Güncelleme Tarihi:
Oktay ENSARİ/KAYSERİ (DHA)- İÇİŞLERİ Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce yayınlanan ‘’Göç Araştırmaları’’nda yer alan bir incelemede, Suriyeli sığınmacılarla en çok yakınmanın, bir evde çok sayıda aile ile kalmaları sonucu, gürültü yapmaları ve yüksek sesle konuşmalarından geldiği belirlendi.
Suriyeli sığınmacılar konusunda 'Türk yazılı basınında Suriyeli Sığınmacılar ile Halk Arasındaki İlişki' konulu Mustafa Karataş tarafından yapılan incelemede, Suriyelilerin illegal çalışmaları ile iş piyasasını düşürdükleri kayıtsız ve sosyal güvencesiz düşük ücretle sektörde dengesizlikler ortaya çıkardıkları, sığınmacıların özellikle park ve buna benzer açık yerlerde konaklamalarının halkın bu alanları kullanmasını etkilediği,yerel halkın bu durumu yazılı ve sözlü olarak TBMM dilekçe komisyonuna kadar ilettiği anlaşıldı. Suriyeli sığınmacıların barınma merkezlerinden ayrılıp, serbest olarak yaşamak için kentlere yerleşmelerinin emlak fiyatlarını ve kiraları yüzde 70’e varan oranlarda artırdığı, kentlerdeki işçi ve memurların ev bulmakta zorlandıkları, yanlış davranışlar, kültürel farklılar, hırsızlık, gasp, fuhuş, dilencilik gibi söz konusu şikayet yaratan olaylara vurgu yapıldı. İncelemede, sorunlar ve çözüm önerileri şöyle sıralandı:
‘’SURİYELİLER YÜKSEK SESLE KONUŞUYOR''
''Kira artışlarının yaşanması Suriyelilere olan tepkilerden sadece biridir. Suriyeli sığınmacıların hayata dahil olmalarıyla birlikte barınma ihtiyacı ev kiralama konusunda ciddi kira artışları yükselişe geçmiştir. Ev bulamayan Suriyelilerin kamuya ait açık alanlarda kalmaları veya tekrar geçici barınma merkezlerine gitmek yerine yüksek fiyatla ev kiralamaları yerel halkın kiralık ev bulmasını güçleştirmektedir, Bazı illerde yaşayan memur ve işçi kesiminin merkezde ev bulma şansı azalmaya başlamıştır. Özellikle emlak artışlarındaki oranlara dikkat edilerek düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Suriyeli sığınmacıların sınra kadar getirdikleri ve daha sonra bakanlık kararı ile Türkiye sınırlarından içeri alınan araçlarda halkın tepkisini çekmektedir. Özellikle, toplu yürüyüşlerde plakalarından Suriye menşeili olanlarlara zarar verildiği anlaşılmaktadır. Bu konuda tedbir amaçlı yapılması gereken öncelikli durum plaka değişimi ya da araçların başka şekilde değerlendirilerek trafikte dolaşımları rahatlatılmalıdır. Kültürel farklılıklar yaşanan gerginliklerin ve olayların bir diğer boyutudur. Kültür değişikliliğinin bir araya gelmesi toplumda kabullenmeyen bazı davranışların da görülmesi arada çatışma çıkmasına sebep olmaktadır. Örneğin; mahalle bazında başlayan tartışmaların bir çoğunun temelinde Suriyeli sığınmacıların bir hanede birden fazla ailenin kalması , gece geç saatlere kadar uyumamaları ve yüksek sesle konuşmaları vardır. Yüksek sesle konuşmaları kültürel alışkanlıkları olması nedeniyle onlara normal davranış olarak gelirken , Türk halkına göre rahatsız edici bulunmaktadır. Bu kapsamda uyum sürecinde kültürel farklılığın birbirini tanıma,karşılıklı saygı,norm kurallara riayet ile hoşgörü kapsamındaki uyum politikası Suriyeli sığınmacıların günlük hayata katkısını sağlayacaktır. Uyum sürecinde her iki kültürün birbirine tanıtılması için gerekli aktivitelerin yapılması gerekmektedir. Bu durumun hemen gerçekleşmeyeceği ve zaman alacağı anlatılmalıdır. Ayrıca, uyum süreci ile ilgili olarak dil eğitimi verilmesi öncelikler arasında değerlendirilmelidir."