Güncelleme Tarihi:
YILLARCA kurumsal bir şirkette insan kaynakları uzmanlığı yapan Didem Özer, oğlunun istediği dinozorlu pasta ile adeta yepyeni bir hayata adım atar. Kreşteki bir doğum günü kutlaması için oğlunun istediği pastanın İzmir’deki hatırı sayılır bir pastanedeki fiyatını duyunca ‘ben bu pastayı’ yaparım diyerek kolları sıvar... Bu yolda eşi Volkan Özer’in de tam desteğini alan Didem Özer’le hayallerini, projelerini ve Urla’yı konuştuk. Özer hikayeyi şöyle anlatıyor: “Aslında ikimiz de bu sektörden değiliz ama mutfağa karşı her zaman bir ilgimiz vardı. Bir gün böyle bir iş yapacağımız hiç aklıma gelmemişti. Ama hayat sizi hiç hayal etmediğiniz noktalara sürüklüyor. Oğlum 4 yaşındaydı, kreşe gidiyordu. Doğum günü partisi için dinozorlu bir pasta istedi. İzmir’in ünlü pastanelerinden birisi oldukça yüksek bir ücrete yapabileceğini söyledi. Maliyetlerden dolayı onlara hak verdim ama bu parayı da ödemek istemedim ve pastayı kendim yaptım.”
BİR GECEDE ATÖLYEYİ TAŞIDILAR
San Sebastian Cheesecake’i İzmir’de ilk yapanlardan biri oldu Didem Özer... Hatta Pasta Kodu’nda günde 60-70 çember San Sebastian satışı oluyordu. Ancak bulundukları alanda altyapısal bazı sıkıntılar oluşunca ve daha büyük bir imalathaneye ihtiyaç duyduklarından Özer, taşınma kararı aldı.
Büyük markalardan ‘bize de tatlı yapın’ teklifi alınca atölye ve mutfak hayallerinin peşine düştüler. Az önceki satırlarda ‘2-3 ay destek olurum’ dediği eşi kendisini hiç yalnız bırakmayınca yeni planlar yapılmaya başlandı.
Yeni bir yer arayışına giren Özer çifti, hemen hemen İzmir’in her yerini gezdikten sonra Bornova’daki 2. Sanayi Sitesi’nde eski katlı otoparkın bir katını günde 2.500 adet ürün üretebilecek kapasitede bir imalathaneye çevirdi. Küçük metrekarede başladıkları mutfakta deneyimledikleri tüm sıkıntıları öngörerek tam da hayal ettikleri gibi 750 metrekarelik bir imalathane kurdular. Bu atölyede önce pandemi sürecinin etkilerini hissettiler. O günlerde yaşananları da Didem Özer şu sözlerle anlatıyor: “Orada bir inşaat yaptık. Hayalimizdeki gibi bir üretim alanı yarattık ve hedefimiz sadece büyük markalara toptan üretim yapmaktı. Yüksek bir miktarda yatırım yapmışken pandemi ile karşı karşıya kaldık. Bu sürecin nasıl sonlanacağını öngörmeye çalışırken, kafe ve restoranlar kapatıldı. Üretim iznimiz olmasına rağmen bu karar elimizi kolumuzu bağladı. Her yer kapandı ve biz 3 ay evde oturmak zorunda kaldık. Yıllar sonra ilk defa evde oturmak bizi rahatsız etti.” İşte bu süreçte, zaten daha önce bilinip tanındıkları Güzelbahçe’de gel-al servis veren kendi şubelerini açmaya karar verdiler. İşler muhteşem giderken hatta şubeleşme kararı vermişken, bu kez de deprem vurdu... İmalathanenin bulunduğu bina 6.9’luk depremde ağır hasar alınca imalathaneyi bir gecede taşımak zorunda kaldılar. O dönem Atmosphere Food Market’in kurucularından Eren Kurt’un kendilerine büyük destek verdiğini anlatan Özer, “İmalalathaneyi 400-500 metre ilerideki Atmosphere’in bulunduğu alana taşıdık. 18 günde orada olmayan bir şey yarattık. Eren ve Atmosphere ailesinin bu süreçteki yardımlarını unutamayız. Çünkü böyle günlerde yanınızda olan insanlar her zaman değerlidir” diyor.
