ardından Pensilvanya'dan 'biz bu işin içinde yokuz' diye açıklama gelmişti. CHP, demokratik olmayan yöntemle genel başkanını değiştirdi. Daha sonraki süreçte CHP, sürekli antidemokratik birtakım oluşumların içinde oldu ve destek verdi. 17-25 Aralık sürecine giderken, Gezi olaylarında CHP'nin tutumu, demokrasiden ve millet iradesinden yana olmadı. Özellikle 17-25 Aralık sürecinde o gün ismi geçen milletvekilinin bazı açıklamaları, bu iddiaların doğruluğuna yönelik kanaatimizi kuvvetlendiriyor. Ne demişti? 'Öyle şeyler göreceksiniz ki AK Partili'ler sokağa çıkamayacak'. Nereden biliyorsunuz? 'Bunlar 30 Mart'ı değil, 25 Mart'ı göremeyecek'. Nereden biliyorsun? Birileri sana bazı şeyleri mi servis ediyor? Başka ne dedi? 'Recep Tayyip Erdoğan, Malezya'ya kaçacak'. Bunları söyleyen kişinin bu konuşmanın tarafı olması bu iddiaları güçlendiriyor.
Demokratik ülkede hiçbir parti, demokrasi dışı güçlerle iş birliği yapamaz. Bu, demokrasiye ihanettir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu konuları bir an önce açıklığa kavuşturma mecburiyeti, üzerindeki bu töhmeti bir an önce netleştirme zorunluluğu var. Yoksa hepimiz bu noktada derin endişe taşımaya devam edeceğiz."
(Sürecek)