Güncelleme Tarihi:
KAYSERİ, (DHA) - ORTOPEDİ ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatih Karaaslan, omurgadaki eğrilik olarak bilinen skolyozun kız çocuklarında erkeklere oranla hem daha sık ortaya çıktıığına dikkati çekerek, çocuklardaki omirga eğreliklerine dikkati çekti.
Skolyoz belirtileri büyümenin en hızlı olduğu ergenlik döneminde arttığı için tanı da genellikle bu döneme rastladığını tedavide başarılı sonuçlara ulaşabilmek için erken dönemde müdahale etmek gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Fatih Karaaslan, şunları söyledi:
‘’Hafif derecedeki omurga eğrilikleri çocuğa herhangi bir rahatsızlık vermeyebilir. Ancak ilerleyen dönemlerde, tedaviye dirençli bel ve sırt ağrıları, solunum yetmezliği, çeşitli enfeksiyonlar ve kalpte ritim bozuklukları da gibi geri dönüşümsüz hasarlar ortaya çıkabiliyor.” Hastalığı önlemenin bir yolu olmadığını ancak erken müdahale ile eğrilik derecesini yavaşlatmanın mümkün olabildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Fatih Karaaslan, “Bu nedenle çocukların gelişimin devam ettiği skolyozun erken evrede teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. Tanı konduktan sonra çocuğun gelişim süreci mutlaka takip edilmelidir.’’
Başlangıç aşamasında omurgadaki eğrilik dışında çocukta başka bir şikayete neden olmadığı için tanının genellikle tesadüfen konduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Fatih Karaaslan, “Genellikle gelişme çağının başlangıcında, çocukta omuz asimetrisi, sırtın bir bölümünde kabarıklık, kalçaların aynı seviyede olmaması, kamburluk gibi bulgular fark edilebiliyor” diyor. Bu nedenle özellikle anne babalar olmak üzere, öğretmenler gibi çocuğun yakınında bulunan kişilerin gözlemleriyle erken tanı sağlanabiliyor. Hastalığın kesin tanısı ve eğrilik derecesini belirlemek için fizik muayene ve görüntülüme gerekiyor. Elde edilen sonuçlara göre de tedavi şekli belirleniyor''dedi
Hastalığın tipi, eğriliğin nedeni, derecesi, hastanın yaşı gibi birçok faktör tedavinin gidişatını belirtiyor. Tedavide hastanın gözlemi, korse tedavisi ve cerrahi olmak üzere üç ana yöntem kullanıldığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Fatih Karaaslan, öncelikli amacın tespit edilen omurga eğilmesinin hastanın içinde bulunduğu yaşta veya ilerleyen yıllarda beraberinde getireceği tıbbi sorunların önüne geçmek olduğunu belirtti. Korse, tedavisi rehabilitasyon ve benzeri cerrahi dışı tedavilere rağmen eğrilikteki ilerlemenin hızlı olduğu hastalarda cerrahi müdahalenin gerekebildiğini anlatıyor.