Güncelleme Tarihi:
KARABÜK (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Dünyanın hurdasını çekiyoruz ve onları eritip dünyaya satıyoruz. Dünyanın tam tersine bir durumla karşı karşıyayız. Biz Japonya ve Amerika'nın hurdasını satın alıyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil" dedi.
Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) 5 Nolu Yüksek Fırın açılış töreninde konuşan Işık, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesine yönelik çok yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi.
Temel önceliğin yerli, yenilikçi ve yeşil üretim olduğunu ifade eden Işık, "Türkiye artık bir refah toplumu olmaya doğru hızla ilerliyor. Bin 500 dolarlık milli gelir artışıyla artık Türkiye, zengin ülkeler kategorisine geçecek. Böyle bir durumda bizim rekabet avantajımız ürünlerimizin yenilikçiliğinde, yani katma değeri yüksek üründe. Yeşil üretim yapmak zorundayız, artık üretim yaparken yaşadığımız çevreye ve insana zarar vermek mümkün değil" diye konuştu.
- "Hurdadan üretim yapıyorsanız sizin yeriniz farklı"
İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli farkın akıl olduğunu, Allah'ın aklı kullanmak için verdiğini, Allah'ın verdiği nimetleri değere dönüştürme noktasında gayretli olunması durumunda, insanın mutluluğunun ve refahının artacağını kaydeden Işık, şöyle konuştu:
"Demir-çelik sektörü bir ülkenin kalkınmasında stratejik sektörlerden. Demir-çelik sektörü olmasa birçok sektörlerde dışa bağımlı olmak durumundasınız. Bu demir-çelik sektöründe de yaptığınız, üretimin niteliği sizi gelişmiş ülkeler noktasında bir yere oturtuyor. Nitelikli çelik üretebiliyorsanız, katma değeri yüksek çelik üretebiliyorsanız sizin yeriniz farklı. Sadece hurdadan üretim yapıyorsanız sizin yeriniz farklı."
- "Yüzde 70'i hurdadan, yüzde 30'u cevherden"
"Bakanlık görevini devraldığım günden buyana en çok mesai ayırdığım sektör demir çelik sektörü" diyen bakan Işık, "Dünyada çelik üretiminin yüzde 70'i cevher ve kok kömüründen yapılıyor. Yüzde 30'u da hurdadan yapılıyor. Türkiye'de bunun tam tersi var. Türkiye'de yaklaşık yüzde 70'i hurdadan, yüzde 30'u cevherden. Cevherden üretim yapan üç tesisimiz var, KARDEMİR, ERDEMİR, İSDEMİR. Bu üç tesisimizin üretimi Türkiye'nin yüzde 30'unu karşılıyor. Elektrik ve ark ocağıyla hurdadan üretim yapan 22 tesisimiz var. Bu da yüzde 70'ini karşılıyor. Japonya dünyada Çin'den sonra en fazla çelik üreten ikinci ülke. Bildiğim kadarıyla cevherinin ve kok kömürünün tamamını ithal ediyor ama cevherden üretim yapıyor."
Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyanın hurdasını çekiyoruz ve onları eritip dünyaya satıyoruz. Dünyanın tam tersine bir durumla karşı karşıyayız. Biz Japonya ve Amerika'nın hurdasını satın alıyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Dolayısıyla nitelikli çelik üretemiyoruz, KARDEMİR, ERDEMİR ve İSDEMİR'in dışında. Şimdi bu yapıyı değiştirmek istiyoruz. Bu yapıyı değiştirmekle ilgili yaptığımız çalışmalarda önümüze çıkan bir tablo oldu. 'O ilk yatırım maliyetleri çok yüksek milyar dolarlar' niye milyar dolar. KARDEMİR 5. yüksek fırını yapıyor, KARDEMİR'in maliyetlerine bakın, 135 milyon dolara 1,2 milyon tonluk yüksek fırını imal etti. Bu teknolojiyi yerli üretirsek, KARDEMİR'in buradaki tecrübesini diğer çelik sektörüne taşırsak, 135 milyon dolarlık maliyet daha da aşağıya düşecek."
Artık Türkiye'nin bu dengesizliğini ortadan kaldırmak zorunda olduğundan bahseden Işık, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye, dünyanın en büyük hurda ithalatçısı, bu kabul edilebilir bir şey değil. O açıdan cevhere dayalı sıvı çelik üretimiyle ilgili yoğun bir çalışma yaptık. İstiyoruz ki cevhere dayalı sıvı çelik üretim artsın. Türkiye'de sanayinin ihtiyacı sürekli artıyor. Bu noktada yatırım yapmak isteyen insanlara uluslararası yükümlülüklerimizi bozmayacak şekilde destek vermeyi sürdüreceğiz. Türkiye, yüzde 70 cevherden, yüzde 30 hurdadan üretim dengesine geldiği zaman Türkiye'nin kendi hurdası kendisine yetecek. O zaman dünyadan hurda ithal etmek durumunda kalmayacak."
