Uykuyla gelen kabus: Uyku apnesi

Güncelleme Tarihi:

Uykuyla gelen kabus: Uyku apnesi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2021 12:30

Horlama sadece bir gürültü değil, kalp-damar sistemini bile etkileyen ciddi bir sağlık problemi. Uyku apnesi de kısaca ‘uykuda solunum durması’ olarak ifade edilen önemli bir hastalık. Sağlığı ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen, geceleri kabusa çeviren bu sorunları yaşayanların sayısı pandemi döneminde arttı.Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Cem Karas, pandemi sürecinde hareketsizleşen, kilo alan, beslenme düzeni değişen ve geceleri de yiyip içmeye başlayan kişilerin, horlama ve uyku apnesiyle tanıştığını açıkladı. Karas, horlama ve uyku apnesinin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini anlattı.

Haberin Devamı

HORLAMA, oldukça yaygın bir sağlık problemi. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Cem Karas, bu ‘gürültülü’ hastalığın nedenini şöyle açıklıyor: “Uyku sırasında burun ve dilin arkasındaki hava yolunun daralmasıyla ve buradaki küçük dilin veya yutak seviyesindeki yapıların titreşimleriyle ortaya çıkan sese ‘horlama’ diyoruz. Bademcikler, dilin arkası, yumuşak damak, küçük dil ve boğazı oluşturan kaslardan meydana gelen geniz ve yutak bölgelerindeki hava yolunun herhangi bir nedenle daralması, ender olmayan bir durum. Bu bölgede daralma olduğunda, özellikle küçük dil ve yumuşak damak uyku esnasında solunum çabasının artmasıyla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır.”

Uykuyla gelen kabus: Uyku apnesi

Haberin Devamı

ERKEKLERDE DAHA ÇOK

Op. Dr. Cem Karas, uyku apnesini ise şu şekilde tanımlıyor: “Obstrüktif uyku apne sendromu ya da halk arasında bilinen adıyla uyku apnesi, uyku sırasında yineleyen üst solunum yolu tıkanmaları ve buna eşlik eden kan oksijen değerinde azalmayla karakterize bir sendrom. Genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerde görülüyor. Her yaşta olabilir, fakat en sık 40-65 yaşları arasında karşımıza çıkar. Erkeklerde kadınlardan iki-üç kat daha fazla görülür. Kadınlarda menopozdan sonra artar. Uyku apnesinin görülme sıklığının erkeklerde yüzde 4, kadınlarda yüzde 2 olduğu bildirilmiştir. Hem halk tarafından hem de hekimler arasında çok iyi tanınmayan bir sendrom olduğundan, tanıda gecikmelere sık rastlanır.”

AİLEDE VARSA RİSK ARTAR

“Uykuda görülen solunum bozukluklarının en hafifi horlama, en ağır şekli de tıkayıcı uyku apnesidir” diyen Op. Dr. Cem Karas, ailede uyku apnesi olan biri varsa, diğer aile bireylerinde de hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğunu bildirdi. Bu hastalıkta obezitenin en önemli risk faktörü olduğunu vurgulayan Karas, kilo arttıkça görülme sıklığının ve ciddiyetinin arttığını vurguladı. Karas, yine de uyku apnesi hastalarının yalnızca yüzde 40-60’ında obezite olduğunu, obez olmayanlarda da bu hastalığın görülebileceğini sözlerine ekledi.

Haberin Devamı

SİGARA VE ALKOLDEN UZAK

Karas’a göre başka risk faktörleri de var: “Yüz ve çeneye ait yapısal bozukluklarla üst solunum yollarındaki darlıklar, uyku apnesine neden olabilir. Bunların başında çenenin küçük ve geride yer alması gelir. Bir diğer önemli risk faktörü, boynun kısa ve kalın oluşu, boyun çevresinin erkeklerde 43 santim, kadınlarda 40 santimin üzerinde ölçülmesidir. Sigara, alkol, bazı uyku ilaçlarının kullanımı ve bazı hastalarda sırtüstü pozisyonda yatmak da uykuda nefes durma sayısını ve süresini artırır. Ayrıca uyku apnesi, kronik bronşit, astım, hipotiroidi, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, inme, şeker hastalığı, reflü gibi birçok hastalıkla birlikte görülebilir.”

