Güncelleme Tarihi:
KARAMAN (AA) - MEHMET ÇETİN/ MURAT ÖZÜNAL - Ermenek ilçesindeki kömür madeninde hayatını kaybeden işçilerden Hüsnü Çolak'ın annesi Nesibe Çolak, 2 kez evlat acısı yaşadığını belirterek, bir daha aynı acıya dayanamayacağını söyledi.
Güneyyurt beldesine bağlı Aşağı Çağlar köyünde ikamet eden Hasip ve Nasibe Çolak çiftinin 3 erkek çocuğundan Hüseyin Çolak 10 yıl önce 17 yaşında geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu vefat etti.
Aile bu acıyı yıllar geçmesine rağmen unutamazken diğer oğulları Hüsnü Çolak, 28 Ekim'de Ermenek'te meydana gelen maden kazasında mahsur kaldı. Günlerce süren umutlu bekleyiş sonrası Çolak'ın cansız bedeni, madenden çıkarılarak köyde, aynı madende hayatını kaybeden 4 arkadaşı ile yan yana defnedildi. Hayatta iken 2 kez evlat acısı yaşayan çiftin şimdi hayatta olan tek çocukları 30 yaşındaki Ali Çolak ise astım bronşit hastası. Düzenli olarak ilaçlarını alması ve hijyenik ortamda yaşaması gerekiyor. Çolak çifti, şimdi bir kez daha evlat acısı yaşamamak için yetkililerden Ali Çolak'a uzanacak yardım elini bekliyor.
Anne Nesibe Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada 10 yıl önce lise öğrencisi olan oğlu 17 yaşındaki Hüseyin Çolak'ın kalp rahatsızlığından ameliyat olduğunu söyledi.
Ameliyat sonrası oğlunun köye geldiğini fakat köyde bakımlarının düzenli yapılamadığını ifade eden Çolak, "Evde yalnız kalmaması için tarlaya yanımızda götürdük. Aniden rahatsızlandı. Hemen taksi ile Ermenek Devlet Hastanesine götürmek için yola çıktık. Yolda kucağımda hayatını kaybetti. Bu acıyı unutamadık. Şimdi ise diğer oğlum kömür ocağında hayatını kaybetti. Hayatta kalan son oğlum Ali de astım bronşit hastası. Onun da çok iyi bakılması lazım. Evli ve 1 çocuk sahibi" dedi.
Kömür ocağında hayatını kaybeden oğlu Hüsnü Çolak'ın son günlerinin çok sıkıntılı geçtiğini dile getiren anne Çolak, şunları kaydetti:
"Göçük olduktan sonra günlerce bir umut bekledik. Fakat madenden onun cansız bedenini teslim aldık. Ölen öldü. Şimdi geride bir gelin 2 öksüz çocuk kaldı. Ev yaptırıyordu. 10 bin lira borcu vardı. Birazını ödedi, birazını da iş bitiminde ustalara ödeyecekti. Ev yarım kaldı. Kiremidinin birazı döşendi birazı döşenmedi. Kapı pencere yok. Sıvası yok. O ev enim oğlumun yetimlerinin başını sokacakları bir yuva olacaktı. Benim çocuğum 3 aydır maaşını alamıyordu. 2 ay işe gitmedi. Borcunu düşünmekten yemek yiyemez oldu. Bayramlar geçti çok sevdiği 2 çocuğuna bayramlık alamadı. Evinde çayının şekerinin olmadığı zamanlar oldu. 3 aydır evinde tüp yoktu. Ustalara çayı kara çaydanlıkta pişirdik. Yemeği kara tencerede pişirip yedirdik. Ocağa işe çağırdıklarında 'paranızı cuma günü yatıracağız, işe gelin, gelmezseniz çıkışınızı vereceğiz. Hiçbir hakkınız kalmayacak' demişler. Zaten ocak sahipleri arasında anlaşmış. Bir ocaktan çıkanı başka bir ocakta çalıştırmıyorlar. 3 aylık maaşları içerideydi. Daha ne diyeyim ben. Bizim yüreklerimiz yandı. Köleler gibi çalıştırdılar. Maaşlarını zamanında verseler ne olurdu. Yarım saatlik yemeği yer üstünde yeselerdi ne olurdu."
- "Bu acıya bir kez daha dayanamam"
Şu anda hayatta tek tutanağının hayattaki oğlu Ali ve torunları olduğunu anlatan anne Çolak, "Oğlum için devlet ne yapabiliyorsa yapsın istiyorum. Evinin bitmesi için destek versinler. Hayatta kalan tek oğlum Ali de astım bronşit tedavisi görüyor. Ali'nin de bizi bırakıp gitmesinden korkuyorum. Onun çok iyi bakılması gerekiyor. Ben hayattayken bir evlat acısına daha dayanamam. Ne olur sesimizi birileri duysun ve bize yardımcı olsunlar. O köydeki işlerde çalışamaz. Çok hijyen şartlarda yaşaması lazım. Tedavisinin düzenli yapılması gerekiyor. Bir nevi bakıma muhtaç. Evini bizim desteğimizle geçindiriyor" dedi.
- "Şimdi ben onlara babalarının öldüğünü nasıl anlatacağım?"
Hüsnü Çolak'ın eşi Hür Çolak ise söyleyecek hiçbir şey bulamadığını ifade ederek, "Ben ne söyleyeyim. Giden gitti, iki çocuğumla kala kaldım. Ben daha çocuklarıma babanız öldü diyemedim. Bekledim bekledim de gelmedi. En sonunda mezarlığa getirdiler. Çocuklarımı mezarlığa götüremedim. Ben şimdi ne yapacağım. Çocuklarına gözü gibi bakardı. Şimdi ben onlara babalarının öldüğünü nasıl anlatacağım?" diyerek gözyaşı döktü.
Hüsnü Çolak'ın 7 yaşındaki kızı Ebru olan biteni anlamaya çalışırken, 2,5 yaşındaki Tufan da babaannesinin kucağında oyunlar oynuyor.