Güncelleme Tarihi:
KARAMAN (AA) - Karaman Barosu Başkanı Oktay Yılmaz, bir sınıf öğretmeninin bazı öğrencilere istismarda bulunduğu iddialarına ilişkin, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcımız tarafından iddianame hazırlanmış, 16 Mart'ta 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından, 600 yıla yakın bir süre ile sanığın cezalandırılması için Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır" dedi.
Yılmaz, Karaman Barosunda düzenlediği basın toplantısında, Cumhuriyet Başsavcılığının gizlilik ve yayın yasağı hükmüne uyulmasının, hukukçular olarak ilk başta kendi vazifeleri olduğunu söyledi.
Öte yandan suçlunun cezasının en ağır şekliyle verilebilmesi adına dosyanın seyrini titizlikle takip ettiklerini belirten Yılmaz, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcımız tarafından iddianame hazırlanmış, 16 Mart'ta 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından, 600 yıla yakın bir süre ile sanığın cezalandırılması için Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. Baro avukatları olarak, mağdurlar ve aileleri ile görüşerek, gönüllü savunuculuğunu yapacağız" diye konuştu.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve heyetine güvenlerinin tam olduğunu aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:
"Mağdur çocuklarımızın ruhsal gelişimlerini, devam eden okul ve sosyal hayatlarını düşünmeksizin bu konunun sürekli gündemde kalmasından beslenenlerin, açıklama yapmadığımızı, Karaman Barosunu ve dosyaya bakan Cumhuriyet Savcımızı sert bir dille eleştirenlerin, İstanbul’daki malum yürüyüşlere demokratik haklılık vererek, şahısların ötesinde bu fiile saygınlık kazandırma gayretlerini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
Karaman Valiliğince yapılan basın açıklamasında sanığın kamuoyunda adı geçen vakıflara üye olmadığının belirtildiğini de hatırlatan Yılmaz, "Hiçbir suçlunun, işlediği fiilden dolayı onun üye olduğu sivil toplum kuruluşunu, vakıf veya derneği iyi veya kötü yapmayacağı aşikardır. Sanığın bu dernek veya vakıflara üye olması halinde dahi suçun şahsiliği ilkesi dikkate alınarak, bu vakıf veya derneklere 'kötü' diyemeyiz. Derneklerimiz, vakıflarımız ve her türlü sivil toplum kuruluşumuz, şehrimizin ayrı ayrı birer değeridir" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, söz konusu olayların meydana geldiği yerlerle alakalı olarak da yetkili ve görevli kimselerin ihmali var ise bu kişiler yönünden adli ve idari soruşturmanın yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.