Güncelleme Tarihi:
‘MÜZİK HAYATIMDA HEP VARDI’
- Caz severlere kendinizi nasıl ifadelerle anlatırsınız?
JACKY TERRASSON: Ben Berlin’de doğmuş, Fransız-Amerikalı bir piyanistim. Paris’te yaşadım, New York’a taşınıncaya kadar da Fransa’da bulundum ki bu da 1990 yılına kadar oluyor. Başlangıçta klasik müzik eğitimi aldım. Sonra Berklee’de okudum ve profesyonel olarak çalmak istediğimi fark ettim.
- Dünyanın sayılı caz piyanistlerindensiniz. Küçüklüğünüz, müzikle tanışma süreçleriniz nasıl oldu?
JACKY TERRASSON: Bizim evimizde piyano hep vardı. Babamın müziğe olan ilgisi ve piyano çalmayı bilmesi, klasik müzik çalması çocukluğumu etkileyen ve piyanoya olan yakınlığımın en önemli nedenlerindendir. Çok küçük yaşlardan beri müzik zaten hayatımdaydı. Piyano, hayatımın hep önemli bir parçası oldu, sonra da onsuz yaşayamaz oldum. Belki de bu doğal bir süreçti. Piyano ile tanışan ve onunla uzun süre geçiren biri zaten piyanist oluyor.
- Gençliğinizde kimleri dinlemekten zevk alırdınız? Bugünlerde caz türünde dinlemeyi sevdiğiniz yeni ve genç sanatçılar hangileri?
JACKY TERRASSON: Gençlik yıllarımda piyanistler söz konusu olduğunda dikkatimi çeken esas olarak Thelonious Monk, Bud Powell ve Bill Evans'tı. Tabii ki Miles Davis'i, John Coltrane'yi dinledim. Billy Holiday'i dinlemeyi, sonradan takdir ettiğim Ella Fitzgerald'dan daha çok sevdim. Dexter Gordon hayranıydım, Cedar Walton da favorimdi... Hala ara sıra tüm bu müzisyenleri dinliyorum ama o zamandan beri favoriler listesi çok daha uzun. Geçenlerde genç bir şarkıcı Michael Mayo'yu duydum ve bence harika!
‘IRKÇILIĞIN ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY OLDUĞUNU GÖRDÜM’
- Aileniz Fransız ve Amerikalı. Büyürken iki farklı millete sahip olarak, ebeveynlerden öğrendiğinizi söyleyebileceğiniz en değerli şey nedir?
JACKY TERRASSON: İnsanların birbirlerine sevgi ile yaklaşmaları gerektiğini, nefretin yerini iletişim ile sevginin alabileceğini düşünüyorum. Irkçılığın çok kötü bir şey olduğunu gördüm. Bu konuyla ilgili Kareen Guiock'un söylediği bir şeyi söyleyebilirim: ‘Karışık olduğunuzda, genellikle en çok özdeşleştiğiniz kısım sorulur!’ 50/50 ya da böyle bir şey olamayacağınızı savundu. Sadece yüzde 100+%100 olabilirsiniz! Bunun kesinlikle doğru olduğuna inanıyorum. Hem annem hem de babam kültürel değerleri geldikleri yerden bana ve kardeşlerime aktardı.
YENİ ALBÜM ‘MOVİNG ON’
- Yeni albümünüz 'Moving On' nisan ayında çıkacak. Yeni albümünüz hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?
JACKY TERRASSON: Her zaman yeni bir sesin, bir şarkıya veya melodiye farklı bir yaklaşım getirdiğini düşündüğüm için üzerinde ne kadar çalıştığımı söylemek gerçekten zor... Bu albümde Camille Bertault ve Kareen Guiock Thuram adında iki şarkıcı yer alıyor. İkisinin de özgünlüğü ve karakteri var. Kayda yüzde 75 hazırlıklı girme eğilimindeyim ve hazırlıksız, bilinmeyen sürprizlere de yer bırakıyorum. Yarısını Fransa'da, yarısını New York'ta kaydetmek istedim. Çünkü oradaki arkadaşlarımı ve müzisyenleri dahil etmek en doğrusu ve doğal olanı geldi.
- 30 yılı aşkın müzik kariyerinizle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
JACKY TERRASSON: Sevdiğim şeyi yaparak geçimimi sağlayabildiğim için gerçekten minnettar ve mutluyum.
İNSANİ NİTELİKLER ÇOK ÖNEMLİ
- Ekibinizdeki müzisyen arkadaşlarınızı nasıl seçiyorsunuz?
