Güncelleme Tarihi:
Zafer BARIŞ/ KAYSERİ, (DHA) - KAYSERİ'de görülen, 22'si tutuklu 71 sanıklı FETÖ/PDY terör örgütü davasının tutuklu sanıklardan Mehmet Kıranatlı, ''Bu FETÖ olayını ben otoyola benzetiyorum. Devlet çok güzel bir otoyol yapmış ve bizlerin hizmetine sunmuş. Biz de o otoyolu kullanarak gideceğimiz yerlere gidip gelmişiz. Ancak bir süre sonda devlet, bu otoyoldan geçişi ve bu yolun kullanışını yasaklamış. Biz de tamam demişiz, bundan sonra o yolu kullanmamışız. Fakat devlet, 'bu yetmez, geçmişte bu yolu kullandığınız için de şu kadar ceza ödeyeceksiniz' diyor. Bu hain darbe girişiminin gelişimi ve şu anki durumu, aynen bu otoyol hikayesine benziyor'' dedi.
Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mehkemesi'ndeki davanın dün başlayan duruşmasının bugünkü bölümünde, tutuklu sanıkların savunmalarına devam edildi. Tutuklu işadamı Veyis Niyazioğlu, bütün terör örgütlerini lanetlediğini belirterek, şunları söyledi:
''Yahyalı ilçesinde kendi halinde ticaretle uğraşan bir kişiyim. Hakkımdaki bütün iddiaları reddediyorum. Terör örgütüyle bağlantılı olduğu belirtilen Bank Asya ile ticari anlamda işlemlerim oldu, bunun dışında hiçbir bağım olmadı. Bu dava nedeniyle 10 aydır tutukluyum. 3 çocuğum bunların okullarında okudu. Her baba gibi ben de çocuklarımın iyi bir eğitim almasını istediğim için ve o dönemde bu okullar vitrinde olduğu için, ben de çocuklarımı oraya gönderdim. Ayrıca, benim telefonumda Bylock ve Eagle programları yok. Sadece dünyada 130 milyon kişinin kullandığı Coco programını kullandım.''
HESABIMDAKİ PARA TRAFİĞİ 1 MİLYON 400 BİN LİRA
Sanıklardan, kapatılan Kimse Yok Mu Derneği Kayseri Şubesi'nin eski Başkanı Abdurrahman Haskaraman'ın oğlu Enes Haskaraman, hiçbir örgüte üye olmadığını, hatta 5 yıl öncesine kadar İstanbul, İzmir ve Ankara'da yaşadığını, babasının hastalanmasının ardından Kayseri'ye geldiğini bildirdi. Haskaraman, ''Terör örgütü ile bağlantılı olduğu için kapatılan Bank Asya'ya para yatırdığım ve bankaya böylece maddi destek sağladığım iddia ediliyor. Asla böyle bir şey yok. Ben, 1999'da Bank Asya ile ticari anlamda çalışmaya başladım. Bu banka aracılığıyla ben bir kere de o zamanlar arkadaşım olduğunu sandığım ABD'deki Maksut İlhan Elçi'ye master yapması için 8 bin 100 dolar gönderdim. Bankadaki hesabımdaki toplam para trafiği 1 milyon 400 bin TL'dir. 17-25 Aralık'tan hemen sonra ise bankadaki hesabımı sıfırladım. Hiçbir şekilde himmet parası, kurban parası vermedim, toplantılarına katılmadım, ancak 10 aydır esir tutuluyorum. Masumiyetimi ispat ettiğimi düşünüyorum ve tahliyemi talep ediyorum'' diye konuştu.
PAYLAŞIM PİŞMANLIĞI
Tutuklu sanıklardan işadamı Memiş Alemdaroğlu ise, terör örgütlerinin hepsini lanetlediğini ifade ettiği savunmasında, ''Kapatılan GESİAD ve Kimse Yok Mu Derneği'nin yönetiminde bulundum. Ancak, GESİAD'daki görevim yedek üyelikti ve hiçbir imza atmadım. O dönemde Kimse Yok Mu Derneği devletin desteklediği bir dernekti. Buraya yapılan bağışlar, vergiden düşüyordu'' dedi.
Alemdaroğlu, ''İmzasız e-posta ihbarlarının dikkate alınmayacağını sayın Başbakan söyledi'' deyince mahkeme başkanı, ''İmzasız ihbarları atanlar bulunur, burada da ifade verirler. Bulunamazlarsa yapılacak birşey yok'' karşılığını verdi.
Alemdaroğlu, 2014-2015 yıllarında sosyal medyadaki hesaplarında terörist başı Fethullah Gülen, kapatılan Zaman Gazetesi ve ABD'deki NBA'de spor hayatını sürdüren basketbolcu Enes Kanter ile ilgili yaptığı paylaşımlardan pişman olduğunu söyledi.
2007'DE GÜLEN'İ ZİYARET ETTİM
FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı olduğu gerekçesi ile kapatılan Ufuk Özel Eğitim Kurumları'nın kurucusu ve yöneticisi olan işadamı Mustafa Kilci, bütün çalışmalarını tamamen hayır amaçlı yaptığını belirterek, şunları söyledi:
''Bu eğitim kurumunun kurucusu ve yöneticisiydim. Ancak 2011 yılında ortaklıktan ve yöneticilikten tamamen ayrıldım. 2014 yılında da bu kurumun adı Nezahet olarak değiştirildi. Kayseri'deki bazı sohbet toplantılarına katıldım. 2012 yılına kadar da Zaman Gazetesi aboneliğim sürdü. 2007 yılında 9 işadamıyla ABD'ye gittim ve burada Fethullah Gülen'i de ziyaret ettim. ABD ziyaretini, kapatılan TUSKON aracılığıyla yaptık. Görüşmede, o günlerde gündemde olan Ermeni tasarısı, ABD ile ticaret gibi konuları konuştuk. Aynı günün akşamı da Türkiye'ye döndük. Kimsenin gizli hesaplarını bilmiyorum.''
DARBECİLERE ENGEL OLMAYANLAR DEĞİL DE BEN Mİ SUÇLUYUM?
Kapatılan Battalgazi Eğitim Kurumlarının eski yöneticisi işadamı Hamit Kıranatlı da hakkındaki iddiaları kabul etmediğini belirterek, savunmasında şunları söyledi:
"'Kayseri'de 40 yıldır iş hayatının içinde olan, girişken, iş bitirici birisi olarak tanınırım. Her ihtiyaç sahibi gelir ve beni bulur. İddianamede, örgüt içinde aktif rol aldığım belirtilmiş. Alçak darbe girişimini gerçekleştirenlere göz yumanlarla, içinden çıktıkları orduya kurşun sıkan hain darbecilere engel olamayan askeri yetkililer suçlu değiller de ben mi suçluyum? Bu arada gerçekten Allah rızası için, gerçekten samimi duygularla, ABD'deki bir eğitim kurumuna da 160 bin dolar yardımda bulunduk. Keşke yapmasaydık. Örgütün mütevelli heyeti toplantılarına katıldığım iddia ediliyor. Ben, 2003-2011 yılları arasında sadece dini sohbet toplantılarına katıldım. Örgüte bilerek ya da isteyerek hiçbir zaman maddi destek sağlamadım. Sadece dini toplantılarda sadaka şeklinde az miktarda paralar verdim. Çocuklarımı bu örgütün okullarına gönderdim. İddianameyi hazırlayan bürokratların çocukları da o okullarda okumuştur. Bank Asya ile çalıştım. Çünkü o dönemde yasal kurulmuş, faaliyetleri devlet denetiminde olan bir bankaydı. Bu banka ile çalışmakta bir mahsur görmedik. Bu ülkenin kötülüğünü isteyen herkesin ve her türlü örgütün Allah belasını versin. Koyu bir Beşiktaşlıyım. Gezi olayları sırasında Beşiktaş'ın Çarşı grubundan birileri de olaylara destek vermekten yargılandı ve ceza aldı. O zaman tüm Beşiktaşlılar da mı suçlu oldu? Böyle bir şey olabilir mi?''
