Güncelleme Tarihi:
Selda Hatun TAN/KANDIRA(Kocaeli), (DHA) - DONANMA Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davasında amirallerin kaçırılmasında görev alan subaylar savunmalarını yaptı. Meslekten ihraç edilen yüzbaşı Harun İlaslan, Tuğamiral Hayrettin İmren'in elinde sıkıyönetim emrinin olduğunu belirterek, "O mesaj gerçek olsaydı, ben bu emri uygulamamış olsaydım şu an sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıyor olurdum" dedi.
92 sanıklı Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davasının görülmesine Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'nde bulunan Kocaeli Kapalı Cezaevi Kurumları içerisindeki 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada amiralleri gözaltına alarak Maltepe Cezaevi'ne sevk edilmeleri sırasında rol aldıkları ve Hayrettin İmren'in hukuksuz emirlerini yerine getirdiği iddia edilen meslekten ihraç edilen yüzbaşı Harun İlaslan ve meslekten ihraç edilen üsteğmen Ahmet Aykut Şevik savunmalarını yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı Güvenlik Tabur Komutanlığında yüzbaşı olarak görev yapan Harun İlaslan savunmasında, "Ben o akşam ne olduğunu anlayamadım, orgeneraller, oramiraller bile anlayamamışken bir yüzbaşının anlamasını beklemek hangi mantığa sığar. Darbe olsa valiliğe gidilir, kaymakamlığa gidilir, amiraller tutuklanmaz. Ben İnzibat Askeri Karakol Komutanı olarak görev yapıyordum. O akşam albaylarla birlikte orduevinde yemek yiyip, alkol alıyorduk. Saat 23.00 sıralarında Albay Muharrem Aslan beni arayarak Hayrettin İmren'in çağırdığını söyledi. Gittiğimde Hayrettin İmren karargahtaydı. 'Beni takip edin' deyince arkasından bir lojmana gittik. Hayrettin İmren ile amiral Yalçın Payal arasında samimi bir konuşma vardı. Hiçbir zorlama yoktu. Gözaltına alınır gibi değildi. Merkez Komutanlığı'na geçtik, direnmeden geldi. Ben Yalçın Payal'ın odasına gideceğini sanıyordum ama İmren, Payal'ın nezarete koyulmasını istedi" dedi
İmren'in ilk emrinin 'amiralleri terör saldırısına karşı koruyacağız' olduğunu söyleyen Harun İlaslan, "Amiral Ahmet İskender Yıldırım'ın yanına giden ekip geldi. Bir çavuş gelerek Hayrettin İmren'in bizi çağırdığını söyledi. Yukarı çıktık, İmren ile Ahmet İskender Yıldırım karşılıklı odada oturuyordu. İmren nezarethanedeki Yalçın Payal'ın telefonunu almasını emretti. Muharrem Aslan'a ben alt rütbedeyim sizin almanız daha uygun olur dedim. Bunun üzerine Hayrettin İmren beni itekledi. Muharrem Aslan'ın üzerine doğru düştüm. Sonrada Muharrem Aslan gidip telefonunu aldı" diye konuştu.
EMRE UYMASAYDIM SIKI YÖNETİM MAHKEMESİNDE YARGILANIYOR OLURDUM
Prosedüre göre sevklerde yazılı emir olacağını belirten Harun İlaslan, İmren'in kendilerine sadece araçların hazırlanmasını istediğini belirterek, "Ben İmren'e böyle olmaz komutanım yazılı emir lazım deyince, elindeki sıkıyönetim mesajını göstererek 'emir burada' dedi. Terör saldırısı var diye çağırıldı, elinde sıkıyönetim mesajı var. Ben bunun yanlış yada doğru olduğuna karar veremedim. O mesaj gerçek olsaydı, ben bu emri uygulamamış olsaydım şu an sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıyor olurdum. Şuan terör saldırısı var deseler ben aynı davranırdım. Benim bir subay olarak değerlendirmem bunun terör saldırısı olduğu yönündeydi. Araçların hazırlanması konusunda bazı emirleri ben verdim. Planlamış bir şey değildi. İmren gelmesini beklediği SAT'lar gelmeyince 'Harun'u arayın gelsin' demiş. 30-35 dakika bir yol gittikten sonra polisler tarafından durdurularak gözaltına alındık. İmren burada tüm rütbelileri ezmiş. Ben kendisinin verdiği emirleri usulsüz olarak değerlendirmedim. Son emri, 'Yolda durmayın gerekirse ateş edin' idi, onu da zaten uygulamadım. Polislere teslim oldum" dedi.
