Mazlumder Kayseri Şube Sekreteri Sadi Özmen
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2015 14:26
MAZLUMDER KAYSERİ ŞUBE SEKRETERİ SADİ ÖZMEN, "SURİYE DE 2011 YILINDAN BERİ DEVAM EDEN SAVAŞTA, BÜYÜK BİR İNSANLIK DRAMI YAŞANMAYA DEVAM EDİYOR. SON GÜNLERDE KUZEY SURİYE DE TÜRKİYE’NİN ŞANLIURFA İLİNE YAKIN BÖLGEDE HAVADAN BOMBALAMA, KÖYLERİ, ŞEHİRLERİ BASIP BÖLGENİN YERLİ AHALİSİNİ GÖÇE ZORLAYARAK BURAYA BAŞKA İNSANLARI YERLEŞTİRMEK YOLUYLA ETNİK BİR TEMİZLİK YAPILARAK BÜYÜK İNSAN HAKLARI İHLALLERİ YAŞANMAYA BAŞLANDI" DEDİ.
Mazlumder Kayseri Şube Sekreteri Sadi Özmen, "Suriye de 2011 yılından beri devam eden savaşta, büyük bir insanlık dramı yaşanmaya devam ediyor. Son günlerde Kuzey Suriye de Türkiye’nin Şanlıurfa iline yakın bölgede havadan bombalama, köyleri, şehirleri basıp bölgenin yerli ahalisini göçe zorlayarak buraya başka insanları yerleştirmek yoluyla etnik bir temizlik yapılarak büyük insan hakları ihlalleri yaşanmaya başlandı" dedi.
Özmen, "Binlerce yıldır burada yaşayan Arap ve Türkmen ahali, önce IŞİD baskısı daha sonra sözüm ona IŞİD’i etkisizleştirme bahanesiyle yapılan ABD bombardımanı, devamında bölgenin silahlı unsuru PYD milislerinin yaptığı saldırılar sonucunda canlarını kurtarmak için yaşadıkları toprakları terk ederek her şeylerini geride bırakıp Akçakale üzerinden Türkiye’ye sığınmaya başladılar.
Büyük bir insanlık dramının yaşandığı bu bölgede Arap ve Türkmen ailelerin boşaltmak zorunda kaldığı köy ve kasabalara PYD’nin silahlı milisleri kontrolünde Kürt kökenli Suriyelilerinde yerleştirilmeye başlanması da bölgenin Arap ve Türkmen ahaliden arındırılarak büyük bir insanlık suçu işlendiğini ortaya koymuş bulunmaktadır" diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"MAZLUMDER Kayseri Şubesi olarak, zulüm kimden gelirse gelsin karşı durmak, mazlum kim olursa olsun yanında olmak ve hiçbir ön yargı gütmeden her türlü haksızlığa karşı durma prensibi gereği, Kuzey Suriye de yaşanan haksız, hukuksuz saldırıları Arap ve Türkmen ahalinin yerlerinden edilmesini, yerlerine PYD silahlı güçlerinin gölgesinde Kürt kökenli Suriyelilerin yerleştirilmesini asla kabul edilemez buluyor, insanlık adına kınıyor, bölgede devam eden saldırılar ve hukuksuzluğun bir an önce ortadan kaldırılması, vatanlarından kovulan ahalinin tekrar evlerine dönmelerinin sağlanması, bölgede demografik yapının bozulmasına izin verilmemesini, bu konuda Türkiye, İran ve Arabistan gibi bölge ülkelerinin bir araya gelerek aklı selimle olaya çözüm bulmalarını bekliyoruz.
MISIRDA CUNTANIN ZULMÜ BAKİ OLAMAZ
Mısırda 2011 yılında yapılan silahlı ve kanlı darbeyle iş başına gelip kendi halkına kan kusturan cuntanın zulmü artarak devam ediyor.
Darbeden bu yana10 bine yakın insanı katleden, binlercesini de hapislere atıp başta idam ve müebbet olmak üzere ağır cezalara çarptıran Abdulfettah SİSİ başkanlığındaki Mısır cuntasının kurduğu kukla mahkeme Mısırın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed MURSİ ve 116 Müslüman Kardeşler üyesi hakkında idam kararı verdi, çok sayıda yönetici hakkında da müebbet hapis cezası vererek insanlık adına büyük bir skandala imza atmış oldu.
