Ahmed Cevdet Paşa Kırklareli’nde Anıldı

Güncelleme Tarihi:

Ahmed Cevdet Paşa Kırklareli’nde Anıldı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2015 11:25

AHNET CEVDET PAŞA, KIRKLARELİ'NDE DÜZENLENEN PANELLE ANILDI.

Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Pınarhisar Meslek Yüksekokulu tarafından. “Vefatının 120. Yıldönümünde Ahmed Cevdet Paşa” bkonulu panel düzenlendi.
KLÜ Rektörlük Kültür Merkezi’nde düzenlenen paneli KÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Pınarhisar Kaymakamı Cemal Demiryürek, Kırklareli İl Protokolü ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci dinledi.
Panele, KLÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mesut Ayar, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fethi Gedikli ve İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İpşirli konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Ahmet Cevdet Paşa’yı anlamanın ve anlatmanın önemine değinerek, Ahmet Cevdet Paşa’nın ilimizle olan bağlantısından dolayı ayrıca önem taşıdığı söyledi. Prof. Dr. Aykaç, “Ahmet Cevdet Paşa’yı farklı yönleriyle ele almak, onun zengin bilgisinden istifade etmek gerekmektedir. Yaşadığı dönemin çalkantılarını, mücadelelerini, bir anlamda şahsında ifade eden bir ilim adamıdır. Onun gözünden tarihe bakmak bugünü ve yarını daha iyi anlamamızı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Panelin moderatörlüğünü yapan KLÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mesut Ayar ise, Ahmet Cevdet Paşa’nın Tanzimat Devrini hem yaşamış hem de yazmış olmanın yanı sıra 19. yüzyılın iyi bir hukukçusu, devlet adamı ve tarihçisi olmasıyla dönemin önemli bir figürü olduğunu ifade etti.
Tanzimat Devri hukuk hareketlerine damgasını vuran önemli bir şahsiyet olduğunu belirten İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın da Kırklareli Üniversitesi’nde Ahmet Cevdet Paşa’yı anlatmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın, “Ahmet Cevdet Paşa, Türk düşünce hayatının Tanzimat Devri hakkındaki değerlendirmelerinde Osmanlı’nın yeniden inşasına yaptığı katkılara nispetle üzerinde yeterince durulmayan bir isimdir ve özellikle tarihçiliği ve hukukçuluğu ile öne çıkmaktadır. Ahmet Cevdet Paşa devlet adamı, tarihçi, hukukçu, mütefekkir ve şair sıfatlarını bir arada hak edecek derecede bir şahsiyettir. Resmi görevlerinin yanı sıra yirmiye yakın geniş çaplı eser ortaya koymuştur. Ahmet Cevdet Paşa hukuk alanında Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye adlı kanunlar manzumesinin önemli bir bölümünü yazmış, daha sonra bu eser Cumhuriyet dönemine kadar adli, idari toplumsal alanda yürürlükte kalmıştır” ifadelerini kullandı.
Ahmet Cevdet Paşa’nın bir asır öncesinin kilometre taşı niteliğinde olduğunu vurgulayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gedikli ise şunları kaydetti; “Bir devlet adamı olarak Ahmet Cevdet Paşa medeniyetini ve varlık iddiasını, tarihi boyunca kadim olana dayandıran bir cihan devletinin her bir unsurunun birer birer işleyemez olduğu bir dönemin adamıdır. Onun siyasi düşüncelerini dönemin diğer münevverlerinin ya da siyaset adamlarının fikirleri ile mukayese edenler; Ahmet Cevdet Paşa’daki, İslam ve Kanun-u Kadim vurgusunu; yüzyıllar boyu farklı kültürlere sahip bir cihan devletini ayakta tutan Osmanlı tavır ve üslûbunu fark ederler. Tarihe bakışı bizlere ışık tutmaktadır.”
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpşirli de, Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı tarih yazım geleneğinin son halkalarından biri olduğunun altını çizdi. Ahmet Cevdet Paşa’nın ilmi ve idari birçok görevi başarılı bir şekilde yerine getirdiğini aktaran Prof. Dr. İpşirli, şöyle devam etti;
“Ahmet Cevdet Paşa, padişah fermanı ile 18 Şubat 1855 tarihinde devletin resmi tarihçisi olmuştur. Kendi döneminden önceki bir zaman dilimi olan evreyi kaleme aldığı "Tarih-i Cevdet" Ahmet Cevdet Paşa’nın tarihe dair yazdığı eserlerin başında gelmektedir. 12 ciltten oluşan bu eser 30 yılda ortaya çıkmıştır. Eserde 1774-1826 arası dönem kaleme alınmıştır. Tarih-i Cevdet’te, 3. Selim’in tahtan indirilişi ve Vaka-i Hayriye önemli ağırlığı olan konulardır. 1839 ve 1872 arası dönemi kapsayan Tezâkir, o yıllara ait hatıra ve belgeleri içermekte ve eserin tamamı 40 tezkereden oluşmaktadır. Diğer bir eseri ise Sultan 2. Abdülhamit Han’ın şifahi emrine uyarak, Abdülaziz’in hali ile II. Abdülhamit’in cülusunu hazırlayan amillerin başlangıcını açıklar mahiyettedir. 1839-1876 dönemleri arasındaki olayları tasvir eden 5 cüzdanlık Mâruzât’tır. Bu eser Tezâkir’in özeti mahiyetinde olsa da aynı zamanda onu tamamlamaktadır.”
Panel, Rektör Prof. Dr. Aykaç ve Pınarhisar Kaymakamı Demiryürek’in katılımcılara plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!