DARBEYi ENGELLEYECEĞİMİZİ SANIYORDUM
Ahmet Aykut Şevik de suçlamaları kabul etmeyerek, 15 Temmuz günü mesaisinin bitmesi ile yıllık izne çıktığını belirterek, "Eşimle yemekteyken 20.30 sıralarında albay Muharrem Aslan arayarak acil kanyon kapıya gelmemi söyledi. Ben Güvenlik Tabur Komutanlığı'nda görevliyim. Donanma Komutanlığı'nın 4'üncü kapısının güvenliği bana aittir. Kapılarda sorun olduğunu düşünerek amirim olan Semih Aksakallı'yı aradım. Bilgisinin olmadığını ve öğrenince ona da haber vermemi söyledi. Kapı 4'e geldiğimde her şey normaldi. Muharrem Aslan'ı arayıp geldiğimi ve eşimin de yanımda olduğunu söyledim. Bana 'Tatbikat olacak eşini bırakıp gel' dedi. Eşimi bırakıp geldim. Kapıdaki astsubaylara Hayrettin İmren'in tatbikat yapacağını söyledim" diye konuştu.
Karargahta yaşanan olayları anlatan Ahmet Aykut Şevik, "Hayrettin İmren bize 'Darbe girişimi var, bazı amiraller tutuklanacak, Donanma Komutanlığı'ndaki en üst rütbeli benim. Kimseyi içeriye almayın. Özellikle Yalçın Payal gelirse bana haber verin' dedi. Ben darbeyi engelleyeceğimizi sanarak emirleri yerine getirdim. O akşam İmren, Merkez Komutanlığı'ndan çıkınca sivil araçla Karargah Destek Komutanı geldi. 'Hayırdır siz darbe mi yapıyorsunuz' gibi şeyler söyleyince, 'Benim darbeyle ne işim olur' diyerek cevap verdim. Kendisini Hayrettin İmren'le telefonla konuşturdum. Telefonda emredersiniz komutanım diye konuşunca şüphe etmedim. Ben sadece içeriye kimseyi almadım ve gelenleri İmren'le telefonla görüştürdüm" diye konuştu.
O gece silahını hiç kullanmadığını söyleyen Ahmet Aykut Şevik, İskender Yıldırım'ın gözaltına alınmasını şöyle anlattı:
"Kalyon kapıya çağırmışlardı gidince Hayrettin İmren bana kendi aracına binmemi söyledi. Harp Filosu Komutanlığı'ndan Semih Aksel'i de alarak lojmanlara gittik. Orada önümüzde bir makam aracından astsubayın silah aldığını gördük. İmren hemen araçtan inerek astsubayın elinden silahı aldı. İmren ve İskender Yıldırım kol kola geldiler. İskender Yıldırım'ın gönülsüz olduğu belliydi ama bir itiş kakış olmadı. İmren, İskender Yıldırım'a 'Bana güven, ben senin sınıf arkadaşınım. Seni bir süre misafir edeceğiz, bak Donanma'da gemi bile yok' dedi. İskender Yıldırım'a sıkıyönetim emrini verdi. Emri okuyan İskender Yıldırım, Burak Erdem'i itekleyerek küfür etti. 'Bu emri bana neden getirmiyorsun' diyerek tokat attı. Sonra İmren ve İskender Yıldırım, Merkez Komutanlığı'na gittiler. İkisi de karargahta makam odasında oturdular, yiyecek içecek servisi yapılıyordu. Bir ara servis için kapıyı açtığımda İskender Yıldırım bana seslenerek, 'Üsteğmen kanunsuz işler yapıyorsunuz' dedi. İmren de buna karşılık olarak 'Çocukların beynini bulandırma' diyerek tepki gösterdi. 00.15 sıralarında Hayrettin İmren odadan çıkınca, İskender Yıldırım kapıya çıktı. Emir astsubayına 'Bu bir karşı darbedir, bu emir yazılsın' diye bağırdı. Gergin bir ortam vardı. Hayrettin İmren herkese bağırıyor fiziki olarak müdahalede bulunuyordu"
Ahmet Aykut Şevik suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyesini talep etti. Mahkeme diğer sanıkların dinlenilmesi ile devam etti.