Güncelleme Tarihi:
Başbakan Binali Yıldırım, Kaya Termal Otel'de, 'Sivil toplum buluşması' organizasyonunda, kentteki sivil toplum kuruluşları ve hemşehri dernek yöneticileri ve üyeleriyle kahvaltı yaptı. AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın açılış konuşması ardından kürsüye çıkan İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, "Başbakanımız İzmir'i sevdi. İzmirli başbakanımızı sevdi. Bunun sonucunu da sandıkta göstereceğiz. Her zamana sivil toplum kuruluşlarının yanında olduk. Hain darbe teşebbüsüne hep beraber karşı çıktık. Bunda sivil toplum kuruluşları önemli yer tuttu" dedi.
"İZMİR'DE MORAL TOPLUYORUM"
Kürsüye çıkan Başbakan Yıldırım, İzmir'de moral topladığını, bu kentte 7 bine yakın dernek, STK bulunduğunu anlatırken, "Bir olmak için beraberiz. Moral depoluyorum. İki gündür buradayım. Bugün üçüncü gün hiçbir anını boş geçirmedik. Sivil toplum kuruluşları, demokratik hayatımızın vazgeçilmez kurumlarıdır" dedi. Başbakan Binali Yıldırım, seçim olduğunda partilerin katıldığını, hükümetler kurulduğunu, "STK'lara ne lüzum var?" diye düşünenler çıkabileceğini kaydederek şöyle konuştu:
"Gelişmiş demokrasilerde toplumun bütün kesimlerinin, memleketin temel sorunlarına konularına duyarlı olması ve ülkeyi yönetenlere gerekli önerilerde bulunması o ülkenin sağlıklı bir şekilde yol olmasını doğru işlerini doğru zamanda yapılmasına vesile olur. Memleket sevgisini diri tutmak içini çalışıyorsunuz. İzmir, Türkiye'nin batısında, ülkenin Avrupa'ya açılan kapısı ama İzmir aynı zamanda Anadolu'nun bir özeti. Bu salonda Anadolu'nun her köşesinden mübarek vatana toprağının her köşesinden kardeşlerimiz var. Bizi buralara getiren nedir. Daha iyi bir gelecektir. Şartlar bizi batıya doğru göçe zorladı, kimimiz Almanya'ya gitti. Dünyanın her yerinde vatandaşlarımız var. Bayrak sevgisiyle, heyecanlarını diri tutmaya çalıştılar. Bu her millette yok. Türk toplumu Türkiye olarak tarihin hiçbir döneminde başka bir ülkenin esareti altına girmemiştir. O yüzden onurumuza bayrağımıza milletimize ülkemize çok düşkünüz."
"FARKLILIKLARIMIZ ASLA BİZİ AYRIŞTIRAN ŞEYLER DEĞİL"
İzmir'in önemli bir özelliği olduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'e Mardin'den Konya, Sivas'tan Türkiye'nin her tarafından gelenler bulunduğunu anlatırken, şöyle devam etti;
Ama burada İzmir'in diğer batı illerinden bir farkını gördüm. Ben İzmir milletvekili olduktan sonra İzmir'e Anadolu'dan gelenler 1.5- 2 sene içinde İzmirli oluyor. Kendini İzmirli kimliğiyle özdeşleştiriyor. İzmir aidiyeti gelişiyor. Siz İzmir'in değerine değer katıyorsunuz. Bizleri güçlü kılan kim olduğumuzu nereden geldiğimizi nereye gideceğimizi bilmemizdir. Bütün vatandaşlarımızı birbirine bağlayan ortak değerlerimizdir. Kültürümüzdür. Vatan millet sevgimizdir. Farklılıklarımız asla bizi ayrıştıran şeyler değil. Bizi birbirimize bağlayan zenginliklerimizdir. Zeybek de halay da horun da bizimdir. Önemli olan bu farklılıkları birlikte kabul etmek zenginlik olarak görmek ve buna göre yol almaktır. Ötekileştiren ayrıştıran bölmeye kalkışanlara karşısında uyanık olmalıyız. Bu sınavdan geçtik. 7 Haziran öncesinde geçtik. Bir olacağız başka Türkiye yok. Başka vatanımız yok. Bu vatanda güçlenerek yolumuza devem edeceğiz. Bu topraklar üzerinde hesabı kitabı olanlara asla fırsat vermeyeceğiz."