MAZLUMDER Kayseri Şubesi, Mısır cunta mahkemesinin hiçbir uluslar arası hukukun, insanlık vicdanının kabul edemeyeceği utanç vesilesi bu kararını asla kabul edilemez ve uygulanamaz bulduğunu bildirirken insanlık ayıbı bu karara onay veren kukla mahkemeyi şiddetle kınar.
Mısır da devam eden insanlık ayıbı bu zulümlerin biran önce sona ermesi için erdemini kaybetmemiş devletleri, insan hakları teşkilatlarını ve vicdanlı insanları Mısır halkına sahip çıkmaya davet eder."
Özmen, "Binlerce yıldır burada yaşayan Arap ve Türkmen ahali, önce IŞİD baskısı daha sonra sözüm ona IŞİD’i etkisizleştirme bahanesiyle yapılan ABD bombardımanı, devamında bölgenin silahlı unsuru PYD milislerinin yaptığı saldırılar sonucunda canlarını kurtarmak için yaşadıkları toprakları terk ederek her şeylerini geride bırakıp Akçakale üzerinden Türkiye’ye sığınmaya başladılar.
Büyük bir insanlık dramının yaşandığı bu bölgede Arap ve Türkmen ailelerin boşaltmak zorunda kaldığı köy ve kasabalara PYD’nin silahlı milisleri kontrolünde Kürt kökenli Suriyelilerinde yerleştirilmeye başlanması da bölgenin Arap ve Türkmen ahaliden arındırılarak büyük bir insanlık suçu işlendiğini ortaya koymuş bulunmaktadır" diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"MAZLUMDER Kayseri Şubesi olarak, zulüm kimden gelirse gelsin karşı durmak, mazlum kim olursa olsun yanında olmak ve hiçbir ön yargı gütmeden her türlü haksızlığa karşı durma prensibi gereği, Kuzey Suriye de yaşanan haksız, hukuksuz saldırıları Arap ve Türkmen ahalinin yerlerinden edilmesini, yerlerine PYD silahlı güçlerinin gölgesinde Kürt kökenli Suriyelilerin yerleştirilmesini asla kabul edilemez buluyor, insanlık adına kınıyor, bölgede devam eden saldırılar ve hukuksuzluğun bir an önce ortadan kaldırılması, vatanlarından kovulan ahalinin tekrar evlerine dönmelerinin sağlanması, bölgede demografik yapının bozulmasına izin verilmemesini, bu konuda Türkiye, İran ve Arabistan gibi bölge ülkelerinin bir araya gelerek aklı selimle olaya çözüm bulmalarını bekliyoruz.
MISIRDA CUNTANIN ZULMÜ BAKİ OLAMAZ
Mısırda 2011 yılında yapılan silahlı ve kanlı darbeyle iş başına gelip kendi halkına kan kusturan cuntanın zulmü artarak devam ediyor.
Darbeden bu yana10 bine yakın insanı katleden, binlercesini de hapislere atıp başta idam ve müebbet olmak üzere ağır cezalara çarptıran Abdulfettah SİSİ başkanlığındaki Mısır cuntasının kurduğu kukla mahkeme Mısırın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed MURSİ ve 116 Müslüman Kardeşler üyesi hakkında idam kararı verdi, çok sayıda yönetici hakkında da müebbet hapis cezası vererek insanlık adına büyük bir skandala imza atmış oldu.
MAZLUMDER Kayseri Şubesi, Mısır cunta mahkemesinin hiçbir uluslar arası hukukun, insanlık vicdanının kabul edemeyeceği utanç vesilesi bu kararını asla kabul edilemez ve uygulanamaz bulduğunu bildirirken insanlık ayıbı bu karara onay veren kukla mahkemeyi şiddetle kınar.
Mısır da devam eden insanlık ayıbı bu zulümlerin biran önce sona ermesi için erdemini kaybetmemiş devletleri, insan hakları teşkilatlarını ve vicdanlı insanları Mısır halkına sahip çıkmaya davet eder."