Yeni pazarlarda büyümeyi sürdür

Erkunt Traktör olarak 2020 hedeflerinize ulaştınız mı? 2021’de yol haritanız nedir?

- 2020 yılının başında artan talep üreticinin yüzünü güldürmeye başlamışken, pandemi süreci sektörün tüm dinamiklerini olumsuz etkiledi ve öngörüsünü değiştirdi. Başka birçok sektörde olduğu gibi bizde de traktör üretiminde parça tedariğinde aksamalar yaşamaya başladık. Temelde yurtdışından tedarik edilen malzemelerde ortaya çıkan bu aksama pazardaki toplam üretimi olumsuz etkilemeye devam etti. Üretime devam etmek zor olsa da, aldığımız önlemler, AR-GE çalışmaları, maliyetlerin gözden geçirilerek yeni stratejilerin belirlenmesi ve tedarik süreçlerinin yeniden planlanması gibi önemli konularda attığımız doğru adımlar bizi hedeflediğimiz sonuçlara ulaştırdı. 2021 yılı için ise satış adetlerimizi artırmayı ve yurtdışında yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Dünyanın tecrübe ettiği pandemi süreci tarımın ve sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Bu nedenle ülkemizdeki tarımsal üretimin artması ve tarımsal anlamda yeniden kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız en büyük temennimiz. Bu yıl alışılanın aksine köyden kente göç kavramının terse döndüğünü gördük. 2021’de boş kalıp ekilmeyen arazilerin oranında azalma yaşanacağını ve yerli üretimde yükseliş ivmesi yakalanabileceğine inanıyoruz. Elbette bu durum daha fazla traktör ve tarımsal makine ihtiyacını ortaya çıkaracak. Bizler de bu doğrultuda çiftçilerimizin işlerini kolaylaştıracak ürünler üretmeye devam edeceğiz.

SEKTÖRDE EN ÇOK İHRACAT YAPAN İKİNCİ FİRMA

En fazla ihracat yaptığınız ülkeler hangisi? Traktör üreten firmalar, Türk ekonomisine katma değer kazandırmak için Avrupa ve Ortadoğu pazarında stratejik hamleleriniz var mı?

- İlk dış satımımızı Bulgaristan’a yaparak, tamamen Türk mühendisleri tarafından tasarlanan traktörleri 2007’de ihraç etmeye başladık. Bulgaristan’dan hemen sonra bayi ağımıza Macaristan, Romanya, Hırvatistan, KKTC, Irak, Cezayir, Fas, Senegal ve Ürdün’ü kattık. Yurtiçinde sürdürdüğümüz misyonumuzu dünyanın her yerindeki çiftçilere yaymak için var gücümüzle çalışıyoruz. İhracat markamız olan ArmaTrac, bugün aralarında İngiltere ve Almanya gibi ülkelerin de bulunduğu 28 ülkeye ihraç ediliyor. 2020’de en çok ihracatı Sırbistan ve Sudan’a ihracat yaptık. Yıl sonunda ortaya çıkacak rakamlar açıklandığında Türkiye’de en çok ihracat yapan traktör firmaları arasında ikinci sırada yer alacağız. Özellikle 100 yıllık firmaların varlık gösterdiği dünya pazarında bir Türk markasının olması ülkemiz için gurur verici. Ekonomi Bakanlığı’nın Turquality programından faydalanmaya hak kazanan firmamız her geçen sene ihracat adetlerini artırarak devam ediyor. Etkin katıldığımız yurtdışı fuarlarında insanların yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Ürünlerin Türkiye’de üretildiğini söylediğimizde aldığımız tepkiler gurur verici nitelikte oluyor. Önümüzdeki yıllarda mevcut bayilik ağımıza Fransa ve İtalya gibi kritik iki pazarı daha katmak istiyoruz. Ayrıca, Sudan’la imzalamış olduğumuz üretim lisansı anlaşması sonrasında COMESA (Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı) ülkelerinde gümrük duvarları olmadan üretim ya da satış yapma fırsatını yakaladık. Böylece Afrika’da derinlemesine yayılmayı ve en son Uruguay’la yaptığımız distribütörlük anlaşmasıyla 4 kıtaya yayılmış olan bayilik ağımızı daha da genişletmeyi başardık. Orta vadeli hedeflerimiz arasında özellikle Batı Avrupa’da derinleşmek istiyoruz. Uzun yıllardır Birleşik Krallık’ta yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda ArmaTrac markamız çiftçiler tarafından tanınan ve takdir gören bir marka olmayı başardı.