JACKY TERRASSON: Eliminasyon testi veya benzeri bir şey yok. Bu, yaratıcı zihinlerimizin olabileceği ortak alanlar bulmakla ilgili bir durum. Güven, cömertlik, alçakgönüllülük, saygı ve daha fazlasıyla ilgili... İnsan faktörü, kişinin sahip olabileceği müzikal nitelikler kadar önemlidir. Turnede sadece sahnede değil, birlikte çok zaman geçiriyoruz.
- Paris, büyüleyici bir şehir. Sizin üzerinizdeki etkileri ne oldu?
JACKY TERRASSON: Çocukluğum hep orada olduğum için beni etkiledi mi bilemiyorum. Dünyanın farklı yerlerine yaptığım seyahatlerden, birbirinden çok farklı kültürleri tanıdım. Farklı enerjiler, farklı ritimleri tanıdım ve tüm bunlara taktirle bakıyorum. Bu şekilde bakınca güzellik her yerde aslında ve işimden dolayı da bir çok ilginç insanla tanıştım.
İSTANBUL İLHAM VERİCİ
- Çok yer gördünüz, gezdiniz. En beğendiğiniz mekanlar nerelerdir?
JACKY TERRASSON: Gideceklerse gerçek caz kulüplerini gitmelerini tavsiye ederim. İlla büyük salonlara gitmeleri gerekmiyor. Elbette harika olan yerler de var ama caz kulüplerinin samimiyetini seviyorum ve buraların ayakta kalabilmeleri için desteğe ihtiyaçları var. Buraların bazen ses kaliteleri uygun olmayabiliyor. Alternatif olarak açık hava tiyatroları, arenalara da gitmelerini tavsiye ederim. Ortam ve manzara olarak muhteşem olabiliyorlar, hatta ilham verici bile diyebilirim. Bu anlamda İstanbul oldukça ilham verici.
- Günümüz dünyasında yaşanan olumsuzluklar sizi de etkiliyordur. Müziğinize, size nasıl yansıyor?
JACKY TERRASSON: Sevginin gücüne her zaman inandım ve pozitif düşüncenin gücünü hayatımda hep yer vermeye çalıştım. Korkutucu bir dünya haline gelindi. Bu benim mesleğimde daha iyi başarılara odaklanmama sebep oldu.
JACKY TERRASSON’A
DAİR KISA KISA
- İlgi alanlarınız?
JACKY TERRASSON: Sanatı seviyorum. Picasso’yu çok seviyorum, Almodovar, Soulages, Stravinsky, Monica Belluci, Marie-Lys, Navarro, Gabriel García Marquez, Dali, Alain Passard. Aslında her şey pozitif enerji ile alakalı ve her şey birbiri ile paralel. Kaliteli yeme-içme sanatını çok seviyorum!
- Jacky Terrasson’ı neler mutlu eder?
JACKY TERRASSON: Değer verdiğim insanların iyi olduğunu görmek. Sevgi ve güven.
- Piyanist olmasaydınız ne olurdunuz?
JACKY TERRASSON: Havayolu pilotu olmak isterdim.
- Nerede olmak isterdiniz?
JACKY TERRASSON: Eğlenmek için olsaydı, Hawaii gibi bir yere giderdim.
- Nasıl birisiniz?
JACKY TERRASSON: Özgür, maceracı, ilgili ve duyarlıyım.
- En büyük gerçekliğiniz nedir?
JACKY TERRASSON: Aşk.
- En çok ne dinlemeyi seviyorsunuz?
JACKY TERRASSON: Elbette caz müziği dinliyorum ama aynı zamanda klasik müzik, biraz pop ve uzak medeniyetlerin etnik müziklerini de dinliyorum.
JACKY TERRASSON
İLE İLGİLİ DİP NOTLAR
- 27 Kasım 1965 doğumlu Jacky Terrasson, caz piyanistleri arasında en çok seyahat eden ve "mutluluğun piyanisti" olarak tanımlanıyor.
- Müziği heyecan verici ve seyircisine doğrudan coşkuyla çalan bir sanatçı olarak biliniyor.
- Amerikalı bir anne ve Fransız bir babanın çocuğu olarak Berlin'de doğdu, Paris'te büyüdü.
- Piyano öğrenmeye 5 yaşında başladı ve okulda klasik piyano eğitimi aldıktan sonra, özellikle Jeff Gardner'dan caz eğitimi aldı.