"COĞRAFİ YAPIMIZ BİZİMİN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ"
Türkiye'nin petrolü olmadığı halde coğrafi konumunun insanı ile en büyük güç olduğunu ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:
İnsan olmayan yerde hiçbir şey olmaz. 2008'den beri dünya bir kriz yaşıyor ve hala bu krizi atlamadı dünya. Neden? Çünkü küresel sistem, kapitalist ekonomi bakış açısı insani ihmal ediyor. Üretim aracı olarak gördü. Finansman aracı olarak gördü. Sonunda geldiğimiz nokta göz yaşı daha fazla ekonomik sıkıntı. Bunu iyi görmemiz lazım. O yüzden 15 yıl önce dedik ki; İnsanı yücelt ki devlet yücelsin, insanı yaşat ki devlet yaşasın. Bu bizim icadımız değil Osmanlı'nın kuruluş prensibidir. Her şey insanla başlar insanla biter. İnsanın olmadığı yerde hayat ticaret siyaset olmaz. Derneklerde olmaz, vakıflarda olmaz. Dedelerimiz nasıl bu vatanını her karışı toprağını savunmuşsa biz de bugün Türkiye'nin her köşesini kalkındırmak için mücadele ediyoruz."
Başbakan Binali Yıldırım, 'Çözüm sürecine' de değinirken, Doğu'daki sorunlar üzerine her kesimin "Barışa, çözüme bir fırsata verelim" dediğini, bunun üzerine harekete geçildiğini ve fırsat verildiğini vurgularken, şöyle devam etti:
"Ama bu fırsatı terörü azdırmak için fırsata dönüştürenlerin bölgeyi ne hale getirdiğini gördünüz. Çukurlar kazdılar insanları acımasızca katlettiler. Evlerinden yurtlarından göç ettirmek zorunda bıraktılar. HDP diye bir parti 'ben Türkiye partisiyim, bölgecilik yapmayacağım etnik milliyetçilik yapmayacağım Türkiye'nin birliğini beraberliğini savunacağım' diye güzel bir çıkış yaptı. İnsanlar ona inandı Kürtler de inandı Türkler de inandı. Herkes inandı, destek verdi. Yeni bir ses, herkesi heyecanlandırdı ama ne oldu? 8 Haziran olunca bu partiyi yönetenlerin iradesinin olmadığını gördük. Açıklamalarının hemen arkasından Kandil düzeltme yaptı. Ve nihayet çıktılar 'bizim arkamızda Kandil var' dediler. İşte 'sizi tükürükle boğar' dediler. Bu ülkenin onuruna kardeşliğine büyük zarar verdiler. Kürtler, Kürt vatandaşlarımız diye bir sorun yok. Sorun ne biliyor musunuz? Sorun. Kürtlerin de Türklerin de sorunu PKK'dır, bölücü terördür. Bizim görevimiz aradan bu bölücüleri çıkarmaktır. Milleti buluşturmak doğu ile batıyı buluşturmak. Bütün illere gittim. Hakkari'ye, Şırnak'a, Bingöl'e, Diyarbakır'a hepsine gittim. Fakat müthiş bir değişim. Büyük bir değişim, insanların üzerinden tehdit kalmış, korku kalkmış sindirme kalkmış, sokaklarda bölücü terör örgüte elinde ay yıldız bayrakla lanet okuyor. İşte gerçek Türkiye bu. Bu bölge 15 Temmuz'da İzmir nasıl sokağa döküldüyse, meydanları nasıl doldurduysa. Hakkari de aynısını yaptı. Ne dedi ortak ses. Mesele memleket mesesiyle gerisi teferruattır."
"SORUNLARI TORUNLARIMIZA BIRAKMAYACAĞIZ"
Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki günler İzmirli'nin takındığı tavırla gurur duyduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Biz bir defa değerlerimizden ne zaman uzaklaşırsak o zaman içimize tefrika ayrılık, giriyor. Muhabbetimiz kardeşliğimiz zarar görüyor. 15 Temmuz'da İzmir çok büyük bir sağduyu gösterdi. İzmir'in hem o gece, hem de devam eden 27 gün boyunda meydanları boş bırakmaması bir İzmirli olarak beni doğrusu çok mutlu etti. Gurur duydum İzmir'le, sizlerle bir kez daha iftihar ettim. Tabii ki sorunlarınız var. 'Sorunları olmayan ölülerdir' derler. Aslında onların da sorunları var, biz onların dünyasına giremiyoruz. Sorunları torunlarımıza bırakmayacağız. Üzerine gideceğiz. Bu ülkeyi devredeceğimiz gelecek kuşaklarımıza borçlu olmamamız lazım. Daha güzel bir Türkiye bırakmak gibi bir görevimiz var. Önemli olan hedefi ıskalayıp işe yaramayan boş tartışmalarla zamanı tüketmememiz gerekiyor. Bunun için ne yapacağız, daha fazla kenetleneceğiz. Konuşacağız. Ayrılıklarımızı, hoşgörüyle karşılayacağız hepimizin aynı olması şart değil. Olamaz. İnsan fıtratına aykırı. Gün olma bir olma beraber olma günüdür."
