Güncelleme Tarihi:
Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA) - İZMİR'de yürüttüğü 'askeri casusluk' davasında 357 kişiyi mağdur eden, meslekten ihraç edildikten sonra kaçan, Yunanistan'a geçmek istediği sırada yakalanan eski savcı Zafer Kılınç hakkında, onun mağdur ettiği askerler konuştu. 'Kumpas' davasından 2,5 yıl tutuklu kalan emekli albay Coşkun Başbuğ, Kılınç'ın yakalanması dolayısıyla mutlu olduklarını; ancak FETÖ'nün çözülmesi için eski savcının konuşturulması gerektiğini söyledi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne, 10 Ağustos 2010'da gönderilen ihbar e-maili üzerine başlatılan soruşturmada, 49'u muvazzaf asker 93 şüphelinin tutuklanmasına karar verilmişti. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç, 'askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istedi. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensubunun da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edildi. İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013'te görülmeye başlanan dava, süreç içinde, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme heyeti, 3 yıl süren yargılama sonucu 26 Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine karar verdi. 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında yargılananlar hakkında verilen beraat kararı Yargıtay tarafından da onandı.
'Askeri casusluk kumpası'nın ortaya çıkmasından sonra meslekten ihraç edilen, hakkında dava açılınca da firar eden eski savcı Zafer Kılınç, her yerde aranmaya başladı. Kılınç, eşi ve 2 çocuğuyla birlikte Yunanistan'a kaçmak istediği sırada Edirne'de yakalandı.
'KAÇMAYA ÇALIŞTIĞIMIZI SÖYLEDİ, KENDİSİ KAÇARKEN YAKALANDI'
Zafer Kılınç'ın yakalanmasından sonra mağdur ettiği kişiler de mutlu olduğunu dile getirdi. Eski savcının 'kumpas' davasından 2,5 yıl tutuklu kalan askerlerden emekli albay Coşkun Başbuğ, Zafer Kılınç'ın, örgütün en tehlikeli üyelerinden olduğunu söyledi. Kılınç'ın konuşması durumunda FETÖ'nün de çözüleceğini savunan Başbuğ, "Örgütün en güvendiği adamlardan biri. Fetullah Gülen tarafından 'casusluk' davasının başına bizzat atandı. Benim ve arkadaşlarım için hazırlanan 2 bin sayfalık iddianamenin tamamı iftira doluydu. Savcı, sadece bizlerin değil; ailelerimiz ve çevremizde yaşayan binlerce kişinin hayatını kararttı. Bize 'casus' diyordu. Yunanistan'a kaçmaya çalıştığımızı söyledi; ama kendisi o ülkeye kaçmak istediği sırada yakalandı" dedi.
'KIZ ÇOCUĞUMA KUMPAS KURULDU'
Zafer Kılınç'ın hazırladığı 'askeri casusluk' iddianamesi nedeniyle en çok mağdur olanlardan Donanma eski Komutanı emekli oramiral Nusret Güner, eski savcının kız çocuğuna kumpas kurduğunu söyledi. Güner, "Bu davada herkes kızımın mağdur edildiğini söylüyor oysa ki benim 14 yaşındaki kız çocuğum mağdur edildi. Bu savcı, tüm bu yaptıklarından dolayı 8 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Hani FETÖ üyeliğinden dava? Bu kadar olayı yapan birinin korunduğu izlenimi yaratıyor. Bunun altındakiler müebbetle yargılanıyor, buna 8 yıl isteniyor. Böyle komiklik olabilir mi? Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmalı" diye konuştu.
Nusret Güner, ayrıca Kılınç'tan şikayetçi olduğunu, istifa etmesinin nedeninin ise o dönem 'balyoz' davasında açıklanan cezalar olduğunu dile getirdi.
'ÖRGÜT, KENDİNİ TARİF EDİYORMUŞ'
'Askeri casusluk' davasından yargılanan askerler arasında bulunan emekli üsteğmen Onur Süer ise şunları söyledi:
"İzmir Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yazılan iddianamenin de altında imzası bulunan Zafer Kılınç, 'askeri casusluk' olarak bilinen davanın iddianamesinde sözde sanıkların gerçekleştirdiği eylemler arasında 'Yunanistan ve İsrail'e bilgi belge satma, uçak düşürme, dış ülkelerle politik gerginlik yaratma, eskort kadın ayarlama ve gizli çekim yapma, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bilgi ve belgeleri yurt dışına sızdırma, kripto Ermeni olup gizli Ermenicilik faaliyetleri yapma' gibi suçları saymıştı. ÖYM'lerin kaldırılması ile açılan FETÖ soruşturma ve kovuşturmalarında gördük ki aslında bu örgüt, kendini tarif ediyormuş. Zafer Kılınç'ın iftiraları ile sanık durumuna düşürdüğü masum kişiler, mahkeme salonlarında tüm bu iddiaları delilleri ile reddedip, lanetlerken, bu kişiler de perde arkasından sırıtıyor olmalılar. 'Şeytan lanetlenmekten zevk alır' deyişini haklı çıkarırcasına her gün yeni bir ihanet ile karşımıza çıkan bu örgütün kumpasına savcılık onurunu ve meslek itibarını peşkeş çeken bu insan ziyanı için diyeceğim tek şey, 'Olma lütfuna kimsenin talip, bedeli cevheri hürriyettir'."
FOTOĞRAFLI