Güncelleme Tarihi:
Vahit İŞBAŞARAN/KIRKLARELİ(DHA)-KIRKLARELİ E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu', Din İstismarı ile Mücadele Semineri düzenlendi. Moderatörlüğünü İl Müftü Vekili Adnan Bıyık'ınyaptığı, programa idari personel, hükümlü ve tutuklular yoğun ilgi gösterdi.
Programa Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan sinevizyon gösterimi ile başlandı. Daha sonra DEAŞ, Dehşete Dayalı Din İstismarı başlıklı konuyu sunan Cezaevi Vaizi M. Emin Göktepe, konuşmasında istismarın ve din istismarcılığının tarifini yaparak, tarih boyunca birçok kişi ve grubun, dinin insanlar üzerindeki etkisinden faydalanarak çeşitli kazançlar elde etmeyi denediğini ifade etti. Din istismarı konusunun, bugün İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüştüğünü belirten Göktepe, dini olduklarını ve İslam'ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ, DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, en büyük zararı Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize verdiğini söyledi.
Ülkemize en büyük zararı veren terör örgütü FETÖ ile ilgili sunumu Kırklareli Müftülüğü Şube Müdürü S. Ali Aydıl yaptı. Aydıl, Müslüman toplumlarda meşru devlet düzenini ve yöneticilerini hedef alarak birlik ve beraberliği sarsan silahlı kalkışma hareketlerinin hep olduğunu, isyankarlık ve anarşi gibi ifadelerle tanımlanan bu tür yapıların, dine aykırı ve gayrimeşru olduklarını ifade etti. FETÖ'nün, dış yüzüyle dini bir hizmet faaliyeti gibi görünse de aslında gizli yüzü ile siyasi, ideolojik ve ekonomik hedefleri olan bir 'menfaat şebekesi', aynı zamanda 15 Temmuz'la birlikte hain karakteri gün yüzüne çıkmış olan bir terör örgütü olduğunu vurgulayan Aydil, belirli dönemlerde dini yaşantının baskı altına alınması ve din eğitiminin kesintiye uğratılmasının bu tip örgütlerin oluşumuna zemin hazırladığını kaydetti.
İl Müftü VekiliAdnan Z. Bıyık ise, toplumda sağlıklı, dengeli ve şeffaf bir din eğitimi verilmediğinde manevi ihtiyaçlarını gideremeyen ve dini bilgi eksikliği yaşayan insanların, istismara açık hale geldiklerini ifade ederek, İslam'ın inanç, ibadet ve ahlak esasları Kur'an ve sünnet ışığında bir bütün olarak öğretilmeyince, sahte dini kimliklerin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olacağını, Ehl-i Sünnet'in sade, dengeli, hikmet ve istikamet yüklü yaklaşımı genç nesillere aktarılması gerektiğini savundu. Bıyık, sevgi, ilgi ve rehberliğimizden mahrum kalan gençlerin çarpık dinî bilgi kanallarına aldanma riskinin yüksek olduğunu söyledi.
Kurum Müdürü Recep Odabaş ise düzenlenen programdan dolayı memnuniyetlerini ifade ederek katılımcılara teşekkür etti.