- Francis Paudras'la tanışması (Round Midnight adlı filmi, Bud Powell'la kalıcı bir dostluğun dokunaklı öyküsünü anlatıyor), caza başlamasında önemli bir rol oynadı. Jacky daha sonra Berklee Müzik Koleji'ne katılmak için ABD'ye gitti. 1993 yılında prestijli Thelonious Monk Ödülü'nü kazandıktan sonra Betty Carter ile turneye çıktı. Daha sonra bugün hala yaşadığı New York'a taşınmaya karar verdi.
- Thelonious Monk yarışmasındaki zaferinden tam bir yıl sonra, New York Times Magazine Jacky'yi 30 yaşın altındaki 30 sanatçıdan biri olarak, yani önümüzdeki 30 yıl içinde Amerikan kültürünü değiştirme olasılığı en yüksek 30 sanatçıdan biri olarak tanıttı. Daha sonra prestijli Blue Note etiketiyle sözleşme imzaladı.
- Blue Note için üç üçlü kayıt yaptı (Jacky Terrasson, Reach ve Alive). Daha sonra kendisini çeşitli işbirliklerine adadı: Cassandra Wilson'la "Rendezvous" ve Michael Brecker ve Mino Cinelu'yla "What it is". 2001'den başlayarak, Fransız klasiklerinin son derece kişisel bir yorumu olan Blue Note için “A Paris”i kaydetti; “Smile” (Yılın En İyi Caz Albümü, 2003 Victoires du Jazz ve Altın Django) ve son olarak solo albüm “Mirror”.
- Fransız-Amerikan vatandaşı olan Jacky Terrasson, ya Dee Dee Bridgewater, Dianne Reeves, Jimmy Scott, Charles Aznavour, Ry Cooder gibi büyük isimlerle yaptığı prestijli işbirlikleri ya da davulcu Leon Parker ile oluşturduğu minimalist ve enerjik müziğiyle göz kamaştırmayı asla bırakmadı.
- Büyük caz festivallerinde (Montreal, San Francisco, Montrö, Kuzey Denizi Caz, Marciac) düzenli olarak solo ve üçlü olarak performans sergiliyor; ve en prestijli piyano festivallerinde (Klavier Ruhr Festivali, Lucerne, La Roque d'Anthéron, Piano aux Jacobins). Ayrıca Asya, Japonya, Güney Kore ve Çin'in yanı sıra Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de düzenli olarak çalıyor.
- Neslinin en yetenekli piyanistlerinden biri. -- Thomas Conradt, Jazz Times
- Kimin gözleriyle hayata bakmak isterdiniz?: Çok kişi sayabilirim
- Kimin düşünceleriyle düşünmek isterdiniz?: Kendim.
- ….. çok iyi yaparım: Piyano çalmak ve beste.
- Hiç beceremem: Yapamadığım çok şey söyleyebilirim, şarkı söylemek mesela.
- Çevreniz sizi nasıl biri olarak tanımlar: Rahat, eğlenceli biri, güven verici, saygılı.
- Yaşamdan öğrendiğiniz manevi kazançlar: Yeterince rahat yaşamak, aile, arkadaşlar, özgürlük, güzel yemekler yapmak.
- Manevi hayatta en büyük yatırımınız: En büyük yatırım kendimize olan, olmak istediğimiz kişi olmak adına yaptıklarım.
- 20 yıl önceki Jacky’e ne öğüt verirdiniz?: Yine aynı şeyleri yapardım sanırım, halimden memnunum, belki daha az iş daha çok keyif al derdim.
- Hayat mottonuz nedir?: Aşk ve güven.
İYİ Kİ...
- İyi ki olmuşum: Müzisyen.
- İyi ki kabul etmişim: Laetitia ile evleneceğim için mutluyum.
- İyi ki başlamışım: Küçük yaşta piyano çalmaya başlamışım.
İKİLİ SEÇENEKLERDEN
BİRİNİ SEÇİN
- Yürüyüş-Koşu: Yürümek
- Sıkılmak-Sabretmek: Sabırlı
- Susmak-Konuşmak: Konuşmak
- Dans Etmek-Oturmak: Oturmak
- Klasik-Modern: Modern
- Dobra-Politik: Dobra
- Uykucu-Uykusuz: Uykucu
- Sakin-Heyecanlı: Heyecanlı
- Kitap-Dergi: Kitap
- Doğa-Konfor: Doğa
- Kedi-Köpek: Köpek
- Güneş-Yağmur: Güneş
- Çay-Kahve: Kahve
- Et-Ot: Et
- Disiplinli-Rahat: Disiplinli ama rahat
- Unutur-Affetmez: Unutur
- Tatlı-Tuzlu: Tatlı
- Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: İtalyan yemeği
- Şarap-Bira: Sarap
- Esprili-Ciddi: Esprili
İLANDIR