Haberin Devamı

Uykuyla gelen kabus: Uyku apnesi

BİR GECEDE 300-400 KEZ

Peki horlama ve uyku apnesi hastalarında ne gibi yakınmalar görülür? Op. Dr. Cem Karas, her iki hastalığın da yaşam kalitesini bozduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Erişkinlerin yüzde 10-30’unda horlama görülür ve yaş ilerledikçe bu oran artar. Hasta başlangıçta zaman zaman horlarken, giderek daha şiddetli ve sürekli horlamaya başlar. Horlama, üst solunum yollarında daralmanın bir göstergesidir. Uyku apnesi olan hastaların tümünde horlama yakınması vardır. Şiddetli ve sürekli horlama, uyku apnesinin öncü belirtisi olabilirse de horlamayla birlikte diğer yakınmaların bulunması gereklidir. En önemli bulgu, hastanın yakınlarının tarif ettiği uykuda nefes durmasıdır. Gece boyunca bazen 300-400 kez tekrarlayan apneler nedeniyle uyandığı için hasta kalitesiz bir uyku uyur. Çoğu kez apnelerden sonra uyandığının farkında değildir. Bazen de uykudan boğularak uyanma tanımlar. Apneler nedeniyle dokulara yeterli oksijen gidemez. Bunların sonucunda yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku hali gözlenir.”

Haberin Devamı

TRAFİK VE İŞ KAZALARI
RİSKİNİ 3 KAT ARTIRIYOR

OP. Dr. Cem Karas, uyku apnesinin ölümle sonuçlanabilecek ciddi kazalara yol açabileceği konusunda uyardı. Hastanın olmayacak yerlerde uyuklayarak iş ve özel yaşamında sorunlarla karşılaşabildiğini dile getiren Karas, bu kişilerin başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif işler sırasında uyuklarken, araba kullanırken bile uyuklar hale gelebildiğini vurguladı. Hatta bu nedenle trafik ve iş kazaları riskinin iki-üç kat arttığının bilindiğini ifade eden Karas, “Ayrıca uyku apne sendromu olan hastalarda gece göğüs ağrısı ve çarpıntı, sık idrar yapma, idrar kaçırma, sabah baş ağrısı, yaptığı işe kendini verememe, unutkanlık, sinirlilik, gece terlemesi (özellikle baş ve boyun bölgesinde), geceleri öksürme, reflü, ağız kuruluğu, işitme kaybı, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık gibi birçok başka yakınma da görülebilir. Sonuç olarak hastanın yaşam kalitesi bozulur” dedi.

Haberin Devamı

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

OP. Dr. Cem Karas, çocukların da yaşayabileceği bu hastalığın derecesine göre farklı tedavi yöntemleri olduğunu söyledi. Amerikan Pediatri Akademisi’nin 2005 yılında yayınlanan teknik raporunda ‘bademcik ve geniz eti ameliyatı, tıkayıcı uyku apneli çocuklarda ilk tedavi seçeneği olmalı’ ifadelerine yer verildiğini vurgulayan Karas, yine aynı raporda bademcik ve geniz eti ameliyatının çocuklar şişman olsalar bile horlama ve apneyi yüzde 75-yüzde 100 oranında iyileştirdiğinin belirtildiğini kaydetti. Herhangi bir sebeple geniz ve bademcik ameliyatı olamayan çocuklarda nazal CPAP (burundan uygulanan basınçlı hava tedavisi) ve diğer tedavilerin uygulandığını dile getiren Karas, şöyle devam etti: “Erişkinlerde burundan bir maske yardımıyla verilen pozitif basınçlı oksijen tedavisi, aslında tıkayıcı uyku apnesini iyi tedavi eden bir cihaz. Hastanın durumuna göre değişebilen basınçlarda gönderilen hava ile tıkanıklık aşılarak hastalık tedavi edilmeye çalışılır. Fakat yüzlerinde maske ile uyumak gibi bir durumları söz konusu olduğu için hastalar uzun süre bu duruma uyum gösteremez. Ağız içi apareyler bazı hafif apneli durumlarda veya basit horlamada faydalı olabilir.”