İSRAF OLMAYAN DOYURUCU TABAKLAR
Atmosphere Food Market’den 1 yıl kadar sonra taşınma kararı alan Pasta Kodu, üretim hayatına Gaziemir Sarnıç’taki yeni yerlerinde devam etmeye başladı. Tüm bu süreçte çoğu müşteri bu yaşananları bilmese de Pasta Kodu her geçen gün büyüdü. Bu süreçte gelen franchise tekliflerine çok sıcak bakmadılar ve kendi şubeleşme kararlarını hayata geçirmek için yeni yer arayışlarına başladılar. Tam o dönemde Urla’da, şu anda hizmet verdikleri eski taş binayı görürler. Ve Urla macerası da başlar. Burada Volkan Özer’in dokunuşuyla rota başka bir yöne doğru kayar. Didem Özer hikayenin Urla kısmını ise şöyle aktarıyor: “Biz tatlıcıyız. Birçok noktaya da ürün satıyoruz ama Volkan’ın aklında hep sıcak mutfakla ilgili hayaller vardı. Çünkü seyahat ettiğimiz ülkelerden, ziyaret ettiğimiz farklı mutfaklardan edindiği deneyimlerle bir karma oluşturup bu deneyimleri yüzlerce reçeteye dönüştürdü. Ve böylece Urla’da kahvaltı ile başlayıp, tatlı ve içeceklerle devam eden yeni bir konsept yaratmış olduk. Aslında bu bizim için de yeni bir yolculuktu. Serpme kahvaltıdaki israfı yaşatmadan doyurucu tabaklar sunulabileceğini düşündük ve menümüzü öyle tasarladık.”
DERDİMİZ BİRİLERİNE RAKİP OLMAK DEĞİL
“Urla’daki yeni konseptimizle amacımız birilerine rakip olmak değildi” diyen Özer, “Amacımız sektörde kalıplaşmış bazı düşünceleri değiştirip, bilinenin aksine farklı bir deneyim yaşatmak. Eski taş binaya yatırım yapmaya karar verdiğimizde çevremizden çok eleştiri aldık. Şimdilerde komşularımız hiç bu kadar ilgi görebileceğimizi düşünmediklerini, hatta kendi aralarında ‘bu ara sokağa kimse gelmez, bu yatırım da buraya yapılmaz’ diye konuştuklarını anlatıyorlar. Bugün bu sokakta misafirlerimizden gördüğümüz ilgiden ve harika komşuluk deneyimlerimizden, iyi ki buradayız diyoruz” dedi.
YENİ PROJELER YOLDA
URLA’daki macera ise yeni dükkanla kalmıyor. 1 yıla yakındır üzerinde çalıştıkları “BananaBaby” ürününün markalaştırma sürecinde sona geldiklerini, düşük işletme maliyetli BananaBaby noktalarını yakında sevenleriyle kavuşturacaklarının müjdesini veriyor. Yine aynı zamanda Pablo Artisan Coffee markasının sahibi Mert Doğan’dan gelen yeni bir teklif, Özer ailesini heyecanlandırdı. Urla İskele’deki tarihi bir binada yeni proje yükseliyor. Özer, Eylül ayında inşaatı başlayan bu proje hakkında da şu bilgileri verdi: “Kayıkhane ismini verdiğimiz bu proje için, üzerinde çok yazıp çiziyoruz, her gün yeni reçeteler çalışarak farklı bir konseptle 2023’te misafirlerimizle buluşmayı hedefliyoruz.”
KAYIPLAR DA OLDU AMA...
PASTA Kodu markalaşma macerasının uzun ve engebeli bir yol olduğunu ifade eden Didem Özer, “Manevi olarak önemli kazanımlarım da oldu. Bir şaman atasözü der ya ‘Ders, sen öğrenene kadar devam eder.” Ben inanırım ona. Hala öğreniyorum. Bir marka olabilmenin birçok fedakarlık gerektirdiğini, hiçbir zaman vazgeçmemem gerektiğini ve her şeyin bir günde değişebileceğini öğreniyorsunuz. Biz yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen üretmekten, çalışmaktan, hayal kurmaktan ve gelişmekten hiç vazgeçmedik” dedi.
URLA’DAKİ MENÜDE NELER VAR?
PASTA Kodu’nun kahvaltı ile başlayan sabah servisi kişiye özel tabaklar, ekmek üstü alternatifler ve sonrasında tatlı seçenekleriyle devam ediyor. Kendi üretimleri olan Limonata, Berry Hibiscus gibi soğuk içecekler yanında, kış aylarının gelmesiyle menülerinde farklı bitki çayları ve çok sevilen taze sıkılmış mandalina suyu ile kahve alternatifleri bulunuyor.