Güncelleme Tarihi:
EGE Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, bölgesel sektörel toplantılarına üretici ve ihracatçıların yoğun olduğu Muğla'nın Ortaca ilçesinde devam etti. Yaş meyve sektörünün tüm paydaşlarının bir araya geldiği toplantıda ihracatta 2023 hedeflerine ulaşabilmek için yapılması gereken çalışmalar masaya yatırıldı.
Limon, portakal, nar ve domates gibi önemli ürünlerin yetiştirildiği, üreticilerin ve ihracatçıların yoğun olarak bulunduğu Muğla'nın Ortaca ilçesi, sektörel konuların tartışılacağı bilgilendirme toplantısına ev sahipliği yaptı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği koordinasyonunda ve Muğla İl Tarım Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlik 20 Temmuz Cuma günü Ortaca Belediyesi Kent Konseyi Salonu'nda gerçekleşti.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak'ın açılış konuşması ile başlayan ve moderatörlüğünde devam eden toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İl Müdürü Fırat Erkal, Ortaca İlçe Tarım ve Orman Müdür Vekili Okan Bilgiç, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, Yüksek Ziraat Mühendisi ve Tarım Danışmanı Hüseyin Gültekin katıldı.
SORUNLARA KARŞI HEP BİRLİKTE MÜCADELE ŞART
Bölgede faaliyet gösteren üreticilerin ve ihracatçılarından oluşan yaklaşık 150 katılımcı ile gerçekleşen toplantıda ilk sözü alan Ege Yaş Meyve Sebze ve İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, "Üreticimizin ve ihracatçımızın derdi bizim derdimiz, sorunu bizim sorunumuzdur. Yönetim kurulu olarak tüm çalışmalarımızı bu prensiple yürütüyoruz, yürüteceğiz" dedi. Ev sahipliğinden dolayı Muğla Tarım İl Müdürlüğü'ne, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk'a teşekkür etti. Göreve geldiklerinden beri yönetim olarak Kemalpaşa'da, Alaşehir'de, Ödemiş'te ve Selçuk'ta üreticilerle bir araya geldiklerini vurgulayan Uçak, Ortaca'da da sezon öncesi konuşulması gereken önemli konular olduğunu, Akdeniz meyve sineği, tuta gibi zararlılara karşı mücadele konusunda ortak çaba gösterilmesi gerektiği bir sezonda olduklarını vurguladı.
"DOĞRU ÜRETİM METODLARI KULLANMALIYIZ"
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk ise toplu mücadelenin önemine değindi. Genel Müdürlük olarak her zaman üreticiye destek olduklarını ve kendilerine intikal eden konuların doğrudan Tarım ve Orman Bakanlığı'na iletilerek çözüme kavuşturulduğunu belirten Selçuk, zararlılara karşı ekim alanlarının temizliğinin önemli olduğunu, önceki yıldan kalan mahsüllerin mutlaka toplanması gerektiğini ve bilincin oluşmasında ortak hareket etmenin önemli olduğunu dile getirdi. Doğru üretim metotlarının önemime ancak üreticinin tek başına doğru uygulamalarını kullanmasının sorunları ortadan kaldırmadığını ifade eden Selçuk, "Atadan dededen öğrendiğiniz geleneksel bilgileriniz yanında mutlaka yeni üretim metotlarına geçmeliyiz ki verim alalım. Ancak bunu hep birlikte yapmalıyız. Doğru uygulamalar yapan üreticinin yan komşusu doğru uygulamalar yapmıyorsa sorun devam ediyor demektir" diye konuştu. Ayrıca, Tarım ve orman Bakanlığı teşkilatının Ziraat Odaları ile işbirliği ile yapısal sorunların çözülebileceğinin altını çizdi.
SERALARIN MODERNİZASYONUNA DESTEK ÇAĞRISI
Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İl Müdürü Fırat Erkal ise bu yıl ekstra bir yıl yaşandığını ve mevsimlerin neredeyse 1 ay öne çekildiğini, bunun da tüm üreticilere ve ihracatçılara yeni görevler yüklediğini belirtti. Biyolojik mücadele ile ilgili gerekenlerin yapılmasında büyük yol kat edildiğini ancak tam olarak yapamadıklarını ifade eden Erkal, yapısal sorunlar olduğuna dikkat çekti. Fırat Erkal, "Seraların modernize edilmesine yönelik destekler var, ancak uygulanma şartlarının biraz daha iyileştirilmesi ve bunu için kaynak artırımı yapılması uygun olacaktır" dedi.
"HASAT SONRASI KAYIP ORANLARINI DÜŞÜRMELİYİZ"
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen ise sürdürülebilir üretim için kazancı sağlamanın, bunun için de kaliteli üretim yapmanın şart olduğunu vurguladı. Bu olayın tamamen bir zincir olduğunu ifade eden Şen, "Tüccar, pazarlamacı, depocu, işletmeci, ihracatçı hepsi bir zincirin halkaları, birinin yaptığı hata kaliteyi düşürüyor ve böylece ürünün değeri düşüyor" diye konuştu.
Son yıllarda çok iyi gelişmeler olduğuna dikkati çeken Fatih Şen, "Hasat sonrası kayıp oranlarımız düştü. Kayıp oranını daha da indirebilirsek, örneğin 20'lerden yüzde 15'lere bile indirebilirsek bu bizim için büyük başarı büyük kazanç anlamına gelir" dedi. Hasat aşamasında ciddi hatalar yapıldığına dikkati çeken Şen, turunçgil hasadında en önemli şeyin ürüne zarar vermemek ya da erken hasat yapmamak olduğunu, ürüne hasat aşamasında zarar verilirse en ufak olumsuzlukta ürünün çürüdüğünün ve bozulduğunun, bunun da ülkenin kaybı anlamına geldiğinin altını çizdi.
ÜRETİCİLER PLANLI OLMALI
Yüksek Ziraat Mühendisi ve Tarım Danışmanı Hüseyin Gültekin ise üreticinin üzerine düşmesi gereken bazı sorunlar olduğunu ve ihracatçıdan beklenen bazı şeylerin doğrudan üreticiyi ilgilendiğini söyledi. "Para kazanmak için kalite ve verimi artırmak zorundayız" diye konuşan Gültekin, üreticilerin bu işe meslek olarak bakmaları, toprak analizi, su analizi ve tüm analizleri yaptırmaları gerektiğini belirtti. Planlı hareket etmenin önemine değinen Gültekin, hedefleri bilmemin önemli olduğunu, tüketicinin beklentilerine uygun olursa malın 1 liraya da 5 liraya da satılabileceğini, kaliteli ürün için doğru zamanda hasat yapılmasının, doğru depolama şartları sağlanmasının ve teknolojik imkanların doğru uygulanmasının büyük önem arz ettiğini sözlerine ekledi.
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAFLI