Güncelleme Tarihi:
KAYSERİ, (DHA) - ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde “21 Kasım Dünya KOAH Günü” etkinliği düzenlendi.
Türk Toraks Derneği ile birlikte gerçekleştirilen etkinlik kapsamında, Gevher Nesibe Hastanesi girişine stant kuruldu ve burada vatandaşlar ücretsiz solunum fonksiyonu testinden geçirildi. Etkinlik hakkında bilgiler veren ERÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İnci Gülmez, toplumda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinin KOAH hastası olduğunu ve her 10 KOAH hastasından sadece birinin doktora başvurduğunu belirtti.
Prof. Dr. Gülmez, KOAH hastalığı ile ilgili şunları söyledi:
“Günümüzde tüm dünyada üçüncü ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de yüzde 5,5’ inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen üçüncü ölüm nedenidir ve bu ölümlerin yüzde 61,5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir. KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır. Sigara içenler içmeyenlere göre daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu‐dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmaktır. Bunun dışında diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra, fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması, hem hastalık gelişimi, hem de hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır.”
FOTOLU