DARBE GİRİŞİMİNİ LANETLİYORUM
Hamit Kıranatlı'ın savunmasını yapmasının ardından mahkeme heyeti başkanı, tutuklu kardeşi Mehmet Kıranatlı'ya söz verdi. Kardeş Kıranatlı da hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, ''15 Temmuz hain darbe girişimini kim yaptıysa lanetliyorum. İddianameyi hazırlayan savcının çocuğunun da bu örgütün okullarında okuduğu söyleniyor. Evimde bulunan 1 dolarlar ise kızımın biriktirdiği harçlıklarıdır. Bizler, kuyumculukla uğraşıyoruz ve hızlı para sirkülasyonları yaşıyoruz. Her anne ve baba gibi ben de çocuklarımın en iyi eğitimi almasını istedim. Çocuklarım, bu okulların sınavlarına girdiler ve çok iyi puanlar aldıkları için bana okul ücretlerinde indirim de uyguladılar'' dedi.
''GÜL TAVSİYE ETTİ, BİZ DE YARDIM ETTİK''
Kapatılan Melikşah Üniversitesi'ne de yardım ettiğini kaydeden Mehmet Kıranatlı, otoyol benzetmesi yaparak savunmasını şöyle yaptı:
"'Melikşah Üniversitesi'nin açılış programına, 11'inci Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül de katılmıştı. Gül konuşmasında, bu tür eğitim kurumlarına maddi ve manevi destek vermenin çok hayırlı bir iş olacağını söyleyince, ben de bu sözlerden kendime vazife çıkardım ve okula 40 bin euro bağışta bulundum. Sonra malum grup terörist ilan ediliyor ve onlarla bağlantılı olan okullar, işyerleri kapatılıyor. Ben, bu durumu, otoyola benzetiyorum. Devlet, çok güzel bir otoyol yapıyor ve bizler de o yolu kullanıyoruz. Her yere kolayca ve konforlu bir şekilde gidebiliyoruz. Ancak bir zaman geliyor ve devlet 'artık bu yolu kullanmayacaksınız' diyor. Biz de tamam diyoruz ve artık o yolu kullanmıyoruz ama devlet, 'Hayır, bu yetmez. Siz bir de bu otoyolu kullandığınız için bu kadar cezayı ödeyeceksiniz' diyor. Bu hain darbe girişiminin gelişimi ve şu anki durumu, aynen bu otoyol hikayesine benziyor.''
Tutuklu yargılanan işadamı Osman Köseoğlu ise, 17-25 Aralık'tan önce bazı ev toplantıları yaptıklarını, bu toplantılarda dini konular, iş konuları, yeni fikirler ve sporun konuşulduğunu bildirdi. Köseoğlu, ''Gülen'i hiçbir zaman otorite olarak kabul etmedim. 17-25 Aralık'tan sonra ise yaptıklarını gördüm ve tüm ilişkilerimi kestim. Çocuklarımı bunların okullarına gönderdim ama okulları değiştirmek için çabalarım oldu. Ancak kızımın okulunu değiştirmesi sonucu psikolojik sıkıntı yaşayacağını uzmanlar söyleyince, şimdilik kaydıyla okula devam etti. Örgüt üyeliği suçlamalarını kesinlikle kabul etmiyorum. Yaklaşık 15 yıldır, iş için ABD'ye gidip geliyorum. Ancak, Gülen'i hiç ziyaret etmedim. Ben, eğitimimi Kayseri dışında daha çok da İstanbul'da tamamladım. Kur'an-ı Kerim'i okumayı bilmiyordum, ancak 10 aylık tutukluluk sürecinde cezaevinde öğrendim'' dedi.