Güncelleme Tarihi:
Faruk KIYAK-Alişan KOYUNCU/İZMİT (Kocaeli), (DHA) - 17 Ağustos 1999 depreminin 18'inci yılına girilirken, Saddam Hüseyin'in 10 milyon dolar karşılığı petrol yardımı ile İzmit'te yapılan konutlarda oturan depremzedeler, evlerin boşaltılmasının istenmesinin üzüntüsünü yaşıyor. 16 yıldır konutlarda oturan depremzedeler, her an evden çıkarılma korkusu ile değil, huzur içerisinde yaşayacakları evler istediklerini söyledi.
Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, 17 Ağustos depreminden sonra depremzedeler için Irak adını taşıyacak konutlar yapılması isteğiyle 10 milyon dolar karşılığı petrol yardımında bulundu. İzmit Arızlı mevkiine 237 konut yapılırken, 2001 yılında konutlara yakınlarını kaybeden, kiracı konumunda olan depremzedeler yerleştirildi. 2004 yılında itibaren ise depremzedelerin konutları boşaltması istendi. Depremzedelerin boşalttığı konutlar üniversite öğrencileri için yurda dönüştürüldü. Arızlı'da 4 blokta 48 aile yaşarken, depremzedelere 15 Haziran tarihinde konutları boşaltmaları için tebligatta bulunuldu. Depremzedeler, görüşmelere devam ederken, kendileri için ücreti karşılığında ev yapılması talebinde bulundu.
Konutların bulunduğu alanda toplanan depremzedeler, 'Vali amca beni sokağa atma', 'Vali amca verdiğin sözleri ya tut, ya da yut', 'Biz terörist değiliz', 'Depremzedeye hibe, KYK'ya, bürokrata değil' ve 'Barınma hakkımız engellenemez' yazılı dövizler taşıdı. Depremzedeler adına basın açıklamasında bulunan avukat Gökhan Dirican, "Buradaki depremzedeler söz konusu konutları herhangi bir bedel ödemeksizin işgal etmek niyetinde değildir. Huzurdaki depremzedelerin tek beklentisi, dönemin valisi Ercan Topaca'nın da söz verdiği üzere ikametinde bulundurdukları konutların uygun bir bedel karşılığında kendilerine devredilmesi ya da aynı esaslar dahilinde emsal nitelikteki başka konutların nihai olarak kendilerine devredilmesidir. Deprem felaketinde çok ağır bedeller ödemiş olan huzurdaki depremzedelerin barınma ihtiyaçlarının nihai bir çözüm ile karşılanması bir lütuf değil, devletin anayasal bir görevidir. Bu bağlamda 17 Ağustos depremi felaketini en ağır şekilde yaşayan huzurdaki depremzedelerinin çok değil, sadece tek bir talepleri var, o da huzurla oturabilecekleri ve tahliye tehdidinin olmadığı konutlara yerleştirilmeleridir. Depremzedeler her ne kadar halihazırda ikamet edilen konutlar Irak Devleti'nin hibesi yapılmışsa da kesinlikle ve kesinlikle karşılıksız bir yardım beklentisi içerisinde değillerdir. Bu aşamadaki tek beklenti ve talep, ya halihazırda ikametlerinde bulunan konutların, ya da emsal nitelikteki konutların uygun bir bedel karşılığında ve elbette uzun vadeli taksitlerle kendilerine devredilmesidir" dedi.
Konutlarda yaşayan Zülfiye Gönüller ev istediklerini belirterek, "Biz 17 Ağustos depremini yaşadıktan sonra buralara geldik. Burada bize rahat vermiyorlar. Buradan bizi atmak istiyorlar. O kadar zulüm çektik ki buralarda, bizi dövmeye çalıştılar, dövdüler de, barikatlar koydular. Bir yere de gitmiyoruz, biz atarsalar da battaniyelerle sokakta yatacağız. Bir yere gidecek malımız yok, evimiz yok, arabamız yok, paramız yok. Biz ev istiyoruz, evimiz için bu kadar uğraşıyoruz. Bizden ne istiyorlar, bir avuç depremzedeye 4 blok veremiyorlar mı?" diye konuştu.
Fatma Irmak ise barınma sorunlarının çözülmesini isteyerek, "Kesinlikle biz bu evden çıkmayız, bunu bilsinler. Allah rızası için de bu olayı çözsünler, yeter artık. Ben başımı soktuğum evi istiyorum, başka da bir şey istemiyorum. Bizi Allah rızası için atmasınlar, bir avuç insanız, sorunu çözemediler kaç senedir" şeklinde konuştu.
Depremzede Osman Altun ise depremde eşinin enkaz altında yaşamını yitirdiğini söyleyerek, evlerinden çıkarılacakları korkusu ile gece uyuyamadıklarını söyledi.
FOTOĞRAFLI