IHA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2015 14:16
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BÜLENT BERKER, KESİ YAPILMADAN AMELİYAT ŞANSI TANIYAN 'KAPALI CERRAHİ' İLE ÇİKOLATA KİSTLERİNİN YUMURTALIKLAR ZARAR GÖRMEDEN ALINABİLDİĞİNİ BİLDİRDİ.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Berker, kesi yapılmadan ameliyat şansı tanıyan ’kapalı cerrahi’ ile çikolata kistlerinin yumurtalıklar zarar görmeden alınabildiğini bildirdi.
Kadınlarda kısırlık yapabilen ve çocuk sahibi olamama sorununa yol açabilen ’çikolata kistleri’, kapalı cerrahiyle ve yumurtalıklar korunarak alınabiliyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Berker, kapalı cerrahi olarak isimlendirilen ’endoskopik cerrahi’nin Dünya’da ilk kez jinekoloji alanında uygulandığını, süreç içinde özellikle genel cerrahi başta olmak üzere farklı cerrahi branşlarca da sık kullanıldığını kaydederek, “ Kadın hastalıkları ve doğum alanında, çok ileri evre kanser olguları hariç, açık cerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatların önemli bir bölümünün ’endoskopik cerrahi’ ile yapılabiliyor. Şu anda; miyom ameliyatlarının çok büyük bir bölümünü, çikolata kistleri, rahimdeki polip ile rahim içinde yerleşmiş olan miyomların tamamını kapalı cerrahi yöntemiyle ameliyat ediyoruz. Rahim alınması ameliyatlarının neredeyse tamamında uyguladığımız kapalı cerrahi yöntemiyle yumurtalık kistlerini de alıyoruz. Kapalı cerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatlarda karın içi yapışıklıklarının açık cerrahiye göre daha az. Bu durumun ilerleyen dönemlerde hastanın bağırsak hastalıkları, kronik ağrılar ve infertilite (kısırlık) açısından oluşacak sorunlarını da en aza indiriyor” dedi.
Endoskopik cerrahinin hekim ve hasta açısından çok avantajlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Berker, şunları söyledi:
"Açık cerrahi ile kıyaslandığında hastanın vücudunda derin ve geniş kesi yapılmadığından ameliyat izi ve buna bağlı ağrı da olmuyor. Yaranın enfeksiyon kapma riski ortadan kalkıyor, hastanede yatış süresi çok azalıyor. Böylece hastane enfeksiyonu riski de en aza iniyor. Hasta, bir kaç gün içinde sosyal yaşama dönebiliyor. Böylece işgücü kaybının önüne geçilebiliyor ve refakatçi ihtiyacının da ortadan kalkmasını sağlıyor."