Güncelleme Tarihi:
Cafer ZENGİN/KAYSERİ, (DHA) - KADIN Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, erken tanı konusunda anne adaylarını uyardı. Gebelik takibinde yapılan muayenelerin önemini anlatan Öner, “İleri ultrason teknikleri sayesinde gebelikteki riskleri ve anne adayının endişeleri en aza indiriliyor. Hamilelikte düzenli kontroller sayesinde de düşüklerin, bebekte görülen gelişme ve zeka gerilikleri anne karnında fark ediliyor ve ani bebek ölümlerin önüne geçiliyor” dedi.
Sağlıklı bir gebelik geçirerek, çocuğunu dünyaya getirmek isteyen tüm anne adaylarının bu süreçte hekim takibinde olması önem taşıyor. Belli periyotlarda yapılan laboratuar ve görüntüleme tetkikleri, annenin sağlığına ve bebeğin gelişimine ilişkin hekim ile aileyi bilgilendirirken, olası rahatsızlıklara karşı erken dönemde önlem almaya da yardımcı oluyor. Kadın ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, kan veya idrar tahliliyle yapılan gebelik testlerinin dış gebelik, boş gebelik veya bebeğin kalp atımlarının oluşup oluşmadığı hakkında bilgi vermediğine dikkat çekti.
“SAĞLIKLI BİR GEBELİK SÜRECİ SAĞLIYOR”
“Her gebelik çok kıymetli” diyen Öner, “Anne adayları, bebeğini sağlıkla dünyaya getirmek istiyor. Bu sürecin sağlıklı devam etmesi için de gebelik kontrolleri büyük önem taşıyor. Ayrıca günümüzde ileri ultrason teknikleri sayesinde gebelikteki riskleri ve anne adayının endişelerini en aza indiren, anne karnındaki bebeğin dört boyutlu resimleri çekilerek bu sürecin mutlu geçmesi sağlanabiliyor. Hamilelikte düzenli kontroller sayesinde düşüklerin, erken doğumun, gebelikte oluşabilecek yüksek tansiyon, bebekte görülen gelişme ve zeka gerilikleri ile yine bebekte ortaya çıkan ve doğum sonrası düzeltilebilecek olan kalp, sinir, yüz ve diğer organ bozukluklarının, anne karnındaki ani bebek ölümlerinin önüne geçilerek, sağlıklı bir gebelik süreci sağlanabiliyor” şeklinde konuştu. Gebelik sürecinde yapılan taramaların hastalıkların erken tanınmasını sağladığını dile getiren Öner, yapılan ikili testin, 700 gebelikte bir görülen Down sendromu ve diğer genetik bozukluklar açısından hekimi uyardığını ifade etti. Öner, şunları söyledi, “Ultrasonla bu haftalarda rutin olarak bebeğin ense kalınlığı, burun kemiği, karaciğerdeki kan akımı ile kalp kapakçıklarında kaçak olup olmadığına bakılıyor. Bu tetkiklerin sonucuna göre, yüzde 85 oranında Down sendromu başta olmak üzere genetik bozukluklar elenebiliyor. Ayrıca bebeğin beyin yapısı, idrar torbasının büyüklüğü, el ve ayak parmakları ile rahim ağzının boyuna bakılarak hem bebekte görülebilecek diğer bozukluklar hem de rahim ağzı yetmezliğine bağlı 20. hafta civarında görülen düşük ve erken doğumlar öngörülerek, önlem alınmasına yardımcı oluyor. İkili testte yüksek risk saptanması, erken dönemde bebeğin eşinden veya suyundan örnek alınarak ya da annenin kanından bebeğin genetik yapısına bakılan testinin yapılmasına olanak sağlıyor. Üçlü test ve dörtlü test ise ikili testi tamamlayabildiği gibi, tek başına da bakılarak bebeğin Down sendromu ve diğer genetik bozuklukları hakkında bilgi veriyor. Bu testler bebekte genetik bozukluklar dışında, belinde açıklık olması ve beyin hasarları hakkında ön bilgi veriyor”
“DÖRT BOYUTLU ULTRASON ANNENİN KAYGILARI AZALTIYOR”
Teknolojinin gelişmesinin, sağlık alanında da etkisini gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Gökalp Öner, “Bunlardan biri de dört boyutlu ultrason. Böylece 24’üncü haftadan itibaren bebeğin yüzü ve dış görünüşü net bir şekilde görülebiliyor. Bebeğin resmini gören anne adayının gebeliğe bağlı kaygılarının azaldığını, beraberinde çocuğuna olan bağlanma hissinin arttığını gözlemliyoruz. Dört boyutlu ultrason sayesinde yarık dudak gibi yüz bozuklukları ile bebeğin boynuna kordon dolanması erken dönemde tespit edilebiliyor. Öte yandan bu sayede çekilen bebek resimleri anne-baba adaylarını da mutlu ediyor” dedi.
FOTOĞRAFLI