Eczacılar Odası’nda Pelenkoğlu, Güven Tazeledi

Güncelleme Tarihi:

Eczacılar Odası’nda Pelenkoğlu, Güven Tazeledi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2015 18:48

Ecz. Ümran Pelenekoğlu, Eczacılar Odasında tekrar başkanlığa seçildi.

26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası’nda mevcut başkan Ecz. Ümran Pelenkoğlu, tek liste halinde gidilen seçimde güven tazeleyerek tekrar başkanlığa seçildi.
26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası Olağan Genel Kurulu Kastamonu’da oda binasında gerçekleştirildi. Genel Kurulda konuşan 26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ümran Pelenkoğlu, son dönemde yaşanılan terör saldırılarını şiddetle kınadı.
Ülkenin çok zor ve acılı günler yaşadığı bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Ecz. Pelenkoğlu, “Daha önceki birçok konuşmamda Ortadoğu’daki çatışmalarda, komşularımızdaki iç savaşlarda yaşanan acılara dikkat çekmiştim. Bugün oralarda sular hala durulmuş değil, hala insan olarak canımız acıyor. Ama ateş düştüğü yeri yakar demişler. Ülkemizde yaşadığımız acılar bizi yüreğimizden vuruyor. Askerlerimize, polislerimize kurulan hain tuzaklarda analar evlatlarını kaybediyor, çocuklar babasız kalıyor. Her gün şehit cenazeleri kaldırıyoruz. Oysaki insanların, kökeni ne olursa olsun, dini ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun bir arada kardeşçe yaşamayı başarması gerekir. İnsan olmanın doğası bu olmalıdır. Maalesef hain terör örgütünü kullanan güçler ve bazı politik hatalar bizi bu yaşadığımız sürece getirdi. Hep beraber dileyelim ki bu kötü günlerimiz bir an önce sona ersin. Bu ülkede, bu memlekette kardeşçe yaşamanın yolu bulunsun” dedi.
“DEVLETİN SAĞLIK İÇİN BÜTÇE AYIRMASI GEREKİYOR”
Eczacılıkta uzun yıllardır yaşanan olumsuzlukların ülkenin ekonomik olarak düştüğü darboğazda daha hissedilir hale geldiğini söyleyen Pelenkoğlu, “Korkarım ki önümüzdeki günler de bizim için daha da zor olacak. Bildiğiniz gibi 01.07.2015 tarihinden beri Sosyal Güvenlik Kurumu protokolünü imzalayamadık. Sürekli bir ertelemenin içine girildi. En son olarak protokol süresi 31.12.2015 tarihine uzatıldı. Çünkü bize ekonomik olarak hiçbir şey vermiyorlar. Sadece ekonomik değil neredeyse hiçbir talebimizi karşılamak istemiyorlar. Tek alıcı biziz mantığını çok acımasız olarak uyguluyorlar. Birçok kez yaptığımız başkanlar danışma toplantılarında, sizlerle yaptığımız toplantılarda bu süreci değerlendirdiğimizde eylemliliğe geçmek için uygun bir ülke ortamımız olmadığına karar verdik. Maalesef tabandaki eczacıda da eylemlilik gücü yoktu. Keşke tüm Türkiye’ye yayılan 24 bin 500 eczacı birlik olmanın gücüne varabilse ve tek alıcı mantığıyla hareket eden politikalara karşı bizim satıcı değil, sağlık zincirinin önemli bir halkası olduğumuz anlatılabilse. Sosyal bir devletin vatandaşının sağlık hakkına saygı göstermesi ve bunun için yeterli bütçeyi ayırması gereklidir. Yine hep beraber dileyelim ki ülkemiz böyle düşünecek ve böyle yönetecek devlet yapısına kavuşsun”
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı isteklerini ertelediklerini ve eylemliliğe gitmediklerini ifade eden Ecz. Pelenkoğlu, “Ama sistem durmuyor. Elimizdekiler bir bir gidiyor. Biz sözleşmenin süresini 1 Temmuz’dan 30 Eylül’e uzatalım dedik, 1 Temmuz’da kanser ilaçları hastanelerden satılacak denildi. Arkasından 10 Temmuz’da yeni ilaç fiyat kararnamesi yayınlandı. Sosyal Güvenlik Kurumunun alternatif geri ödeme modelleri kullanılarak yapılacak alımları için, ilaç fiyatları ve/veya kar oranları farklılaştırarak belirlenebilir denildi. Alternatif geri ödeme diye bir şey çıkartıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu canının istediği ilacı, canının istediği karlılığı vererek mi satın alacak. Ucu açık bir durum. Bekleyip göreceğiz” diye konuştu.
“KANSER İLAÇLARINDAN SONRA KAN ÜRÜNLERİDE ELİMİZDEN ALINACAK”
Kanser ilaçlarının eczanelerden artık satılamayacağını bunun yanı sıra kan ürünleriyle ilgili ilaçlarında eczanelerden satılmaması için bir çalışma yapıldığını aktaran Pelenkoğlu, “Kanser ilaçlarından sonra kan ürünleri de elimizden gidebilir. Hatta bu durum raporlu ilaçlara kadar uzanabilir. Evet dediğim gibi zor günler bizi bekliyor. Hatırlarsanız bir süre önce devlet ve ilaç firmaları anlaşmıştı. Eczanelere verilen mal fazlaları ve iskontolar kesilecek ve buna uymayan ilaç firmaları maddi olarak cezalandırılacaktı. Bizlerin haklı tepkisiyle bu süreç durdurulmuştu. Fakat seçimlerden sonra tekrar gündem yapılacağı yönünde duyumlarımız var. Diyebilirsiniz ki devlet bizim firmalarla olan ticari ilişkimizle niçin bu kadar ilgileniyor? İlgileniyor çünkü ayrılan ilaç bütçesini yetirmekte zorlanıyor. Bütçeyi artırmak yerine dengelemek için firmalardan, bizlere verdiğini kendisine aktarmasını istiyor” şeklinde konuştu.
