Güncelleme Tarihi:
KARABÜK (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Beyoğlu'ndaki terör saldırısına ilişkin, "Şimdi muhtemelen İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde patlatılan canlı bomba da muhtemelen bu ülkenin insanıdır, kandırılmış, beyni uyuşturulmuş bir gencidir, erkek olabilir, bayan olabilir. Bu ülkenin gencecik insanlarını bu örgütler ne hale getiriyor görüyor musunuz?" dedi.
Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığı İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Beyoğlu'ndaki terör saldırısına ilişkin yaptığı değerlendirmede, terör örgütü ve terör örgütünü maşa olarak kullanan ellerin millete asla diz çöktüremeyeceğini, hunhar ve zalim eylemlerin karşısında milletin daha da kenetlendiğini belirtti.
Şahin, "Bir şeyin üzerinde durmamızda yarar var, canlı bomba. 'Canlı bomba' deyince dinamitten, bir takım metal parçalarından oluşmuş bir kütle mi anlıyoruz? 'Canlı bomba' dediğimiz bir insan. Bu terör örgütleri, o terör örgütlerine destek verenler insanı bir madde haline getiriyorlar, insanı insanlığından çıkarıyorlar. Allah aşkına bunlar insanlığa ne verebilirler? İnsanı insanlığından çıkaran bu örgütler, bunların yöneticileri, bunları destekleyen ülkeler insanlığa, insanlık alemine ne verebilirler?" diye konuştu.
"Canlı bomba Ankara'da bir bayandı, genç bir bayan. Kars'ın bir ilçesinden ve üstelik üniversite öğrencisi. Bu ülkenin bir kızıdır" diyen Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi muhtemelen İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde patlatılan canlı bomba da muhtemelen bu ülkenin insanıdır, kandırılmış, beyni uyuşturulmuş bir gencidir, erkek olabilir, bayan olabilir. Bu ülkenin gencecik insanlarını bu örgütler ne hale getiriyor görüyor musunuz? Bu örgütlere sempati duyanlar lütfen düşününüz bunları."
- "Terörle mücadelede topyekun hareket edilmeli"
Terör örgütlerinin sosyal medyayı kullanarak, Türkiye'de panik oluşturmak istediğine işaret eden Şahin, "İnsanlar çarşı pazara çıkmasın, alışveriş yapmasın, AVM'lere gitmesin, tedirginlik meydana gelsin istiyorlar. İnadına, ülkemizdeki sosyal hayatı yaşamamızı normal şekilde devam ettireceğiz, aksi halde bunların ekmeğine yağ süreriz, onların istedikleri de budur. Bu terör örgütleri yoluyla ülkemizi terbiye etmek isteyenler varsa biz onların bu amaçlarına uygun davranmayacağız. Terörle mücadele nasıl yapılması gerekiyorsa, öyle mücadele edeceğiz, etmek mecburiyetindeyiz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Irak ve Suriye'ye benzetilmeye çalışıldığını ancak bu oyunları bozacaklarını vurgulayan Şahin, terörle mücadelede topyekun hareket etmenin gerektiğini, özellikle siyasi partilerin bir ve beraber hareket etmelerinin önemli olduğunu anlattı.
Şahin, "Parlamentoda 4 siyasi parti grubu var. 3 siyasi parti bir araya geliyor, bir bildiri hazırlıyorlar, bir siyasi parti bu bildiriye imza atmıyor. Niye? Çünkü PKK terör örgütünün siyasi uzantısıdır. Her sözüyle, her davranışıyla, eylemli şekilde terör faaliyetlerinin içinde bulunmak suretiyle terör örgütünün siyasi uzantısı olduğunu gösteriyorlar." dedi.
