Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) laboratuvarlarında yapılan çalışmayla, Türk zeytin ağaçlarının DNA düzeyinde barkotlama çalışması tamamlandı.
İYTE'den yapılan açıklamada, Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı üretiminden daha fazla ekonomik değer kazanabilmesi için çalışma yapan İYTE Moleküler ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Doğanlar ile doktora öğrencisi Ali Tevfik Uncu, ülkedeki katma değeri yüksek zeytin türlerinin DNA düzeyinde barkotlama çalışması yaptı.
Prof. Dr. Sami Doğanlar, üstün kalite özellikleri bilinen zeytin çeşitlerinin uygun yörelerde yetiştirilmesinin gerektiğini, bunun için de zeytin çeşitlerinin henüz fidan halindeyken kimliğinin doğru tespit edilmesinin şart olduğunu belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca "San-Tez" kapsamında desteklenen projenin başarılı bir şekilde sonuçlandığını dile getiren Doğanlar, "3 yıldır üzerinde çalıştığımız proje ile zeytin ağaçlarının DNA şifresini çözdük" ifadesini kullandı.
Türkiye'de birçok zeytin çeşidinin olduğunu, bölgelerde çok değişik amaçlı zeytin yetiştirildiğini ifade eden Doğanlar, sofralık ya da yağ için üretilen zeytinlerden yüksek oranda verim alınabilmesi için sofralık zeytin çeşidinin sofralık olarak dikilmesi, yağlık zeytinin de uygun çeşide göre dikilmesinin gerektiğini vurguladı.
Doğanlar, bunun için de zeytin çeşitlerinin henüz fidan halindeyken tür kimliğinin doğru tespit edilmesi gerektiğine, çalışmalarının bu açıdan büyük önem taşıdığına işaret etti.
- Sertifikalı zeytin
Bir fidanın zeytin verebilmesi için 5 ila 6 yıl arasında zaman gerektiğini, fidan halindeki zeytin ağaçlarının hangi tür kimliğe sahip olduğunun bilinmesi halinde sertifikalı zeytinin yetiştirilebileceğini belirten Doğanlar, açıklamada "Aksi takdirde yıllar sonra satın alınan fidanın istenilen türe ait olmadığı anlaşılması hem maddi anlamda hem de iş gücü anlamında çiftçiyi ve genelde ülke ekonomisi için kayıp yaşamasına hatta zarar etmesine neden olacak. Bu sebeple sertifikalı fidan ve tohum hem üreticiyi hem de yetiştiriciyi koruyacak" ifadelerini kullandı.
İYTE doktora öğrencisi Ali Tevfik Uncu ise zeytin fidanının geliştirilen yöntem sayesinde kimliğinin tespit edilebileceğini, bu durumun yıllar sonra karşılaşılabilecek kötü sürprizlerden üreticiyi koruyacağını dile getirdi.
Uluslararası düzeyde markalaşabilmek için sertifikalı tarım yapmanın zorunluluğuna işaret eden Uncu, şunları ifade etti:
"İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın başarısı buna bağlı. Örneğin Girit Adası’nda en iyi verim veren 'koroneiki' çeşidinde üretim yapıyorlar. İtalya, zeytinyağı şişelerinin etiketlerinde hangi yörenin ağaçlarından elde edildiğini yazıyor. Bu markalaşmayı dolayısıyla ürünün dünya piyasasındaki ekonomik değerini yükseltiyor.
Doğru bölgede o yörenin şartlarına uygun tek çeşit zeytin üretimi yapılabilmesi için ekonomik değeri yüksek zeytin çeşitlerinin DNA dizilimlerini yaptık. Proje kapsamında ülkemizdeki zeytin çeşitleri, belirlenmiş protein kodlayan gen bölgeleri yönünden dizilendi ve SNP (tek nükleotidlik farklılıklar) markörleri geliştirildi. Daha sonra bu geliştirilen SNP markörlerini genotiplemek için bir test metodu oluşturuldu. Geliştirilen bu SNP markörleri sayesinde ülkemizdeki zeytin çeşitlerine ait DNA barkodları belirlendi. Böylece zeytin daha fidan iken geliştirilen yöntem uygulanabilecek ve fidana ait çeşit kimliğinin doğruluğu tespit edilebilecek."