BU ÖNERİLERE UYULMALI

OP. Dr. Cem Karas, horlayan erişkinlerin özellikle dikkat etmeleri gereken durumları şöyle sıraladı:
- Alınan fazla kilolar verilmeli ve iyi bir adale tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
- Alkol alımı kısıtlanmalı.
- Uyku ilaçları, sakinleştirici ve “antihistaminik” denilen alerji ilaçlarının kullanımına apneyi artırabileceğinden dolayı dikkat edilmeli.
- Uykudan 3-4 saat önce ağır yemekten kaçınılmalı.
- Aşırı yorgunluktan sakınılmalı.
- Sırtüstü pozisyonda uyuma yerine yana yatarak uyuma tercih edilmeli.

GEREKLİ DURUMLARDA
AMELİYAT OLUNABİLİR

BAZI hastalarda cerrahi yöntemlere başvurulabildiğini belirten Op. Dr. Cem Karas, ameliyatlar hakkında şu bilgileri verdi: “Horlama ameliyatı diye bilinen ve 1980’lerde ilk uygulamalarının yapıldığı uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP), genellikle erişkin hastalarda başarılı sonuçlar veriyor. Daha sonraları lazer ışınının kullanıldığı laser-yardımlı uvulopalatoplasti (LAUP) ameliyatları da geliştirildi. Son yıllarda uygulanan ve dokulara minimal hasar veren bir başka başarılı ameliyat şekli de uvulopalatal flep (UPF) operasyonu. Yine son zamanlarda geliştirilen radyofrekans enerji uygulaması, horlamaya neden olan hava yolu daralmalarına lokal anestezi altında yapılabilen bir başka müdahale. Tüm bunlara ilaveten dil arkası hava yolunun genişletilmesinin gerektiği hastalara yönelik olarak yapılan çene ve boyun kemikleri ile ilgili ameliyat teknikleri de var ve uygun hastalarda iyi neticeler veriyor. Cerrahinin çok riskli olduğu veya hasta tarafından istenmediği durumlarda ise boğaza basınçlı hava veren maske takılmasıyla uygulanan CPAP metodu tercih ediliyor.”

OP. DR. CEM KARAS’TAN UYARILAR

1- Uykuda devamlı horlayan her çocuk, bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.
2- Prematüre doğan, gelişme geriliği olan, şişman, kalp problemleri bulunan, kraniyofasiyal anomalili, nöromusküler hastalığı olan ve yakın zamanda üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş olan çocuklar yüksek risk grubundadır.
3- Kilolu, horlayan, sedanter (hareketsiz) hayatı olan orta yaşlı erkekler risk grubundadır.
4- Tıkayıcı uyku apnesi olanlar dikkat gerektiren işlerde ve uzun yolculuklarda taşıt kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar.

UYKU TESTİ YAPILMALI

OP. Dr. Cem Karas, belirtilerin dikkatle takip edilmesi ve şüphelenildiğinde bir “uyku testi” ile hastalığın teşhis edilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle 40-65 yaş arasındaki obez, kısa-kalın boyunlu erkeklerde hipertansiyon, kalp hastalığı, şeker gibi eşlik eden hastalıklar da varsa horlama, tanıklı (yakınlarının tarif ettiği) apne, gündüz uyku hali, uykuda boğulma hissi, yorgun uyanma gibi yakınmalar bulunuyorsa uyku apne sendromunun akla gelmesi gerektiğini belirten Karas, bu durumda kesin tanı koyabilmek amacıyla ‘uyku testi’ yapılmasını önerdi.

CHARLES DICKENS’IN ‘UYKU
APNELİ’ ERKEK KULÜBÜ

OP. Dr. Cem Karas, uyku apne sendromu yaşayanların edebi eserlere bile ilham kaynağı olduğunu hatırlattı. Karas, Charles Dickens’ın 1830’lu yılların başında yazdığı roman ve yazılarında şişman, kırmızı yüzlü, oturduğu yerde uyuklayan erkeklerden oluşan Pickwick Kulübü üyelerinden bahsederken, aslında horlama ve uyku apneli hastaları tarif ettiğini vurguladı.

YAŞ İLERLEDİKÇE
SIKLIĞI ARTIYOR

OP. Dr. Cem Karas, horlama ve uyku apnesinin görülme sıklığının hayli yüksek olduğuna dikkat çekti. Karas, “Erişkin insanların en az yüzde 10’unda ve çocukların yüzde 12’sinde horlama görülüyor. 60 yaş üzerinde bu oran yüzde 40-50 civarına yükseliyor. Horlama problemi erişkinlerde en sık orta yaşlı, şişman erkeklerde görülüyor ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artıyor” diye konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!