- "Türkiye'de sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı yok ki"
Şahin, dokunulmazlıkların milletvekillerinin şahsından ziyade parlamentoya tanınmış bir imtiyaz olduğuna vurgu yaparak, "Birkaç milletvekiliyle ilgili dokunulmazlığın kaldırılması yönünde talep gelmişse onlara izin verip vermemek Meclis'in görevidir. Biz şimdi diyoruz ki 'Meclis izin versin' ama milletvekilliği dokunulmazlığı devam etmelidir. Ama diyeceksiniz ki 'niye dokunulmazlığı devam etsin milletvekillerinin?' Türkiye'de sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı yok ki. Yargı mensuplarının da dokunulmazlığı var. Bir Yargıtay üyesi bir suç işlediğinde yargılanamıyor. Yargıtay Genel Kurulu'nun izin vermesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yargıtay üyesinin rüşvetle suçlandığını, delillerin görüntülerin olduğu halde Yargıtayın yargılanmasına izin vermediğini aktaran Şahin, şöyle konuştu:
"Hala böyledir. Bir devlet memuru hakkında yargılama yapılabilmesi için kurum amirlerinin izin vermesi gerekiyor. Bir büyükelçinin, bir konsolosun yargılanabilmesi için izin gerekiyor, onlarında diplomatik dokunulmazlıkları var. Yani zannediyorsunuz ki sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı var. Peki bunlar olmamalı mı? Olmalı. Fezlekeler geldiğinde izin verecek, dokunulmazlıkları kaldıracak olan makam görevini yapmalı. Bizim yapmak istediğimiz o şimdi. Eskiden dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyenlerin şimdi bu girişimlerin ardından telaş içine girdi. Parlamentoya gelmiş olan tüm dosyaları, bu anayasa değişikliği yürürlüğe girdikten sonra doğrudan doğruya başka bir işleme gerek kalmaksızın yargıya gönderelim. Dokunulmazlık dosyalarıyla Meclis'in önünü tıkayamayız."
Şahin, Avrupa Birliği'nin beklediği yasaları çıkaracaklarını vurgulayarak, "Türkiye'nin uzun süredir beklediği vizesiz seyahat ve aynı zamanda uzun süredir Avrupa Birliği'yle ilgili çalışmalar durmuştu. Şimdi tabi bu göçmen istilası AB'yi adeta dize getirdi. Bizimle görüşme ihtiyacı duydular ve dolayısıyla şimdi Avrupa Birliği süreci hızlandı." diye konuştu.
- "Yüreklerine ateş düştü"
Dokunulmazlıklarla ilgili Meclis'in önünü kapatmamak adına anayasaya geçici madde eklenmesini istediklerini hatırlatan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hepsi karşı çıktılar. Yüreklerine ateş düştü ateş, hiç beklemiyorlardı. Bazı genel başkanlarını telaş sardı, hakim karşısına çıkıp mahkum olmaktan korkar oldular. Bazı genel başkanlar mahkum olmaktan, hüküm giymekten ve siyaset dışı kalmaktan korkmaya başladı. Korkunun ecele faydası yok bunu siz istediniz. 'Dokunulmazlıkları kaldırın. AK Parti buna yanaşmıyor, kendi arkadaşlarının dokunulmazlık dosyalarında korkuyor' diye blöf yaptınız, hiç bir şeyden korkmuyoruz. Bizim arkadaşlarımız suç işlemişlerse onlar hesabını verirler."
Şahin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurduklarını ancak buradan da kaçanların olduğunu belirterek, "Kaçsanız da kaçmasanız da biz AK Parti olarak Türkiye'nin yeni anayasasını hazırlayacağız, kısa sürede de inşallah Meclis Başkanlığına vereceğiz." dedi.
- "Sayın Kılıçdaroğlu bir kez PKK ismini ağzına almamıştır"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Bu hükümet her fırsatta hayali düşmanlar meydana getiriyor. AK Parti bu terör olaylarının müsebbibi, kabahat AK Parti'dedir, bu hükümettedir" sözlerini anımsatan Şahin, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu bu PKK terör örgütünü biz mi yarattık? Hayali düşman mı? Bizim dönemimizde mi çıktı bu terör örgütü? Biz mi 'hendek kazın' diyoruz bu terör örgütü mensuplarına? Bu terör eylemlerinin müsebbibi hükümet mi? Ne demek bu, nasıl bir ifadedir? 'Terörle mücadelede mutlaka başarılı olunmalıdır' diyor, terörle mücadeleden bahsediyor. Ama dikkat edin Sayın Kılıçdaroğlu bir kez PKK ismini ağzına almamıştır. 'Terör' diyor ama PKK ismini ağzına almıyor. Şimdi ben de Karabük'ten soruyorum, siz terörle mücadele derken hangi örgütlerle mücadele olduğunu söyler misiniz? Türkiye hangi örgütlerle mücadele ediyor? 'Terörle mücadele etmek için hükümetle mücadele edilirse terörle mücadele edilmiş olur' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bu hükümet devleti ve güvenlik güçleriyle beraber her türlü terör örgütleriyle en kapsamlı şekilde mücadele ediyor. Size düşen anamuhalefet partisi genel başkanı, lideri olarak hükümete bu konuda destek vermektir."