Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2020 03:18
URLA, Ege ve İzmir’in hem mavi hem yeşil tarafına konumlanmış, bulunduğu yer itibariyle bölgenin en verimli alanının tarif ve işaret edildiği coğrafyanın yegane yarımadasının adıdır.
Bu haliyle Urla bir tarafından
İzmir, diğer tarafından ise Sığacık ve Kuşadası körfezlerine iki taraftan bakar ve bu duruş Urla Yarımadası’nın bulunduğu en verimli yerdir.
Şayet bir yer
yemek kültüründe öne çıkacaksa hemen her şeyiyle altyapısından iyi beslenmek zorundadır.
Ki, bunun için olması gereken her ne ise hepsi Urla’nın varoluşunda zaten vardır.
Bu doğallığın içinde yerleşik kültürü besleyen en önemli malzeme öncelikle zeytinyağı...
Ve zeytinyağıyla şekillenen yemek zenginliğinin de otlar, sebzeler ve denizle destekleniyor olması meselenin sağlık tarafıyla doğru beslenme modeli açısından çok özel bir durum oluşturuyor.
Bu kadar doğal ve kaliteli malzemeyle beslenen bir yerin şimdiye kadar dünya gastronomisinde yer bulması ve ilk sıralara yerleşmiş olmasının zamanı çoktan geldi ve hatta geçiyor.
Bu nedenle ve artık iyi anlatılması ve doğru uygulanması gerekiyor.
Ve tabii ki Urla’nın gastronomi konusunda öne çıkabilmesindeki en önemli nedenlerin başında uzun yıllar emek verilen bir bağ rotasının oluşup çok iyi şaraplar üretebiliyor olması geliyor.
Bunun yanında bir yerin gastronomisinin aynı zamanda yerel üreticiler ve yerel şaraplarla temsil edilebiliyor olması da çok ama çok büyük bir artı değer.
Bu özelliklerle kendi ağacından zeytinyağı, kendi toprağından sebze-meyve, kendi denizinden
balık ve kabuklular, kendi bağından şarap üreten Urla’nın kendine ait yiyecek-içecek kültürünün olmaması mümkün değil.
Ancak bu kültürün yeterince temsili konusu yeni yeni dikkate değer yol alıyor ve bugünlerde özellikle ‘yüksek gastronomi’ Urla’nın kültürüyle parlıyor.
Urla’nın gastronomi alanında ilerleyişi coğrafyanın diğer alanlarıyla entegre edilmeli; İzmir, Manisa, Balıkesir, Aydın, Muğla gibi iller ile Bergama, Selçuk, Ödemiş, Tire ve nice ilçelerle malzeme kültür paylaşımı içinde olmalı...
Bu durumun yönetilebilmesi öncelikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iradesi ve gücü...
Diğer belediyelerin katkı ve katılımları...
Sivil toplum örgütleri, ticaret odaları, üniversiteler ile bu işe inanmış pazarcısından esnafına kadar sorumluluğunu algılamış tüm kurum-insanlarla ileriye ve gerçek yerine taşınabilir.