IHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2015 10:29
GENOM
Betül Ziya Eren Genom ve Kök Hücre Merkezi (GENKÖK) Müdürü Yusuf Özkul yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Özkul, "Kök Hücre Merkezi 1 yıl içerisinde yaklaşık 100’e yakın tedavi amaçlı hücre üretti" dedi.
Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren GENKÖK Müdürü Yusuf Özkul, "Erciyes Üniversitesi Genom Kök Hücre merkezi yaklaşık 5 yıl önce düşünce olarak başladı. 2 yıllık bir araştırma sürecimiz oldu. Dünyadaki en iyi merkezlerden Avrupa ve Amerika’da ki merkezlerden olmak üzere 20 yıllık projenin bitirme aşamasından sonrada 2 yıl içerisinde temelini attık. 2012 yılında da burayı teslim ettik. Yaklaşık olarak 2,5 yıldan beri Erciyes Üniversitesi Gen ve Kök Hücre Merkezi hizmet sunuyor. Hizmetlere baktığımızda içeride devam eden 120 civarında projeler var. 2,5 yıl içerinde 120 proje ciddi bir iş yüküdür. Bu 120 projeyle çalışan yaklaşık 250 civarında kişi vardır. Genom Kök Hücre Merkezi bu kadar kısa süre içerisinde, bu kadar büyük projelerde yer almasının nedenleri arasında belki de en büyük neden kompakt bir araştırma merkezi olmasıdır. İçerisinde kök hücre çalışmaları için uygun ortamlar vardır. Genom çalışmaları için uygun mekanlar vardır. Aynı zamanda hayvan üretimi için uygulananlar, bitki biyoteknolojisi için, virüs çalışmak için, deney hayvanlarının davranışlarını çalışmak için bir sürü alt laboratuvarlar vardır. Alt laboratuvarları topladığınız zaman 13 tane olmaktadırlar. Genom Kök Hücre merkezi Türkiye’de kompakt her türlü çalışmaların yapılacağı şuan için tek araştırma merkezidir" diye konuştu.
Özkul ayrıca, "Bu projeyi kabul süreci ile birlikte geçen 2,5 yıl içerisinde ciddi bir hizmet ağını da genişletmeye başladık. Hizmet ağı içerisinde öğrenci stajlarını sayabiliriz. Bu yıl 170 öğrenci çeşitli fakülte ve üniversitelerden Genom ve Kök Hücre Merkezi içerisinde yaz stajı yapacaklardır. Geçen hafta 130 kişinin katıldığı bienformatik kursu yaptık. Bu yıl içerisinde yeni bir ana bilim dalı kurduk. Bienformatik ana bilim dalıdır. Bienformatik ana bilim dalına öğrenciyi Şubat ayı içerisinde almaya başlayacağız. Kök hücre ile ilgili ana bilim dalımız çoktan kuruldu. Orada şu anda 23 öğrencimiz bulunmaktadır. Kök Hücre Merkezi 1 yıl içerisinde yaklaşık 100’e yakın tedavi amaçlı hücre üretti. Bu hücreleri biz kemik ilik nakli yapılan ve nakil sonrasında alıcı ve verici hücrelerin birbirleriyle olan uyuşmazlığı sonucunda civieş dediğimiz bir hastalık oluşuyor. Bu hastalığın tedavisinde kullanılır. Kök hücre merkezi hücre olarak da birçok araştırmaya katılıyor. Başka bir çalışmada ise yine kemik kırıklarında ya da kıkırdak dokusu zedelenmelerinde kırığı daha hızlı ve tamir edilebilir mi? gibi çalışmalar yürütülmektedir" şeklinde konuştu.
Sözlerini sürdüren Özkul, "Genom kısmına bakılır ise çok değişik araştırmalar bulunmaktadır. Aşı üretiminden tutun, süt verimliliğini artıran çalışmalar, aynı şekilde ineklerde çeşitli hastalıklara karşı direnç oluşur mu? gibi çalışmalar yapılmaktadır. Protermis kısmında ise hücreler farklılaşırken nasıl farklılaşma oluyor bunları ortaya koyan çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Şuan yeni bir grup oluşturmaya çalışıyoruz hücre analiz grubu adı altında. Genelde hücrelerimizin toplamı üzerinden analiz yapıyoruz. Bunların içerisinde çok nadir olan hücreleri göremeyebiliyoruz. Bu sindirsel ve tek hücre analiz sistemleri içerisinde ise bir tüpte bulunan 10 bin farklı hücrenin her biri ayrı ayrı analiz yapılmaktadır. Eğitimler vermeye çalışıyoruz. Kök hücre ve Master eğitimi vermeye çalışıyoruz. Genom görüşmeleri için davet ettiğimiz kişilere Genom gelecek 10 yılda nereye gider? diye sorular soruyoruz. Kök hücre ile ilgili davetlerimiz de ise kök hücre gelecek 10 yılda nereye gider sorularını sorarak bunları anlamaya çalışıyoruz. Sonunda ise bütün bunları bir araya getirdiğimizde ve analiz yaptığımız zaman şunları anlamaya çalışıyoruz. Eğer yol haritası çizemezseniz, elinizde iyi bir haritanız yoksa gideceğiniz hedefte yok demektir. Burası bir araştırma merkezi ve üniversitedeki diğer fakültelerle ortaklaşa çalışma yapıyoruz. Bu ortak çalışma fakültelerin birbirlerini anlamalarını ve farklı fakültedeki öğretim üyelerinin bir araya gelmesini de sağlıyor. Sarf eğitim üniversiteleri belirli bir noktaya getiriyor ve daha ileriye götürme şansı veriyor. Farklı disiplinler bir araya gelerek yeni projeler oluşturuluyor" ifadelerini kullandı.
’Bu ülke bilim üretemez ve evrensel bilime katkı oranını artıramazsa gelişmemizi sınırlı tutmak zorunda kalırız’ diyen Özkul, "Bu yüzden ülkenin reel bilim üretmesi gerekiyor. Reel bilim üretilmesi için de alt yapının olması gerekiyor. Burası bunun için iyi bir alt yapı sağlamaktadır. Yaşam bilimleri için bir alt yapı oluşturmaktadır. Bundan sonra yol haritamıza düşen iki büyük ana sıkıntımız vardır. Bunlardan biri bu araştırma merkezlerinin yeteri kadar kalifiye elemanı sahip değiller yani mevcut olan araştırma imkanlarını araştırmanız yetmiyor. Paralel olarak araştırmacı sayınızı da araştırmanız gerekiyor. Araştırmacı sayımızda bir azalma vardır. Fizik, Kimya, Matematik alanında son yıllarda ciddi bir zayıflama var. Bunun sebepleri de bu alanlara gençlerin yönelmemesidir. Genom ve Kök Hücre Merkezinin bir sonraki atacağı adımlar arasında küçük çalışma gruplarını yapması gerekmektedir. Ekip çalışması içerinde ekip ruhunu tetiklememiz gerekiyor" dedi.