"ŞİMDİ YAZILI İZİN ORDA BOL BOL HATIRASINI YAZSIN"
Başbakan Binali Yıldırım, 15 temmuz gecesi yaşananları hatırlatarak, Pazar günü yapılacak referandumda iradenin kimin elinde olacağının oylanacağını söyledi. Yıldırum şöyle konuştu:
"İnsanlarını üzerine bombalara yağdıran gözünü kıpmadan özel harekat binasını, meclisi bombalayan her yerde rastgele insanları tarayan bu gözü dönmüş asker kılığına girmiş alçaklar, ne yapmaya çalışıyorlardı? Yapmaya çalıştıkları demokrasiye son vermek, meclisi dağıtmak ve ülkeyi 30 yıl geriye götürmekti. Ne uğruna kafalarını kiraya verdikleri orada oturan, Pensilvanya'da oturan adam FETÖ. Kime hizmet ettiği bilinmeyen bir adam. Bilinen yada bilinmeyen. Bakın o gün diyorum ki, arkadaş insanların üzerine bomba yağdırıyor, uçak kaldırın onları buradan uzaklaştırın. Ne derse beğenirsin. 'Efendim yazılı izin gerekiyor'. Ben sana yarın yazılı izni gösteririm dedim. Şimdi yazılı izin orda bol bol hatırasını yazsın. Bunlar bize bir şey gösteriyor. Bu sistemin arızasını. Bunun arızası var. Ben torunuma cevap veremedim. Dedi ki, 'Dede bunlar bizim askerimiz değil mi? Evet. Niye bizim insanların üzerine bomba atıyorlar' dedi. 11 yaşındaki çocuk söylüyor ne diyeceksiniz söyleyin bana. Bunun cevabı Pazar günü verilecek. Milletin gücünden başka hiçbir güç yoktur. Bunun kararını vereceksiniz. Verilecek karar irade kimdedir. Onun kararı irade millette mi olacak yoksa millet iradesini çalanların elinde mi? Pazar günü buna inşallah bu kararı hep birlikte vereceğiz."
"ONLARIN ADAMLARI KÜRSÜ İŞGALİ TEKME TOKAT BUNLA MEŞGUL OLDU"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu muhtarlıkların kapatılacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Başbakan Binali Yıldırım, "Diyor ki muhtarlara 'bakın diyor. Tek adam her şeyi eline alıyor. 17'si sabahı muhtarlıkları kapattım diyecek, iki durağı arasında. Allah Allah nerden çıktı bu ya. Anayasa değişikliğinin bütün aşamalarında bunlar konuşuldu, anlatıldı itirazların hepsi cevaplandırıldı. MHP ile beraber çalıştık ama onların adamları bu işlerle kafa yormak yerine kürsü işgali tekme tokat bunla meşgul oldular. Hiç dinlemek istemediler, dinlemediler. Şimdi de gidiyorlar milleti korkutmaya çalışıyorlar. Kardeşim gelen değişiklik diyor ki bir konu özellikle anayasada düzenlenmişse, kanunla düzenlenmişse bu konuda cumhurbaşkanın yapacağı bir şey yok" dedi.
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un 'evet' verenleri denize dökecekleri yönündeki açıklamasını hatırlatan Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet' çıkarsa onları da çağıracağız yanaklarından öpeceğiz. Bize nefret yakışmaz, inancımıza nefret yakışmaz, Bu millete nefret duyguları yakışmaz. Çünkü biz farklılıklarımızla zenginiz. Dolayısıyla maalesef bu kampanya döneminde İzmir'in adını da iyi kullanmadılar. Bir İzmir milletvekilinin yaptığı küfürleri gördünüz. Rahatsız edici, İzmir hoşgörü, demokrasi ilklerini şehri. İzmir'e bu yapılmaz. İzmirli bunu kabul etmez."
FIKRAYLA EVET İSTEDİ
Konuşmasınını sonunda fıkra da anlatan Başbakan Binali Yıldırım, "Temel Dursun ortak kamyon almışlar. Kamyonu Temel sürüyor. Dursun yanında muavin. Gidiyorlar, yolun ortasında kamyon duruyor. Dursaun 'ne oldu' diyor. Temel diyor ki; Vites kolu koptu. Dursun da diyor ki ben bindiğimizden beri bakıyorum bunun kırılacağı belliydi durmadan onunla oynuyorsun. Onun için bu anayasa otomatik vitesli. Vites kolunun elde kalması diye bir şey yok" dedi.