IHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2015 17:34
ESMA BİRKOL
Dünyam Hastanesi Diyetisyeni Esma Birkol, Ramazan ayı sonrası vatandaşları beslenmeleri konusunda uyardı.
Dünyam Hastanesi Diyetisyeni Esma Birkol, "Ramazan ayı boyunca oruç tutulması nedeniyle günlük öğün sayısı azaltıldığı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana geldiği için bayramda normal yeme düzenine geçişte daha fazla
yemek yeme eğilimi olabilir. Bu durumda sayıca az öğünler ile yüklemeler yapmak yerine az ve sık besin tüketmek daha doğrudur. Örneğin hafif bir kahvaltı ile güne başlamak çok önemlidir ve sabah geç kalkılsa bile öğlen yemeği atlanılmamalıdır. Tatlı türü şeylerle öğle yemeğini geçiştirerek akşama kadar yemek yememek, metabolizma hızımızı azaltarak şişmanlığa zemin hazırlayan oldukça kötü bir alışkanlıktır" ifadelerini kullandı.
Birkol ayrıca, "Bayramlar tatlı, çikolata, hamur işleri gibi gıdaların en çok tüketildiği günlerdir. Ramazan Bayramı boyunca şerbetli tatlılar ve çikolata tüketimi artar. Bu tür besinler şeker, yağ, un miktarları fazla ve glisemik indeksleri de yüksek olduğundan kan şekerlerini hızla artırır; kalorileri de çok yüksektir. Ayrıca fazla miktarda çikolata ve tatlı tüketimi; mide yanması, bağırsak sistem bozukluklarına sebep olarak birçok sağlık problemine yol açar. Bu nedenle, tatlı tüketiminden mümkün olduğu kadar sakınmak gerekir. Eğer tatlı tüketilmek isteniyorsa yine miktarlarına dikkat edilerek sütlü tatlılar ara öğün olarak tercih edilebilir Ramazan süresince kişilerde sıvı alımı düşer. Bu yüzden mutlaka bayram süresince ve sonrasında ayran, komposto gibi sıvı içeriği yüksek gıdalar ile su içilerek günlük sıvı ihtiyacımız olan 2-2.5 litreye ulaşmak gerekir" diye konuştu.
Tüketilmesi gereken besinlere değinen Birkol, "Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkanlar dahilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmelidirler. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler aynı zamanda kan şekerinin de hızla yükselmesini engellemektedir. Diyabet, diyaliz, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan kişiler, uyguladıkları diyete bayram süresince ve de bayram sonrasında da uymaya özen göstermelidirler" şeklinde konuştu.
Sözlerini sürdüren Birkol, "Bayramı tatilde geçireceklerin ise tatilde de 3 ana öğün düzenini bozmadan beslenmeye devam etmesi önemlidir. Kahvaltıda poğaça, simit, krep gibi hamur işi besinler ve tatlılar az miktarda tüketilmelidir. Reçel, bal, çikolata ezmesi gibi tatlı besinleri kahvaltının sonunda 1-2 tatlı kaşığı olarak tüketebilirsiniz. Kahvaltıda işlenmiş sucuk, sosis, salam gibi et ürünlerini az sıklıkta tercih edilmelidir. Özellikle öğle saatlerinde kırmızı veya beyaz et +sebze +tahıllı besinlerden (pilav,makarna, kısır, pide vb) oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Akşamları ise daha çok beyaz et +sebze +salata gibi bir öğün yapılmalıdır. Akşam öğünlerinde karbonhidratları sınırlandırmanın kilo kontrolünde oldukça önemi vardır. İki öğünde de fırın/ızgara veya buğulama gibi yağda pişmemiş et olan proteinli besinler daha uzun süre tok kalmamızı sağlayacaktır" dedi.