Güncelleme Tarihi:
İHRACAT bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin tebliğe ek olarak geçen günlerde de ‘Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’ yürürlüğe girdi. Yalnızca Türk Lirası üzerinden sözleşme yapılması zorunluluğu getiren kararı değerlendiren Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serpil Kahraman, kararın tüketiciye fiyat avantajı olarak yansıyabileceğini söyledi.
Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serpil Kahraman, ekonomide belirsizliğin en önemli risk faktörü olduğunu belirterek, finansal krizlerin en temel nedeninin de bu olduğuna dikkat çekti. Kahraman, menkul ve gayrimenkul alım satımı ile kiralamanın döviz cinsinden yapılmasını ortadan kaldıran kararı tüketiciler ve şirketler bazında değerlendiren Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Serpil Kahraman, "Üretimin ve dolayısıyla da ihracatın bir nevi ithalata bağımlı oluşu ithalatı dövizle gerçekleştirip, ihracat gelirini ise TL de tutma aksiyonu, kur maliyeti nedeniyle ithalata bağımlı ihracat yapan şirketleri zora sokabilir. Zira ithal hammadde kullanan söz konusu şirketler, ihracat gelirlerinin önemli bir bölümünü ithalat finansmanında kullanarak operasyon yapmaktalar. Karardan etkilenen bir diğer taraf olarak da dövizle kira ödemesi yapan birimleri, özellikle AVM mağaza kiralarını örnek verebiliriz. Cirolarının ciddi bir bölümünü döviz cinsi ödemelere ayıran firmaların maliyet avantajları, tüketiciye fiyat avantajı olarak yansıyabilir. Öte yandan dövizle finansman sağlayan ya da borçlanan yatırımcıların, ödemeleri TL endeksli olmaları da yatırımcıyı zorlayabilir. Dolayısıyla çift taraflı aksiyon belirlenmesine ihtiyaç olduğu aşikar" dedi.
'MEVCUT SÖZLEŞMELER REVİZE EDİLMELİ'
Alınan kararın eklerine göre 30 gün içinde mevcut sözleşmelerin döviz endeksinden sıyrılarak, revize edilmesi gerektiğini de belirten Kahraman, "Şu noktada mevcut sözleşmeler hangi fiyatlamayla yani hangi kur bandı üzerinden yeniden belirlenip yoluna devam edecek ve Bakanlık, hangi sözleşmeleri istisna sayacak, yine önümüzdeki günlerde göreceğiz. Nihai olarak, belirsizlik gelişmekte olan ülkeleri krize sürükleyebilecek belki de en önemli risk unsuru. Haliyle finansal piyasaların ateşini hafifletecek düzenlemeler ayrıca önem arz etmekte" dedi.
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF