Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in hukuk fakültelerindeki eğitim süresinin dört yıldan beş yıla çıkarılması ve birinci sınıfta hukuk sosyolojisi, hukuk felsefesi, hukuk tarihi, ayrıca Türkçe dil bilgisi derslerinin zorunlu hale getirilmesi yönünde YÖK’e yaptığı başvurusuya, İzmir Barosu’ndan destek geldi. İzmir Barosu Başkan Vekili Mustafa Çetin, eğitim süresinin beş yıla çıkarılması konusunda Yargıtay Başkanı Cirit’in başvurusunu desteklediklerini ifade ederek, "Hukuk fakültelerinin sayısında son yıllarda yaşanan olağanüstü artış, YÖK’ün ilk 150 bine giren öğrencilerin, hukuk fakültelerine tercih yapabileceği kararını bu yıl 190 bine çıkarması, hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin düşmesi, hukuk sistemimiz bakımından çok önemli riskler doğurmuştur. Bu risklerin en önemlisi yetersiz hukuk eğitimi alan kişilerin hakim, savcı ve avukat olmasıdır. Bu nedenlerle bir an önce yargıya olan güveni artırmak için yargı reformu yapılarak, hukuk fakültelerinin lisans eğitimlerinin; daha iyi ve etkin bir eğitim için asgari 5 yıla çıkartıması, avukatlık sınavının getirilmesi, üniversite sınavlarında hukuk fakültelerine girişin kademeli olarak ilk 50 bine çekilmesi, insanlara çocuk yaşta hukuk bilincini ve hukuk kültürünü aşılamak için 'hukuka giriş' dersinin orta öğretimden itibaren ders olarak okutulması, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesi için gerekli adımların atılması gerekmektedir" dedi.
İzmir Barosu avukatlarından Abdi Yaşar da Yargıtay Başkanı Cirit’in YÖK’e yaptığı başvurunun kaliteli hukukçular yetişmesi adına önemli bir adım olduğunu dile getirerek, "Yargıtay Başkanı'nın açıklamasını yerinde buluyorum. Ben özel üniversiteden mezunum. Beş sene okudum, İngilizce'nin yanında Türk dili ve edebiyatı, sosyoloji, meslekte etik tarzında dersler aldım. Bu derslerin bana faydası oldu. Nasıl dilekçe yazacağımızı, en az cümleyle çok şey anlatmayı, dilekçelerde kullanım dilini öğrettiler. Bunların çok faydası dokundu. Duruşmaya şortla gelen meslektaşlarım var. Hakimin karşısında ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. Bu nedenle meslektaşlarımın yetersiz olduğunu düşünüyorum. 5 seneye çıkarılmasının şu yönde de faydası var; şu anda 120 bin faal avukat, 15 bin stajyer, yaklaşık 70 bin de öğrenci var. Bu öğrenciler 4 sene sonra mesleğe atılacaklar. Bu ister istemez işsizlik sayısını artıracaktır, hem de kalite eksikliği ortaya çıkacaktır. Beş seneye çıkarılmasının sadece bu yönde bile doğru olduğunu düşünüyorum. Önerim, bir senesinin pratik eğitim olması. Benim son senem pratikle geçti. Davayı tanıdım, hakimin, savcının oturduğu yeri gördüm. Daha bunu bilmeyen meslektaşlarımız var. Geçen gün müşteki tarafında oturması gerekirken sanık yerinde oturan meslektaşıma hakim bayağı gülmüştü. Hoş olmayan şeylerin yaşanmaması için umarım bu bir an önce yasalaşır ve kabul edilir" dedi.
'SORUN SÜRENİN DEĞİL, KALİTENİN DÜŞÜK OLMASI'
İzmir Barosu avukatlarından Berk İpek ise hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkarılmasının sorunları çözmeyeceğini savunarak şunları söyledi:
"Buradaki problem eğitim süresinin kısa olması değil, eğitim kalitesinin düşük seviyede olmasıdır. Eğitim kalitesinin artırılması için, süre yerine akademisyen kadrolarının ve eğitim öğretim yetkinliğinin artırılması gerekiyor. Kaliteli bir hukuk sistemi için kaliteli bir eğitimin yanı sıra eğitim sonrasında da mesleğe geçiş aşamalarında yani hakimlik savcılık sınavı öncesinde nitelikli bir kurs verilmesi, bu sınavın daha ciddi bir şekilde yapılması, avukatlık stajına kabul ve avukatlığa geçiş için sınav yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede ciddiyet arttığı zaman kalite de artacaktır. Salt hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi gibi dersler için eğitim süresinin bir yıl daha artırılmasının sorunu çözeceğini düşünmüyorum."