“İLAÇDA YÜZDE 10.6 ORANINDA ARTIŞ YAŞANDI”
2009 yılında global bütçede ilaca ayrılan payın 13.2 milyar TL civarındayken, şuandaki ilaç payının 14.6 milyar TL’ye ulaştığını açıklayan Pelenkoğlu, “Yüzde 10.6 oranında artış vardır. Kutu ölçeğinde baktığımızda ise 1.49 milyar kutudan yüzde 22’lik artışla 1.82 milyar kutuya ulaşmıştır. Yani ilaca erişim artmış ama ilaç fiyatları sürekli baskılanmıştır. Bu baskılamanın çoğu da eczacının sırtından olmuştur. Bildiğiniz gibi bu fiyat baskılaması aynı zamanda piyasada ilaç yokluğuna sebep oldu. Özellikle hayati öneme haiz ilaçlarda çok zor durumda kaldık. Hastanın çaresizliğini birlikte yaşadık. 2009’da 1.95 TL’ye sabitlenen Euro yıllar içinde yükseltilmeyince bir çok ilaç, firmalar tarafından üretilmemeye veya ithal edilmemeye başlanmıştır. Özellikle yabancı sermayeli büyük firmalar yeni ilaçlarını Türkiye piyasasına vermediler. İlaç firmalarının kendi ticari karlılıklarını daha öncelemesi doğal karşılanabilir. Ama biz eczacılar için ise işin sağlık boyutu ticari boyutunun her zaman için önüne geçer” ifadelerini kullandı.
“HASTALARA ZARARINA İLAÇ VERİYORUZ”
Kamu kurum iskontosu uygulanmadan eczanelere gelen ilaçları zarar ederek hastalara verdiklerini vurgulayan Ecz. Ümran Pelenkoğlu, şöyle konuştu: “Son gelen zamlarda en az 600 kalem ilacın kamu kurum iskontosu arttığı için aldığımız fiyatın altına zarar ederek vermiyor muyuz? Veriyoruz, çünkü biz sağlıkçıyız. Biz bu kadar verici davranırken devletin de bizleri koruması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle düşük cirolu eczanelerimiz için ilaç fiyatından bağımsız olarak bir sabit gelir mutlaka elde edilmelidir. Aslında tüm eczacılık camiası için bu gereklidir. Bizlerin kurtuluş yolu meslek hakkından geçmektedir. Ama global bütçedeki payımız artırılmadığı sürece yakın zamanda imkansız gibi görünüyor! Tabii ki bizler bunun peşini bırakmadan uğraş vermeye devam etmek zorundayız. Ayrıca bize ayrılan bütçe bu kadar baskılanırken özel hastanelere ayrılan bütçenin yıllar içinde yükselmesi de manidardır”
Yüksek orandaki muayene ücretlerinin ve kutu başı bedellerle sağlığın büyük bir kısmının hastalara yüklenmiş durumda olduğuna işaret eden Pelenkoğlu, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu son 10 yıldaki bazı verileri yayınladı. Bu verilere göre halkın yurtiçi tüketim harcamaları ortalama yüzde 2,9 artmış. Bu 10 yıl için düşük bir artış. Ancak sağlık ve eğitimdeki artış bu oranın çok üzerindedir. Son 10 yılda vatandaşın sağlık harcamaları ortalama yüzde 6,8, eğitim harcamaları ise yüzde 6,2 artmış. Eğitim ve sağlıktaki özelleşme bu sonucu getirmede büyük etkendir. Oysaki sosyal devlet anlayışında sağlık ve eğitim parasız olmalıdır”
31 Aralık’a imzalanması ertelenen SGK protokolüne de dikkat çeken Pelenkoğlu, şöyle devam etti: “Hepimiz kendi bölgesinde toplandı, süreci değerlendirdi. Tüm bölgeden edindiğimiz izlenim, üyenin sürece çok fazla ilgi göstermediğidir. Haklısınız taleplerimizin yeterince karşılanmaması ve ‘Biz ne istersek isteyelim onlar bildiğini okuyor’ resmi sizi ilgisizlik ve yılgınlığa sevk ediyor. Ama böyle olmamalı. Yavaş yavaş ısıtılan kurbağa misali her şeye yavaş yavaş alıştırılıyoruz. Bu çok tehlikelidir. Bizler bu oyuna gelmemeli, 24 bin 500 kişilik büyük bir güç olduğumuzu unutmamalıyız arkadaşlar. Daha önce 32 bin kişi ile nasıl meydanlara indiğimizi, e-sözleşmeye nasıl karşı durduğumuzu unutmayalım. Bizim bu ruhu hiçbir zaman kaybetmememiz gerekir. Lütfen silkinelim ve gerekirse 31 Aralık ta sürece dahil olabileceğimizi, mücadele için tek vücut olabileceğimizi hissettirelim. Mesleğimizin geleceği için bu çok ama çok önemli değil mi, sevgili meslektaşlarım?”
Konuşmanın ardından faaliyet raporu ve gelir-gider bütçesi okunarak karara bağlandı. Tek liste halinde gidilen seçimde mevcut başkan Ecz. Ümran Pelenkoğlu, delegelerin güven oyunu alarak tekrar başkanlığa seçildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!