FETÖ'den kapatılan Melikşah Üniversitesi arsa davası ilk duruşması sona erdi

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2017 15:48

FETÖ'den kapatılan Melikşah Üniversitesi için dini inanç ve duyguları istismar edilerek arsa sahiplerinin dolandırıldığı iddiasıyla açılan 31 sanıklı davanın 2 gün süren ilk celsesi sona erdi. Mahkeme, dosyaların ayrılmasına karar vererek duruşmayı  19 Nisan'a erteledi.

Haberin Devamı

Üniversitenin genel sekreteri sanık Veli Demirci'nin avukatı Emre Ayan Fetullah Gülen'in altın tepside ülkeye sunulduğunu kaydederek, "Amerikan projesi olduğu ortaya çıktı. O dönemin aktörleri şimdinin hainleri." dedi. Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 25 müştekiye yönelik ‘Fetullah Gülen terör örgütü adına hareket eden şüphelilerin dini inanç ve duyguları istismar ederek, kamu kurum ve kuruluşlarının aracı kullanmak suretiyle dolandırıcılık suretiyle arsaları almaya çalıştıkları ve ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs’, ‘silahlı terör örgütü üyelik ve yöneticilik’ suçlarından dava açıldı. Şüphelilerin, yapılan imar değişikliklerini kullanarak Melikşah Üniversitesi yerleşkesi çevre

sinde bulunan arsaların sahiplerine, arsalarını üniversite veya bulunduğu Burç Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'na satmaları konusunda hileli hareketlerde bulundukları, özellikle belediye imar değişiklikleri ve üniversitenin kamulaştırma yapacağını belirttikleri, şüphelilerin bazı vatandaşlara kamuoyunda Fethullah Gülen Cemaati olarak bilinen yapıya maddi destekte bulunmalarını isteyerek vatandaşların dini inanç ve duyguları istismar ettikleri ve bu faaliyetleriyle de çok sayıdaki vatandaşın arsalarını değerinden düşük fiyata satın aldıkları iddia edildi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava sanık sayısının fazlalığı ve güvenlik gerekçesiyle 250 kişilik konferans salonunda görüldü. Duruşmaya şikayetçilerle birlikte, aralarında bu davadan tutuksuz bulunan Boydak Holding eski CEO'su Memduh Boydak ile sanıklar katıldı. Davanın ilk celsesinin son gününde, sanıklar ve müştekilerin ifadeleri tamamlandı.

"ÜNİVERSİTELERİN DİNİ, DİLİ, IRKI OLMAZ"

Başka suçtan tutuklu Veli Demirci, üniversitelerin, Türkiye Yüksek Öğretim Kurumları yasalar bünyesinde oluşturulduğunu kaydederek, "Vakıf Yüksek Öğretim kurumlarının uymak zorunda olduğu kanunlar vardır. Çatısını ise mütevelli heyet oluşturur. Hiç kimse görevinin dışına çıkmaz. Çıktığı zaman suçun şahsiliği işler. Genel Sekreter olarak senatonun ve üniversite yönetimin resmi yazışmalarını raporladım. Günlük en az 100 yazışmanın sevk ve idaresini yaptım. Yılda en az bir kere YÖK denetiminden geçti üniversite. Bu denetimlerde hazırlanan raporlarda terör örgütüne ilişkin bir ibare bulunmadı. Elde ettiği gayrimenkuller devlete aittir. Burç Eğitim Vakfı tarafından elde edilen gayrimenkuller de üniversite tüzel kişiliğine tescil edilmiştir. Üniversitelerin dini, dili, ırkı olmaz. Üniversiteler YÖK kurumudur. 85 Ülkeden her dine her renge sahip öğrencilerimiz vardı. Böyle bir kurumda genel sekreter olarak çalıştım." dedi.
Sanık Demirci'nin Avukatı Emre Ayan ise, "Fetullah Gülen bu ülkeye altın tepside sunuldu. Sonra Amerikan projesi olduğu ortaya çıktı. O dönemin aktörleri şimdinin hainleri. Ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor. Ben bir hukukçu olarak anlamıyorum. O dönemde şilt veriliyor bu dönemde yargılanıyor. Siyasetin bir şekilde buraya monte edilmeye çalışıldığını görüyoruz. PKK bu ülkede böyle yaratıldı. Bugün ne yazık ki şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Geleceğimiz adına kaygılıyız." ifadelerini kullandı.

Başka suçtan tutuklu sanık Ahmet Mercan ise iddiaları kabul etmediğini söyleyerek, "Tanıklarla ve müştekilerle tanışmıyorum. Bu olayda yetkim yoktur. 2013 yılı temmuz ayında mütevelli heyet üyeliğine seçildim. Resmi olarak 2014 yılında heyet üyeliğinden ayrıldım. Arsa meselelerinin görüşüldüğü toplantılara katılmadım. İlhan Miraboğlu, Necmi Somtaş, Veli Demirci'nin arsa satışı konusunda ilgilendiğini duydum." şeklinde konuştu

Sanık Erol Karadurdu ise, "Ben 2005 yılında Kayseri'ye geldim. Herkes yalan söylüyor. Dün akşam ben otobüs durağında yattım. Hala lüks araçlarla dolaşıyorlar. Bizden 2 arsa aldılar ve ben menzilciyim. Bunlar ise FETÖ. Ankara'da İbrahim isminde bir şahıs var o hala parasını almadı. Bunların yüzünden o arkadaşın hanımı intihar etti. Bende bunların açığını çıkarıyorum diye beni üniversiteye almadılar. Özcan Karasu Erzurumlu, Fetullah Gülen'de Erzurumlu. Benim ilgim yok bunlarla. Ben emlakçıyım. Ömer Bozok, Gazezoğlu, Ahmet Türkmen, benden arsa talebinde bulundular. Ben aracılık ederek, Ayşe Alakuş ile görüştüm. Hiçbir alacağı yoktur. Arsalar değerinde satılmadı. İşlemler başlayınca ben dışarıda kaldım." ifadelerini kullandı.

Sanıkların savunmalarının alınmasının ardından müştekilerin ifadelerine geçildi.

Genel sekreterle 2 kere görüştüğünü dile getiren müşteki Abdüllatif Kılıç, "500 metre kareye bir daire verelim dediler. Biz kabul etmeyerek 330 metre kareye bir daire istedik. Kabul etmediler. Necmi beyle görüştük, 'burası okul sizde yardımcı olun' dedi. Kabul etmedim. 2012 yılında tekrar eğitim sahasına alındığı için tekrar Necmi beyle görüştük. 250 metre kareye bir ev verilirken bize 500 metre kareye bir ev verdiler." diye konuştu.

"BENİ KANDIRARAK TALAS BELEDİYESİ KORİDORUNDA İMZA ATTIRDILAR"


Müşteki Ayşe Alakuş ise "Beni kandırarak Talas Belediyesi'nin koridorunda imza attırdılar. Elime ne ev geçti ne para. Ben şimdi kiramı ödeyemiyorum. Ben bir daireye razı oldum. Ben bağış yapmışım burç eğitim vakfına, benim neyim varda bağış yapacağım. Ben o imzayı başka yerlerde kullanacaklarını bilemedim." şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti verdiği ara kararda, bu dosyada ve başka dosyalarda yargılanan sanıkların dosyalarının bu davadan tefrikiyle birleştirilmesine, sadece bu davada yargılanan bir kısım sanıkların ise bu dosyada yargılanmalarının devamına karar vererek duruşmayı 19 Nisan 2017 tarihine erteledi

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!