Türk Taş heykellerinin sırrı

Güncelleme Tarihi:

Türk Taş heykellerinin sırrı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2014 16:54

- Prof. Dr. Çoruhlu: "Bir kişinin heykelini dikmek önemliydi. Hem bu dünyada hem de öteki dünyada var etmek anlamına geliyordu"

Haberin Devamı

KAYSERİ (AA) - Mimar Sinan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, eski Türk topluluklarında bir kişinin heykelini dikmenin önemli olduğunu, bunun hem bu dünyada hem de öteki dünyada kişiyi var etmek anlamına geldiğini belirtti.

Çoruhlu, Erciyes Üniversitesi Sanat Tarihi Kulübü tarafından Fen Fakültesi Salonunda düzenlenen "Türk Taş Heykellerine İkonografik ve Sembolik Bir Bakış" konulu konferansta, eski Türk topluluklarının tamamen göçebe olmadığını, ikili bir yaşam sürdüklerini söyledi.

Bu yaşam tarzının bugün de yaylak ve kışlak olarak devam ettiğini ifade eden Çoruhlu, kaya resimlerinin şehircilik konusunda da bilgiler verdiğini anlattı.

Çoruhlu, kitabelerden, eski Türk topluluklarında dikili taş ve heykellerin "ata" gibi algılandığının anlaşıldığına dikkati çekerek, Kültigin'in kitabesinde bunlardan "ebedi taş" olarak bahsedildiğini belirtti.

Haberin Devamı

Taş heykellere ilahi anlamlar da yüklendiğini vurgulayan Çoruhlu, "Bir kişinin heykelini dikmek önemliydi. Hem bu dünyada hemde öteki dünyada var etmek anlamına geliyordu. Taş heykeller, atalar kültünün bir gereği olarak dikiliyordu. Ölenlerin geride kalanları da bunu gerçekleştiriyordu" dedi.

Çoruhlu, eski Türk topluluklarında ataların öldükten sonra tanrı olduklarına inanıldığını belirterek, ruhların dönüştüğüne inanıldığı için koç, aslan, geyik gibi hayvan heykellerine de rastlandığını ifade etti.

Kaplumbağa kaidelerin genellikle hanedan üyelerine ait yazıtlarda kullanıldığını anlatan Çoruhlu, şunları kaydetti:

"Ellerinde kadeh ya da kap tutar şekilde tasvir edilen heykellerin neyle ilişkili oldukları hala tartışmalı. Ben bunların sunma ritüeli ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. Ölünün anısına bir sunu olarak yorumluyorum. Mezara bir çiçek ya da yemek sunmak gibi. Kişinin öldükten sonra istediği gibi yaşaması için yapılan bir ritüel" diye konuştu.

Çoruhlu, bu kaplardan bazılarının ölülerin küllerinin konduğu kaplar da olabileceğine işaret ederek, Göktürklerin ilk dönemlerinde ölülerini yaktıklarının bilindiğini sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!