GELENEKSEL TARIM ARTIK KABUK DEĞİŞTİRİYOR

Dünyada ve Türkiye’de koronavirüsle beraber birçok sektör iş modellerinde yeniliklere gitti. Tarımda dijitalizasyonun önemini anlaşıldı. Dijital tarım, yapay zeka, drone ile tarım, verimlilik ve sürdürülebilirlik anlamında çiftçiye ve üreticiye nasıl yenilikler getirecek?

- Türkiye’de tarıma dayalı sanayi modelinin bir sonucu olarak doğan sürdürülebilir tarım alanı büyük potansiyele sahip. Bu potansiyelin önemli bir ayağını ise AR-GE ve inovasyona dayalı üretim teknikleri, katma değerli ürün ve pazarlar oluşturuyor. Topraktan alınan verimi artıracak tekniklerin yanı sıra farklı tohum türlerinin ekonomiye kazandırılması, farklı pazarlarda tüketimi yoğun ürünlerin ülkenin belirli bölgelerinde üretimi gibi çalışmalar, AR-GE ve inovasyon sürecinde değer yaratacak unsurların başında görülüyor. Gelinen süreçte geleneksel tarım tekniklerinin yerini bilişim, yazılım, bilgisayar, cep telefonları, akıllı sistemler ile entegre AR-GE merkezli destekli uygulamalar aldı. Türkiye’de geleneksel tarımın kabuk değiştirerek sürdürülebilir tarım evresine ulaşmasında belirtilen teknolojik gelişmelerin tarıma entegre edilmesi çok önemli. Küresel pazarda rekabet edebilmenin, yakın gelecekte öngörülen kıyamet senaryolarının, açlıkla mücadelenin anahtarı olarak yine teknolojinin önemi ortaya çıkıyor. Ayrıca bu teknoloji başta israfın azalmasını, kaynakların daha etkin kullanılmasını, verimliliği ve kaliteli üretim süreçlerini de destekleyecek.

HEDEF, SÜRDÜRÜLEBİLİR TEMİZ VE HASSAS ÜRETİM

Ürettiğiniz traktörlerde tasarım kaygısı yaşıyor musunuz? Yoksa verimli, tasarruflu ve dayanıklı olmasını mı göz önünde bulunduruyorsunuz?

- Artan nüfus, küçülen tarım alanları, azalan ve en kötüsü kirlenen su kaynakları, iklim değişikliği, bölünme nedeni ile ekonomik ölçeğini kaybetmiş işlenebilir toprak, hayvan nüfusunun bilinçsizce yok edilmesi ve hayatta kalan zararlıların tarıma verdiği hasar, bilinçsiz yapılan tarım ve ilaçlama ile verimliliğini kaybeden topraklar gibi pek çok sorun var dünya tarımında. Dolayısıyla giderek azalan toprak ve su kaynaklarımızın doğru ve verimli kullanılabilmesi için dünyada geliştirilmeye çalışılan hassas tarım uygulamaları giderek daha büyük bir öneme sahip. Traktör sektörünün elektronik ve yazılım sektörüyle birlikte hızlı hareket ederek hassas tarım teknolojisine destek verecek uygulamaları geliştirmesi gerekiyor. Artık traktör sadece tarımsal alanlarda çalışan bir iş makinesi değil, tarım teknolojilerini destekleyen en değerli araçlardan biri olarak görülüyor. Bunun için de bundan sonraki yıllarda sektörün önünde büyük bir değişim, gelişim ve farklılaşma dönemi olduğunu biliyoruz. Bu süreçte herhangi bir kaygı duymadan, çiftçilerin ihtiyaçlarına göre verimli, çevre dostu, dayanıklı ve ekonomik modeller tasarlıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olarak ortaya çıkan çevrenin korunması-sanayi üretimi dengesi, yaşadığımız ortamın sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasında kritik öneme sahip. Son dönemde faaliyetlerimizi yoğunlaştırdığımız çalışma alanlarından biri olan sürdürülebilir üretim (temiz üretim) ise rekabet koşulları giderek zorlaşan sanayinin bu dengeyi sağlaması açısından önemli bir araç. Biz de Erkunt olarak bu konunun üzerinde titizlikle duruyoruz. Hassas tarım uygulamalarına yönelik AR-GE çalışmaları yapmaya başladık. Ama bu çalışmalar tabii ki bugünden yarına bitecek şeyler değil. Uzun araştırma, geliştirme ve test süreçleri gerektiriyor. Elektronik ve yazılım sektörlerini iyi takip etmek, ortak çalışmalar yapmak ve dünyadaki iletişim uygulamalarını sisteme entegre etmek, traktöre uygulanabilirliği üzerinde akıl yormak gerekiyor