Böbrek sağlığınız için, susamadan su için

Güncelleme Tarihi:

Böbrek sağlığınız için, susamadan su için
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2017 13:39

Böbrek sağlığınız için, susamadan su için

Haberin Devamı

KAYSERİ, (DHA) - ÜROLOJİ Uzmanı Op. Dr. Doğan Durmazer, genetik faktörler, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve gün içinde alınan sıvı miktarının gerekenden az olmasının, böbreklerde taş oluşumuna zemin hazırladığını belirterek, ''Kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülen böbrek taşları, tedavi edilmediği takdirde böbrek fonksiyonlarını bozabiliyor'' dedi.
Memorial Kayseri Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Doğan Durmazer, böbrek taşları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. İdrar içindeki bazı kimyasal maddelerin, küçük kristallerin oluşmasına neden olduğunu, bu kristallerin şekillendikten sonra birleşerek böbrek taşlarını oluşturduğunu bildiren Dr. Durmazer, ''Böbrek taşlarının büyük bir bölümünün ortaya çıkmasında genetik faktör etkilidir. Genetik nedenlere bağlı olarak böbreğin geçirgenliğindeki bozukluk, taş oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Hareketsiz yaşam, çevresel etkenler ve beslenme alışkanlıklarının da taş oluşumunda etkili olduğu belirlenmiştir. Böbrek taşlarının oluşumunda genetik yapının rolü büyüktür. Ayrıca erkeklerde böbrek taşı kadınlara göre daha fazla görülmektedir. İçinde bulunduğumuz kış aylarında soğuk nedeniyle su içme isteği ve sıvı tüketimi azalmakta, bu durum da genetik faktörle birleştiğinde taş oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Ağrıyla kendini belli eden böbrekteki taşın boyutları önemlidir. Taş belli bir büyüklüğün üzerinde ve böbrek kanalında idrarın akışını engelliyorsa, böbrek içerisinde hidronefroz (böbrekte şişme) oluşacak, bu da ağrıya ve uzun sürmesi durumunda ise böbrekte fonksiyon bozukluğuna neden olacaktır'' ifadelerini kullandı.
Açıklamasında, ''Taş küçükse ve kişi taşı düşürebiliyor, böbrekte ciddi bir genişleme söz konusu olmuyorsa cerrahiye gerek yoktur'' diyen Dr. Doğan Durmazer, şunları kaydetti:
''Böbrekte taş 2 santimetrenin üzerinde veya üreter kanalı tıkıyorsa düşme ihtimali olmadığı için cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir. Böbrek taşlarını tespit etmek için ultrasonografi, direkt grafi ve gerekli görüldüğü takdirde kontrastsız tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Taş üreter sistemde ve boyutu küçükse, ileri derecede ağrı yoksa, cerrahi müdahaleden önce ağrı kesici ve üreteri genişleten ilaçlarla bu taşların düşmesi beklenmelidir. Böbrek taşlarının büyük bir çoğunluğu kalsiyum oksalat içeriğine sahiptir. Taşın bulunduğu konuma göre cerrahi müdahalenin yöntemi değişmektedir. Böbreğin içerisindeki 2-2,5 santimetrenin üzerindeki taşlar, PNL denilen yöntemle vücut dışına çıkartılmaktadır. Sırttan 1 santimlik açılacak delikten böbrekteki taş kamera yardımıyla bulunur. Daha sonra açılan delikten parçalanarak vücudun dışına çıkartılır. Hastalar ameliyat sonrasında 3 gün boyunca hastanede kalmak zorundadır.''
''KAPALI YÖNTEM AMELİYATLAR, DAHA KONFORLU''
Op. Dr. Durmazer, ''Taş üreter sistemin iç kısmındaysa URS denilen yöntemle yani kapalı cerrahi ile idrar yolundan girilerek taşa ulaşılmaktadır. Mesaneden ve oradan da üreter sisteme bir kılavuz tel yardımıyla ulaşılan taş lazerle kırılmaktadır. Bazen böbreğin içerisindeki taşlara PNL yerine, fleksible URS yöntemiyle de müdahale edilmektedir. Bu yöntemle idrar yolundan girilerek böbreğin içerisine kadar ulaşılmakta ve böbrek taşları kırılarak çıkartılabilmektedir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyatlarda hastanede kalma ve iyileşme süresi daha da kısadır'' dedi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!