Güncelleme Tarihi:
Hastanenin Tıbbi Direktörü, Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Çağ Çal, kullanıma girdiği günden bu yana dünya genelinde milyonlarca hastanın sağlığına kavuşmasına hizmet eden da Vinci robotik cerrahi sisteminin açık ve laparoskopik girişimlere alternatif yaratan kapalı bir ameliyat yöntemi olduğunu söyledi.
ASTRONOTLAR İÇİN
Prof. Dr. Çal, robot yardımlı laparoskopik ameliyatı olarak da tanımlanabilecek da Vinci’nin dünyanın ilk ve halen tek robotik cerrahi sistemi olduğuna vurgu yaparak, NASA’da çalışan araştırmacılar, sanal gerçeklik mühendisleri ve Stanford Üniversitesi Araştırma Merkezi Robot Teknolojisi uzmanlarının ortak çalışmalarıyla geliştirildiğini kaydetti. Prof. Dr. Çağ Çal, “Sistem ilk tasarımında sağlık hizmetine ihtiyaç duyan uzaydaki astronotların dünyadaki cerrah konsolundan ameliyat edilmesi için yaratıldı. Ardından Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin onayıyla kalp-damar cerrahisi ameliyatlarında kullanılmaya başlandı ve günümüze kadar dünya genelinde 8 milyondan fazla operasyon gerçekleştirildi. Üroloji, kadın hastalıkları, genel cerrahi, göğüs cerrahisi, kalp-damar cerrahisi ve kulak-burun-boğaz cerrahisi alanlarında yaygın kullanılan sistem zaman içinde Türkiye’de de sıkça tercih edilen yöntem haline geldi” dedi. Sistemin çalışma prensipleriyle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Çal, da Vinci robotunun hasta ve cerrah konsolu olmak üzere üç bölümden oluştuğunu, ameliyatın yapılmasında kullanılacak el aletlerini taşıyan dört kolun robot bölümünde bulunduğu ve bu kolların ucundaki el aletlerinin vücut içine ciltte açılan 0.5-1cm çapındaki deliklerden yerleştirildiğini belirtti. Prof. Dr. Çağ Çal, “da Vinci sisteminde sanılanın aksine ameliyatı robot değil, yine cerrah yapar. Robotun ucunda bulunan çok ince ve hassas cerrahi aletlerle dokuya en az zarar verilerek ameliyat gerçekleştirir. Sinirler ve damarlar ayrıntılı görüntülendiği için zarar görme riskleri daha azdır” diye konuştu.
AZ AĞRI, HIZLI İYİLEŞME
Robotik kolların ameliyat yapılacak alana girebilmesi için yapılan cilt kesilerinin diğer operasyonlara göre daha küçük ve enfeksiyon kapma riskini azalttığını aktaran Prof. Dr. Çal, “Ameliyat sonrasında ağrı daha az olur, yara izi oluşumu riski en aza iner, hastanede yatış süresi kısalır, kan kaybı çok az yaşanır. Özellikle kanser ameliyatlarından sonra hastalar kısa sürede kemoterapi veya radyoterapi seanslarına başlayabilirler” ifadelerini kullandı.
ALAN: KANSER CERRAHİSİ
Doç. Dr. Özgür Çakmak ise dünya genelinde da Vinci sistemi kullanılarak en çok yapılan ameliyatın prostat kanseri cerrahisi olduğunu ifade etti. Testis kanserleri ve böbreküstü bezlerinin tedavisinde de robot yardımlı cerrahinin güncel uygulama haline geldiğini aktaran Doç. Dr. Çakmak, ekledi: “Genel cerrahi uzmanlık alanında kolon ve rektum kanserlerinin cerrahi tedavisi önde gelmek üzere yaygın kullanımı söz konusu. Robotik cerrahi sadece karın değil, göğüs boşluğunda da akciğer tümörlerinin tedavisi için uygulanabilecek bir yöntem. Bazı kalp cerrahilerinde de uygulanma sıklığı giderek artıyor.