CHP’li Milletvekili Adayları, Bozkurt’u Ziyaret Etti

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Kastamonu Milletvekili Adayları Hüseyin Selami Çelebioğlu, Yılmaz Karakoç ve Orhan Dana, Bozkurt’ta muhtarlarla bir araya geldi. CHP’li milletvekili adayları, 1 Kasım Erken Genel Seçimleri için muhtarlardan destek istediler.
Muhtarların büyük ilgi gösterdiği toplantıda konuşan CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Hüseyin Selami Çelebioğlu, milletvekili seçildiği takdirde yapacağı çalışmalar ile CHP’nin seçim beyannamesi hakkında bilgiler verdi.
13 yıldan beri devleti yöneten siyasi iktidarın özellikle sahil ilçelerini gözardı ettiğini ifade eden Hüseyin Selami Çelebioğlu, "Oy verirseniz yardım yaparız, oy vermezseniz yardımları keseriz’ zihniyeti ile halkın özgür tercihlerine ipotek koyulmaya çalışılıyor. Muhtarlarımız, bu tür tehditlere itibar etmesinler" dedi.
“ÜLKENİN KAYNAKLARINI HALKIMIZA DAĞITACAĞIZ”
Devletin maddi kaynaklarının Kastamonu’da siyasi tercihe göre verildiğine dikkat çeken Çelebioğlu, “Kastamonu il genelinde yaklaşık 20 bin vatandaşımız devletten yardım alıyor. Gerçekten ihtiyaç sahibi olmasına rağmen devletin imkanları kişiye, partiye üyelik durumuna göre dağıtılıyor. Oy verilmediği takdirde yardımları keseceklerini, kendilerinden başkasının ise devlet yardımlarını vermeyeceklerini ifade ediyorlar. Bu AK Parti’nin vatandaşlarımız üzerinde baskı aracı olarak kullandığı bir kandırmacadır. Yapılan yardımlar anayasamızın ilgili maddesine istinaden devlet tarafından yapılıyor. Biz, iktidara geldiğimizde yapılan bu yardımları kömür makarna olarak değil aylık 720 TL maaş olarak vereceğiz. Önceliğimiz yoksulluğu bitirmek olacak. Kastamonu yeniden üreten, ürettiğiyle hep birlikte zenginleşen bir il olacak. Yapılan yardımları da artırarak sürdüreceğiz. Emekli maaşları ve asgari ücret en az bin 500 TL olacak. Mazot, 1,8 TL’ye inecek. Yat sahiplerini mazotu 1,5 TL’ye veren iktidar biz, çiftçiye mazotu 1,8 TL’ye vereceğiz deyince kaynak soruyordu. Şimdi ise, bizim vaatlerimizi takla attırıp kullanıyorlar. Biz bu ülkenin kaynaklarını yandaşlara değil, halkımıza dağıtacağız” dedi.
“ÜRETEN BİR KASTAMONU İÇİN VAR OLAN SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ”
İlçelerin nüfus yoğunluğunun azalmasının en önemli nedeninin girdi maliyetlerinin yüksek olması ve istihdam sorunu olduğunu belirten Çelebioğlu, “İl merkezi nüfusu artmasına rağmen ilçelerimizdeki nüfus giderek azalıyor. Çiftçimiz, köylümüz toprağını ekmez hale geldi. Gençlerimiz iş ve aş için büyükşehirlere göç etmek zorunda kalıyor. Bir yandan il merkezi nüfusumuzun artmasından sevinirken, ilçelerimizin nüfusundaki azalmayı gözardı ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki, gelir düzeyi asgari ücreti geçmeyen çiftçilerimizin gelirini asgari ücret düzeyine yükselteceğiz. Çiftçilerimizin gelirinin azalmasına neden olan aracıları ortadan kaldırıp birlikler ve kooperatifler aracılığı ile ürünlerini doğrudan tüketicilere satabilmelerini ve daha çok gelir elde edebilmelerini sağlayacağız. Çiftçilerimizin devlete olan borçlarını çiftçimizin ödeyebileceği şekilde yeniden yapılandıracağız. Uygun kamu arazilerini tarımsal amaçlı olarak, çiftçilerin hizmetine vereceğiz. Küçük çiftçilerimizi tarım sigortası kapsamına alacağız. Tarımsal desteklerde organik tarım ürünlerine ağırlık vereceğiz. Hayvancılık desteklerini küçük ve orta ölçekli üreticilerimize öncelikli vereceğiz. Her köye ziraat mühendisi, veteriner gibi uzman desteği sağlayacağız. Bu sayede çiftçilerimiz hiçbir ek maliyete gerek kalmadan sorunlarını çözebilecek. Kastamonu’da üretim planlanması yaparak üreticilerimizin tercihlerini göz önünde bulunduracağız” diye konuştu.
“PARTİ ROZETİMİZİ BİR KENARA BIRAKARAK HEP BERABER ÇALIŞACAĞIZ”
Kastamonu’nun en büyük sorununun temsil sorunu olduğunu vurgulayan Çelebioğlu, şunları kaydetti: “Şunu itiraf etmek gerekir ki şehitler diyarı, evliyalar kenti Kastamonu’yu yeterince temsil edemiyoruz. Hakkımızı yeterince alamıyoruz. Ya gerçekten istemeyi bilmiyoruz ya da verilene razı olunur diyoruz. Bir belediyemiz kendi partimizden ise, o belediyemizin sorunlarını ona göre çözüyoruz. İlçelerimizdeki belediyelerimiz arasında ‘benim partimden değil’ anlayışı ile ayrımcılık yapıyoruz. Vatandaşımızın da, belediyemizin de hakkını yeteri kadar arayamıyoruz. İşte biz bu düzene karşı olduğumuzu savunuyoruz. Merkez belediyesi AK Partili diye vekil olduğumuz zaman bir sorunu varsa çözmeyelim mi? Çözmek için uğraş göstermeyelim mi? Başka bir belediyemiz MHP’li diye sorunlarını görmezden gelelim mi? Siyasi iktidara bu zamana kadar ilçelerde, köylerde bu anlayışı ortaya koymuştur. İlçeden veya köyden çıkan oy durumuna göre oranın sorunlarını çözme yoluna gitmiştir. Kendisine oy versin ya da vermesin ilinin insanlarını tam olarak temsil etmemiştir. Halkımızın tercihi doğrultusunda vekil olursak aynı siyasi görüşü savunalım ya da savunmayalım herkese eşit mesafede olacağız. Vekil olduğumuz zaman siyasi parti rozetimizi bir kenara bırakarak herkesin sorunlarına kulak vereceğiz. Kanunlar çerçevesinde bir belediyemizin ihtiyacı olduğu zaman başka illerdeki belediyelerimizden yardım alacağız. Hakkaniyet ölçüsünde davranacağız”