Güncelleme Tarihi:
KAYSERİ, (DHA) - KALP ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tansel Türkoğlu, ölüm nedenleri arasında ilk sırada bulunan kalp krizinde müdahale için 'Zamanlama'nın çok önemli olduğunu bildirdi. Dr. Türkoğlu, ''Acil-erken müdahale gerektiren durumlar haricinde cerrahi tedavi yapılması gerektiğinde zamanlama kararının kardiyolog ve kalp-damar cerrahisi uzmanları tarafından ortaklaşa verilmesi gerekiyor. Araştırmalara göre, kalp krizi başlangıcından sonraki 2-4 saat içinde yapılan cerrahi girişimlerde, kalp kasındaki hasarlı bölgenin kısmi veya tamamına yakın oranda kurtarılabiliyor'' dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tansel Türkoğlu, gelişmiş toplumlarda hayatını kaybetme nedenleri arasında ilk sırada kalp krizinin yer aldığını, Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 200 bin kişinin kalp krizinden hayatını kaybettiğinin tahmin edildiğini bildirdi. Dr. Türkoğlu, ''Kalp krizi geçiren kişilere uygulanan tedavi yöntemleri hastanın genel durumuna, krize neden olan koroner damarın büyüklüğüne, tıkanmanın yerine, hastaneye başvurma süresine ve başvurduğu hastanenin teknik-tıbbi yapı ve imkanlarına göre farklılık gösteriyor. Bu nedenle tıp dünyasında bu konuda farklı yaklaşımlar bulunuyor. Kalp krizinin ardından izlenecek tedavi yöntemi, kişinin durumuna göre de şekilleniyor'' ifadelerini kullandı. Kriz sonrasında tedavi uygulanmaması halinde, kalp kasında hafif, orta ya da ileri derecede hasar, kardiyojenik şok, hayatı tehdit eden ritim bozuklukları ve kalp yetmezliğinin meydana gelebildiğini vurgulayan Türkoğlu, ''Ani kalp krizine yönelik tedavi seçeneklerinde, pıhtı eritici ilaçlar, balon anjiyoplasti-stent uygulamaları, koroner by-pass ameliyatları ve bunların kombinasyonu yer alıyor. Kalp krizine bağlı olarak acil-erken müdahaleyi gerekli kılan durumlar ise, iki karıncık arasındaki duvarda delik oluşması, kalp kası duvarında yırtık oluşması, mitral kapakçık kasında kısmi veya tam yırtığa bağlı gelişen ani kapakçık yetmezliği, kalp fonksiyonlarının giderek bozulmasına ek olarak pıhtı eritici ilaç ve balon anjiyoplasti işleminin başarısız olması veya koroner damardaki darlıkların balon anjiyoplastiye uygun olmaması, sol ana koroner arter hastalığı olarak adlandırılan, kalbin yaklaşık yüzde 75-80’ini besleyen koroner damardaki kritik darlıklar olarak sıralayabiliriz'' dedi.
Doç. Dr. Tansel Türkoğlu, acil-erken müdahale gerektiren durumlar haricinde cerrahi tedavi yapılması gerektiğinde zamanlama kararının kardiyolog ve kalp-damar cerrahisi uzmanları tarafından ortaklaşa verilmesi gerektiğini de bildirerek, şunları kaydetti:
''Araştırmalara göre, kalp krizi başlangıcından sonraki 2-4 saat içinde yapılan cerrahi girişimlerde, kalp kasındaki hasarlı bölgenin kısmi veya tamamına yakın oranda kurtarılabiliyor. Maalesef en gelişmiş ülkelerde bile gerek hastalar gerekse hastanelere ait nedenlerden dolayı bu kadar erken müdahale pek mümkün olamıyor. İlk 4 saatten sonra, erken dönemde yapılan cerrahi girişimlerde ameliyat riski artabiliyor. Bununla birlikte kalp krizi sonrası tıbbi tedaviye rağmen hastanın göğüs ağrısının devam etmesi veya klinik bulgularının giderek bozulması durumunda cerrahi tedavi uygulanması söz konusu olabiliyor. Uygulanacak bu ameliyatlarda kişinin hayatını kaybetme riskinin minimum, operasyon sonrası kazanımının maksimum olması hedefleniyor.''
Her durumda acil müdahale gerekmese de bazı durumlarda hastalığın seyrinin cerrahiyi zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Doç. Dr. Türkoğlu, ''Kalbi besleyen üç koroner arterin tamamında darlık veya tıkanıklık oluşması, hastanın koroner damar yapısının ve darlıklarının balon anjiyoplastisi işlemine uygun olmaması veya balon anjiyoplasti işleminde başarısız olunması, kalbin geniş bir yüzeyini besleyen damar veya damarlarda darlık ya da tıkanıklık olması, kalp krizine bağlı olarak hastada semptom oluşturan sol karıncık balonlaşması, mitral kapakçıkta beslenme bozukluğuna bağlı ciddi yetersizlik oluşması durumlarında cerrahi müdahale gerekiyor'' ifadelerini kullandı.