Güncelleme Tarihi:
Şampiyonluğu kafaya koyan Göz-Göz, tamamen dolu tribünler önünde sahaya çıkar, Alsancak’ın yeşil çimlerine ayak basan rakipleri dev bir pankart karşılardı: Göztepe Alsancak Cehennemi...
İşte o cehennemin havasını yıllar sonra Bornova’da hissetmeye başladık.
Jahovic gibi bir gol makinesinin, Gökhan Karadeniz gibi oyunu her an değiştirebilecek bir ismin yokluğuna karşın bu ligin en etkili ekiplerinden birini devirdiyse Göztepe, üç etkenin altını çizmek gerek bence.
Birincisi Bornova’daki atmosfer...
İkincisi tribünlerin yaktığı ateşi hisseden Göztepeli oyuncuların 90 dakika bitmeyen kazanma inadı...
Ve de üçüncüsü maçın her iki yarısında Boluspor’un iki inanılmaz fırsatı harcaması...
Boluspor savunmasında ‘saatli bomba’ Diarra’nın Göztepe’nin küçük dev adamı Leo’ya yaptığı hareketten doğan penaltı, ‘Umut’larını hep canlı tutanların ödülü oldu adeta. Sonuçta Umut Nayir’n golüyle Eskişehir’in ardından bir şampiyon adayı daha dize geldi Bornova’da.
Futbol bu, kazanan her zaman haklı.
Ancak asıl büyüklük işler yolunda giderken hatalarını görmek, düzeltebilmekten geçiyor.
Umut’un bitmeyen mücadelesine, her topa ayağını sokan hırsına şapka çıkarmak gerek. Lakin Jahovic’in yokluğu hücum aksiyonlarını sıradanlaştırıyor Göztepe’nin. Hem futbol aklı azalıyor hem organizasyon kalitesi.
Bir de özellikle iç sahada Doğa-Gosso ikilisinden biri fazla gibi sanki. Belki orta alanı fiziksel açıdan daha sert kılıyor ancak o bölgeyi beceri konusunda geriye taşıdığı da bir gerçek. Okan Hoca’nın dün ikinci yarıda Doğa’nın yerine Leroy George ile başlamasının Göztepe’nin rakip alana geçiş hızını ve kalitesini artırdığı da ortada.
Okan Buruk kendi kimliğini yansıtan bir takım haline getirdi Göztepe’yi. Sert, disiplinli, inatçı...
Şimdi sıra bu temellerin üzerine güzel bir sos eklemekte.
Haydi hocam, bekliyoruz.