Güncelleme Tarihi:
KAYSERİ, (DHA) - GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevin Fazlıoğlu, tüberkülozun, hava yoluyla bulaşması nedeniyle toplumların sağlığına ciddi boyutta tehdit oluşturduğunu belirterek, ''Nedeni kesin olarak bilinen, 50 yıldır tedavisi mümkün olan ve korunulabilir bir hastalık olan verem, hala dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam ediyor'' dedi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevin Fazlıoğlu, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü’nde hastalıkla ilgili bilinmesi gereken detayları anlattı. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon insanın bu hastalığa yakalandığını belirten Dr. Nevin Fazlıoğlu, ''Mycobacterium tuberculosis mikrobuyla oluşan, bulaşıcı, tedavi edilmediği takdirde ölümle de sonlanabilen ve halk arasında verem adıyla da anılan hastalık çok eski tarihlere dayanıyor. Sebebi kesin olarak bilinen, 50 yıldır tedavisi mümkün olan ve korunulabilir bir hastalık olan verem, hala dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam ediyor'' diye konuştu. Dr. Fazlıoğlu, ''Aktif akciğer tüberkülozlu hastadan öksürük, hapşırık, konuşma, şarkı söyleme ya da tükürme gibi eylemlerle, 0,5-5 mikron çapında bulaşıcı damlacıklar dışarı atılıyor. Bu partiküller havada asılı kalarak bir süre canlılıklarını koruyor. Sağlam kişilerin bu partikülleri solumasıyla hastalık bulaşmış oluyor. Bu basilleri alan her kişide mutlaka hastalık gelişmeyebiliyor. Alınan basiller vücutta saklı kalarak direncin düştüğü bir anda hastalığa sebep olabiliyor. Bulaşma açısından en riskli grubu, hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşları oluşturuyor. Kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, giysiler, çarşaflar gibi eşyalarla bulaşma gerçekleşmiyor'' ifadelerini kullandı.
Tüberküloz risk faktörlerini değerlendiren Dr. Fazlıoğlu tedavi olmayan bir akciğer tüberkülozu hastasının her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte edebildiğini belirtti. Dr. Fazlıoğlu, ''5 yaş altı çocuklar, yaşlılar, bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullananlar, HIV enfeksiyonu, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma, akciğer kanseri madde ve alkol bağımlılığı olanlar, sigara içenler, ideal vücut ağırlığının yüzde 90'ından daha az kiloda olanlar, verem hastalığı yönünden riskli kişiler arasında yer alıyor'' dedi.
BELİRTİLER; UZUN SÜREN ÖKSÜRÜK, ATEŞ, TERLEME ...
Dr. Nevin Fazlıoğlu, tüberküloz hastalığının 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs, sırt ağrısı gibi belirtileriyle kendini gösterdiğini söyledi. Hastalığın kesin tanısının balgamda tüberküloz basillerinin gösterilmesi ile konulabildiğini belirten Dr. Fazlıoğlu, akciğer filmleri ve tüberkülin deri testinin de (PPD) tanıda kullanılan diğer yardımcı testler içerisinde yer aldığını ifade etti.
DÜZENLİ TEDAVİ İYİLEŞTİRİYOR
Verem hastalığının tedavisinde birden fazla ilacın düzenli ve yeterli sürede birlikte alınması gerektiğini belirten Dr. Fazlıoğlu, şunları kaydetti:
''Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlıyor, hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını koruyor. Ülkemizde verem savaş dispanserlerinde doğrudan gözetimli tedavi uygulanıyor. Ücretsiz ve kişiye özel bir tedavi yöntemi olan doğrudan gözetimli tedavi (DGT) hastalara her doz ilacın bir görevli tarafından içirilmesi esasına dayanıyor. Verem aşısı (BCG), çocukları tüberkülozdan yüzde 50 oranında koruyor. BCG aşısı yapılmış bir çocukta akciğer tüberkülozu görülebiliyor, ancak çocuklarda erişkinlere göre daha sık görülen ve ağır seyreden menenjit tüberküloz, milier tüberküloz gibi ağır formlardan koruyuculuğu daha yüksek oluyor. Çocuklarda tüberkülozdan ölümleri önemli oranda azaltıyor. O nedenle halen tüberkülozun belli bir oranın üzerinde görüldüğü ülkemizde çocuklara, özellikle bebeklik döneminde BCG aşı uygulaması öneriliyor.''
FOTOĞRAFLI