- "İnşallah Türkiye'nin dört bir yanını demir ağlarla öreceğiz"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan da konuşmasında, uygulamaya koydukları politikalarla KARDEMİR'in üretiminin 6 kat artırdığını belirtti.
"Türkiye ray üretemez" denildiğini, bugün Türkiye'nin kendi rayını ürettiğini anlatan Elvan, şu ifadelere yer verdi:
"Bizler cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon ve 2023 perspektifi içerisinde demir yolu yatırımlarına ağırlık vermeye başladık. Kapıkule'den Kars'a kadar, Batı'dan Doğu'ya, Kuzey'den Güney'e. İnşallah Türkiye'nin dört bir yanını demir ağlarla öreceğiz ve örmeye başladık. Bugün yüksek hızlı trenlerimiz ve belki 150 yıldan beri dokunulmamış olan o eski konvansiyonel sistemimizi baştan aşağı yeniliyoruz, yeni yatırımlar yapıyoruz."
- "Raylarını komple yeniden döşedik"
"Biz iktidara geldiğimizde 10 bin kilometre demir yolumuz vardı. Bu demir yollarına neredeyse 100-150 yıldır dokunulmamıştı" diyen Elvan, "Şu ana adar biz 10 bin kilometrelik konvansiyonel demir yolu hattının 8 bin 500 kilometresinin altyapısını baştan aşağı yeniledik. Raylarını komple yeniden döşedik. Bununla da yetinmedik, sinyalizasyon projelerini başlattık. Şu anda çok yoğun bir şekilde sinyalizasyon projeleri devam ediyor ve önemli bir kısmı tamamlandı" dedi.
KARDEMİR'in ray dışında demir yolu sektörünün ve hızlı tren sektörünün tekerleklerine yönelik çalışma başlattığını da kaydeden Elvan, şöyle devam etti:
"Biz bu tekerleri üretmeleri halinde şimdiden almayı taahhüt ediyoruz. Bizim önümüzdeki dönemde hedefimiz kendi yüksek milli hızlı trenimizi yapmak. Bu yönde çalışmalara başladık, tüm tasarım çalışmalarını bitirdik, endüstriyel ve tasarım ihalesine çıktık. İnşallah önümüzdeki dönemde endüstriyel ve tasarımı tamamlar tamamlamaz tamamı yerli olan yüksek hızlı trenlerimizi Türkiye'de üreteceğiz. Güçlü, istikrar içinde bir Türkiye, ekonomisi gelişen, büyüyen bir Türkiye var. Siz üreteceksiniz kamu olarak, devlet olarak biz satın alacağız ve altyapı yatırımlarını gerçekleştireceğiz."
- "KARDEMİR kısa sürede toparlandı ve şimdi yüksek fırını inşa etti"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise KARDEMİR'in tarihini yakından takip ettiğini, geçirdiği sıkıntıları ve geldiği noktayı bildiğini ifade etti.
KARDEMİR'in 2002 yılındaki yönetiminin Ankara'da kendisini ziyaret ettiğini anlatan Şahin, şöyle devam etti:
"KADERMİR'e kilit vurmak üzere olduklarını söylediler. Bir çıkış yolu aradık. O dönemde bir çıkış olarak bankalara olan borçların yeniden yapılandırılması gerekiyordu. Yaptıkları üretimlere hacizle el konuluyordu. İşçiler ücretsiz izinle Karabük'ün sokaklarında gezmek zorunda kalıyorlardı. 2002 seçimlerden sonra Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrar, buna bağlı ekonomik istikrar, Türkiye'de her şeyin yoluna girmesini sağladı. KARDEMİR kısa sürede toparlandı ve şimdi yüksek fırını inşa etti. Şimdi artık Türkiye'de iş adamlarımız, sanayicilerimiz ve mühendislerimiz yabancı katkısı olmadan yüksek fırın yapacak kapasiteye geldiler. Bundan kıvanç ve övünç duyuyoruz."
Konuşmaların ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç, Işık ve Elvan'a plaket takdim etti. Güleç daha sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na verilmek üzere Elvan ve Işık'a "İlk Türk demiri"ni simgeleyen tablo verdi.
Bakanlar ve beraberindekiler daha sonra 5 Nolu Yüksek Fırın'ın ateşlenmesini, butona basarak yaptı ve fırında incelemelerde bulundu.