Cem Vakfı Babaeski Başkanı: Allah sevgisi ile dolu olan inanç sahiplerine saygılıyız

BABAESKİ(Kırklareli),(DHA)- CEM Vakfı Kırklareli'nin Babaeski İlçesi Şube Başkanı Hüseyin Yeşilbaş, "Allah sevgisi ile dolu olan tüm inanç sahiplerine saygı duyuyoruz" dedi.

Cem Vakfı Babaeski Şube Başkanı Hüseyin Yeşilbaş, Muharrem Ayı dolayısıyla yayınladığı mesajda, Alevi-Bektaşi kültürünün insanlık var olduğu sürece devam edeceğini ifade eden Yeşilbaş, şöyle dedi:

"Muharrem Orucu; Alevi'siyle, Bektaşi'siyle, Mevlevi'siyle, Sünni'siyle tüm İslam Dünyası'nın çok özel ve önemli günleri vardır. Yiğitliğin timsali, haksızlara başkaldıranların bayrağı, mazlumların şahı, kul hakkı yenmesinin, Tanrı sevgisi için inandığı değerler uğruna yaşamını ve en sevdiği kişilerin hayatlarını verebilme erdeminin onurlu ismi Hz. Hüseyin için tutulan yası Muharrem günlerindeyiz. 'Kerbela Olayı' ile İslam Alemine soktuğu ikilik ve bundan doğan mezhep çatışmaları, insanlık düşmanı Emevi Kralları'nın sahneye koydukları en kanlı ve aşağılık oyunun kötü örnekleridir. Muaviye ve oğlu Yezit el ele vererek milyonlarca insanın arasına bölücülük ve düşmanlık sokmak suretiyle yalnız kendi kişisel çıkarlarını elde etmeye çalışan ve bu uğurda yüzbinlerce masum insanın kanını döken zalim hükümdarlar, insanlığın daima lanetle anacakları zorbalardır. Bu emevi soyunun Ehl-i Beyt evlatlarına yaptıkları büyük fenalık dünya durdukça hiç unutulmayacaktır. Halbuki Kur'anı Kerim, Ehlibeyt'i Kutsal olarak tanımlıyor. Ehlibeyt adına birçok ayet var. 'Ehlibeyt'i sevin, Ehlibeyt'i sevenlere saygı gösterin' der. “Kendisine nimet verilen, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların burada Ehlibeyt olduğu belli ve açıktır. Peki, gazaba uğramışlar, yanlışa sapanlar“ kimlerdir? İşte bunlarda Ehlibeyt soyuna kast eden edenlerdir ki, bunlara lanet okumak Kur'anı Kerim'in gereğidir."

Alevi-Bektaşi inancının yüzyıllardır yaşattığı kutsal kurumları ve uygulamaları olduğunu söyleyen Yelişbaş, "Bu kutsal ibadetlerden biride bu yıl 21 Eylül 2017 Perşembe günü yani bugün başlayan  'Muharrem Orucu' dur. Türkiye'de ve dünyada yaşayan Alevi-Bektaşiler bu oruca saygı gösterirler. Oruç, Kerbela'da şehit edilen Hz. Muhammed'in ciğer paresi İmam Hüseyin ve diğer Kerbela şehitlerinin matemi için, Kerbela olayından sağ kurtulan İmam Zeynel Abidin'den Ehl-i Beyt soyunun devamına şükretmek için, bütün Peygamberlerin de Muharrem ayını kutsal kabul ettiklerine hürmeten 12 gün 'Muharrem Yası Orucu' tutulur. Muharrem ayı içinde Ehl-i Beyt için ağıtlar, mersiyeler söylenir, yüzyıllardır yerleşmiş gelenek ve ananelere göre Muharrem Orucu ve Matemi sırasında hayvan kesilmez, mümkün olduğu kadar su içilmez, susuzluğu etsiz sebze ve kuru bakliyat yemekleri ile gidermeye çalışılır. Eğlence yapılmaz. orucun sonunda Kurbanlar kesilir, aşureler pişirilir ve başta komşular olmak üzere herkese dağıtılır. İnsanlığın tümünün oruç borcu vardır, Hz. Hüseyin'e ,ister Alevi,  ister Sünni,  ister Hıristiyan, ister Musevi olsun. Çünkü onun uğruna canını verdiği değerlerin tümü insanlığın ortak değerleridir. Adil yasalarla yönetilen bir ülkede yaşamak,  eşit şartlarla yaşatılan bir ülkede yaşamak, insanların kendi varlıklarını yok olanların ki, ile paylaştıkları bir ülkede yaşamak, insanların kul hakkına el uzatamayacakları ve bunu da düzenleyen bir düzenin bulunduğu bir ülkede yaşamak gibi, insanlığın, siyaset biliminin, insan yönetim birimlerinin nihai hedefini oluşturan bir değerler sisteminin kurbanı olarak, sembolü olarak çıkıyor karşımıza Hz.Hüseyin Kerbela'da. Kerbela olayında dinin, kişisel hırs ve amaçlar doğrultusunda nasıl bir araç olarak kullanılabildiğini bütün açıklığı ile gözler önüne sermiştir. İmam Hüseyin bize mazlumluğu ile zulme karşı durmayı, onurumuzu korumayı, şerefli ölümüyle şerefle yaşamanın bir hak ve görev olduğunu göstermiştir. Alevi-Bektaşi kültürü insanlık var olduğu süre devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit haklara sahip olduğu yurttaşları olarak ülkemizdeki kalbi Allah sevgisi ile dolu olan tüm inanç sahiplerine saygı duyuyoruz" dedi.