Güncelleme Tarihi:
'CANLI BOMBA KASIM YILDIRIMÇAKAR EVİMDE 1 GECE KALDI'
Kayseri 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde geniş güvenlik önlemleri altında başlayan duruşmaya, haklarında dava açılan 15'i tutuklu, 6'sı tutuksuz 21 sanıktan, 13 tutuklu sanık getirildi. 6 tutuksuz sanık ile 2 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı. Duruşmada şehit Yunus Emre Duran'ın babası Mahmut Duran da 'müşteki' sıfatı ile hazır bulundu.
Duruşma, sanıkların kimlik tespitinin ardından başladı. Davada ilk olarak 'canlı bomba' Kasım Yıldırımçakar'ı Adana'daki evinde ağırlayan ve PKK propagandası suçundan 4.5 ay cezaevinde kalan tutuklu Ekrem Uğur'un savunmasının alınmasıyla başladı. Poliste verdiği ifadelerin bir bölümün yanlış yazıldığını öne süren Uğur, şöyle dedi:
"Patlama olayı ile ilgili tutuklu bulunan Kenan Çiçek 15 yıldır arkadaşımdır. Adana'da sık görüşürdük. Diyarbakır'a taşındığında görüşmemiz azaldı. Adana'ya geldiğinde evimde Kenan Çiçek'i misafir ederdim. Adana'ya patlamadan bir hafta önce Ferhat Tekiner ile geldiğini söyledi. Ben de buyur ettim. Lakin Emniyet Müdürlüğü'nden öğrendiğim Kasım Yıldırımçakar da yanlarındaydı. Hatta Kasım'dan hiç hoşlanmamıştım. Ancak, 'Kenan'ın misafiri' diyerek bir gece ağırladığım. Ertesi gün Kenan ehliyetinin Diyarbakır'da kaldığını ancak araba kiralaması gerektiğini belirterek benden yardım istedi. Ben de arkadaşım olan bir otomobil kiralama firmasına giderek araç kiraladık. Bu tarihten patlama gününe kadar araç Kenan'daydı. Ben, Kasım Yıldırımçakar'ı evimde kaldığı günden sonra hiç görmedim. 2002 yılında HADEP'in Şakirpaşa Mahallesi'ndeki yapılanmasına katıldım. Van'da düzenlenen mitinge giderken polisin yaptığı yol uygulamasında yakalandı ve tutuklandım. 4.5 ay hapiste yattıktan sonra ilk mahkemede tahliye oldum."
Mahkeme heyeti Ekrem Uğur'un sosyal medya adresinde paylaşımlarını gösterdi. Uğur, paylaşımların kendine ait olduğunu söyledi.
ÇALINAN ARACIMIN KULLANILDIĞINI EMNİYET'TE ÖĞRENDİM'
Davada patlamada kullanılan hafif ticari aracın ruhsat sahibi tutuklu Mehmet Yolcu ise yaptığı savunmada, 25 yıldan bu yana aynı okulda kantin işlettiğini anlatırken, "15 Aralık'ta sabah 05.00 gibi işe gitmek için kapının önüne çıktığımda 63 K 1709 plakalı aracımın olmadığını gördüm. Polise hemen haber verdim. Bir süre sonra ilçe karakola gittim. Orada Mobese kameralarını izlediler. Polis bana otomobilin Bozova yoluna gittiğini söyledi. Ben de o bölgede kendi imkanlarımla araştırma yaptım. Evde damadımın arkadaşı otobanda çalışan bir arkadaşını arayarak sahip olduğum aracın kaçak geçiş yapıp yapmadığını sordu. Otoban gişe yetkilisi otomobilin Şanlıurfa otobanından girdiğini Adana'dan çıktığı söyledi. 17 Aralık'ta polis beni arayarak nerede olduğumu sordu. Bulunduğum yeri söyledim. Polisler gelip beni gözaltına aldı. Çalınan aracımın bombalı saldırıda kullanıldığı Emniyet'te öğrendim. Arabamda iki anahtar vardır. Birisi bozuktu. Bozuk olan anahtar otomobilin çakmaklığında dururdu. Aracımın nasıl çalındığını bilmiyorum. Ben, vatanımı milletimi seviyorum. Diğer sanıkların hiç birinin tanımam" dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.