Yeni nesil bir yıldız: Maral Büyüksaraç

Güncelleme Tarihi:

Yeni nesil bir yıldız: Maral Büyüksaraç
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2021 16:02

Maral Büyüksaraç, günümüz dünyasında ‘star’ olmanın şeffaf ve zarif bir izdüşümü.Daha önce Muhteşem Yüzyıl ve Özgecan Aslan gibi projelerde yer alan genç yıldız bir yandanda yeni gelecek projeleri büyük bir heyecanla bekliyor.Ama beklerken de boş durmuyor. İngilizce öğreniyor, resim dersi alıyor, yogayla ilgileniyor. Küçük yaştan beri çalıştığı için erkenden olgunlaştığını söyleyen Maral Büyüksaraç etrafını karakteri oturmuş, kendinden yaşça büyük insanlarla çevreliyor. Kariyer basamaklarını hızlı fakat dikkatli bir biçimde tırmanan genç yıldız “Bu yılın asıl yıldızları sağlık çalışanlarımız” diye düzeltmeyi ihmal etmiyor. Bize ise Büyüksaraç'ı dinledikçe kişiliğine hayran olmak kalıyor.

Haberin Devamı

 

İsviçre'de doğdunuz hatta ilkokula kadar orada yaşadınız. Neler hatırlıyorsunuz çocukluğunuza dair?

 

Aklıma iki farklı çocukluk geliyor. Birisi İsviçre'de yaşadığım, diğeri ise Türkiye’deki. İkisinin de ortak özelliği sokakta geçmesi. İsviçre'de sade bir yerde yaşıyorduk, klasik eski İstanbul kültürüyle büyüdüm. Bir ara anneannemin yanında kaldım. Ardından Moskova’ya taşındık. Çok yer değiştirdik yani. Bir kuzenim var. İsviçre'den tek arkadaşım o. Onunla sokaklarda oynardık, kendi kendimize oyunlar yaratırdık, çok yaratıcı bir çocukluk geçirdim. Telefon yoktu, teknoloji gelişmemişti. Buraya geldiğimde de bu durum çok değişmedi.

 

Haberin Devamı

Türkiye’ye geldiğiniz zaman yaşadıklarınızdan bahsetmek istiyorum… Başta zorlandığınızı söylediniz.

 

İlk geldiğimde şok etkisi yaşadım. Annem beni ilk kez bakkala gönderdiğinde, “Fisch al, Almancada balık var ya ondan,” demiş. Bakkala gittim, kendimi anlatamadım. Oturup ağlamaya başladım. O çaresizliği hatırlıyorum. Çok üzülmüştüm. İlk öğrendiğim cümle “Türkçe bilmiyorum,” oldu. Aslında sosyal bir çocuktum. Annemle babam da hep bunu teşvik etti. Okuldan sonra kurslara giderdim. Tiyatro, basketbol, buz pateni, yüzme, at… 

 

Almancanız nasıl şimdi?

 

Almancam iyi. Annemle ve büyükanne ve büyükbabamla Almanca konuşuyorum.

 

Oyunculuğa nasıl adım attınız? Kim keşfetti sizi?

 

Daha Almanya'da annemle yaşarken tiyatroya çok ilgim vardı. İstanbul’a taşındığımda tiyatro kulübüne gitmeye başladım.İlk televizyon dizim Muhteşem Yüzyıl oldu.

 

Ya yapamazsam?” diye korktunuz mu hiç?

 

Hayır ‘’ Ya yapamazsam’’ diye korkmadım hiç, “Ya istenilen şekilde yapamazsam” diye koktum.

 

Haberin Devamı

Kendini nereye ait hissediyorsun?

 

Almanya ve Türkiye birbirinden çok farklı. Anne tarafından tüm akrabalarım orada. Burada okul, aile, şehir hayatı; orada ise kafa dinleme, dinlenme...

 

Setle okulu bir arada götürmek zorlamadı mı?

 

İkisi birbirini dengeliyor aslında. Normalde okuldan eve geldiğinde televizyon izler, dinlenirsin. Ben sete gidiyorum, arada ders çalışıyorum. Ya da gerektiğinde okuldayken teneffüslerde ezber yapıyorum. Her boşluğa bir şeyler sıkıştırabiliyorum.

 

 

Birinden hoşlanacak olsan neyine bakarsın önce?

 

Dış görünüşü önemsemek çok saçma. Çok fazla kitap okuyorum, film izliyorum. Belki onlardan etkileniyorum ama öyle... Tabii bir noktada önemlidir ama...

 

 

Haberin Devamı

Oyunculukta hedefleriniz neler?

Hayatımda tek motivasyonum mutlu olmak. Okuduğumda beni heyecanlandıracak, yeni bir şeyler öğrenebileceğimi düşündüğüm işleri yapmak istiyorum. Sinema filmi çekmek ve Londra’da kalan bağlantılarımla orada da oyunculuk adına yeni bir şeyler yapmayı hedefliyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!