Yaprak Gürdal yazıyor... "Leglerin yolundan"
Güncelleme Tarihi:
MERHABA dostlar, bundan böyle konuk yazar olarak sizlere Bodrum ve çevresi ile ilgili yerleri, tarihi zenginlikleri, Bodrum’a gastronomi değeri katan mekanları ve alışılmışın dışındaki güzellikleri tanıtmaya çalışacağım.
Bodrum pek çok kişinin aklına ilk olarak deniz-kum-güneş üçlemesi, günlüğü bin liraya kiralanan şezlonglar, lüks beachclublar ve oteller getiriyor olabilir. Ancak Bodrum bununla sınırlı değil. Burası, tarihin babası Herodot, Kaptan-ı Derya Turgut Reis, Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, ünlü şairimiz Neyzen Tevfik, sanat güneşimiz Zeki Müren gibi çok önemli isimlerin yaşayıp izlerini bıraktığı, medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir beldemiz. Bu yazımda ise Bodrum’un en eski yerleşik halkından biri olan, yarımada üzerindeki ilk kültürlerden Lelegler’den bahsedeceğim.
SEKİZ BÜYÜK YERLEŞİM VAR
Lelegler M.Ö. 1500 - M.Ö. 400 yılları arasında yaşadıkları için onlar hakkındaki tüm veriler başta Herodot olmak üzere antik yazar ve tarihçilerin verdiği bilgilere dayanıyor. (Hatta Herodot bir yazısında Karialılara eskiden Leleg denildiğinden söz etmiş.) Lelegler tüm şehirlerini dağların en yüksek noktalarında kurmuş. Bu tepe doruklarındaki konumları sayesinde denizi ve çevre adaları gözetlemişler. Lelegleri ilginç yapan en önemli konu ise harçsız yapılarının günümüze kadar ayakta kalmış olması. Statik bilgileri ve teknikleri sayesinde binlerce yıl geçmesine rağmen hala izlerine rastlıyoruz. Bodrum’da bugün Leleglere ait sekiz büyük yerleşim bulunuyor: Termera, Uranion, Telmissos, Madnasa, Sibda-Side, Pedasa, Syangela ve Theangela.
KRAL MAUSOLOS’U ANMADAN OLMAZ
Şimdi Mausolos’u anmadan olmaz. Hani Bodrum’da antik dünyanın yedi harikasından biri sayılan Halikarnas Mozolesi var ya... İşte bu mozole bu ünlü kral adına hem kız kardeşi, hem de karısı olan II. Artemisia tarafından yaptırılmış. Mozolesi yapılan bu ünlü kral hayatta olduğu dönemde liman kenti Halikarnassos’u, yani bugünkü Bodrum’u güçlendirmek için gemi yapım atölyeleri kurmuş. Kentin sokaklarını heykellerle süslemiş, yerlere döşenen mozaiklerde tanrıların Halikarnassos’u korumasını dileyen simgeler tasvir ettirmiş. Tüm bu imar çalışmalarını destekleyecek insanlara ihtiyaç doğunca da yarımadada bulunan Leleg yerleşimlerinin derhal merkeze taşınmasını emretmiş. Böylelikle sekiz önemli Leleg yerleşiminin altısı boşaltılarak merkeze taşınmış. Bunun üzerine de Leleg kentleri tarihten silinmiş.
TOPLAM 88 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA
Leleg Yolu’nu ise tarihi Likya ve Karya yollarının Bodrum Yarımadası’na dayanan bir uzantısı olarak düşünebilirsiniz. 88 kilometre uzunluğundaki Leleg Yolu, Etrim köyünden başlayıp Turgutreis Sabancı Parkı’na kadar uzanıyor. Bağlantı yollarıyla birlikte 185 kilometreye kadar ulaşıyor. Leleg Yolu en çok dağlardan geçiyor. Asfalt yok. Bu nedenle kendi aracınızla gitmeniz çok doğru bir tercih olmayacaktır. En iyi alternatifiniz ise yolu yürümek, 4X4 kiralamak ya da organize turlara katılmak olacaktır. (Eğer organize turlara katılacaksanız kişiye özel turlar düzenleyen Bodrum’daki Ibex Adventure Club’la iletişime geçebilirsiniz.)
BU EŞSİZ DEĞERİ KORUYALIM
Leleg Yolu, Bodrum’un belki çok bilinmeyen ama bilinmediği için de çok şey kaçırılan bir yeri. Ancak şunu da söylemeden edemeyeceğim. Son zamanlarda planlanan çevre yolu yapılırsa antik kentlerin içinden geçerek tarihi ve doğal zenginliklerimize zarar verecek. Umarım bu karardan vazgeçilir ve bu eşsiz değerlerimizi koruyabiliriz.
AVRUPA'NIN EN İYİ ALTINCI RESORT OTELİ
BODRUM’un eşsiz doğasıyla iç içe bir yaşam alanı yaratan Mandarin Oriental, misafirlerine sunduğu benzersiz deneyimi aldığı ödüllerle taçlandırmayı sürdürüyor. Hizmet vermeye başladığı 2014’ten bu yana uluslararası alanda 100’e yakın prestijli ödüle layık görülen Mandarin Oriental Bodrum, Condé Nast Traveler’ın 2020 Okuyucu Ödülleri’nde Avrupa’nın en iyi altıncı resortu oldu. Genel Müdür Ersev Demairöz, “Avrupa’nın en iyi altıncı resort’u olmaktan, aynı zamanda da listemizde Türkiye’deki resort’lar arasında en üst sırada yer almaktan dolayı mutlu ve gururluyuz. Bu prestijli ödülün, efsanevi hizmetimizi Türk misafirperverliği ile harmanlayarak sunan özverili ekibimizin konuklarımızın beklentilerinin üzerine geçmek ve onlara unutulmaz bir deneyim yaşatabilmek için gösterdikleri çabanın yansıması olduğunu düşünüyorum” dedi.