Güncelleme Tarihi:
EGE Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda sanayicilerle bir araya geldi. Budak, ithalata dayalı üretimde yaşanan zorluklara dikkat çekerek, "Üniversitenin kapıları sanayicilere açık. Gelin sorun. Biz üniversite olarak geliyoruz ama siz de gelin. Çekinmeyin, kapımız açık. Bizim tek mücadelemiz, ekonomik bağımsızlık anlamında Türkiye’nin daha iyi noktalara gelmesi içindir" dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Ağustos ayı meclis toplantısı CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Bedri Serter ve Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını EBSO Meclis Üyesi Hakkı Attaroğlu'ın yaptığı toplantıda İzmirli sanayiciler ekonomik gündemi değerlendirdi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile birlikte tüm meclis üyelerine seslenen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite ile sanayinin işbirliğinden söz etti. Dünyada acımasız bir ekonomik rekabetin yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Budak, Türkiye’nin ekonomik olarak zenginleşmesi için tek çıkış yolunun eğitim, bilim ve fen olduğunu söyledi. Üniversiteler ile milli eğitimin bu işin temeli olduğunu vurgulayan Budak, üniversite olarak 11 bin 500 çalışan ve 3 bin akademik kadroya sahip olduklarını söyledi. İzmir’deki sanayicilerin dünyada ihracat yapma, ekonomiye katkı sunma ve birçok kişiyi istihdam etme anlamında çok özverili olduğunu aktaran Prof. Dr. Budak, sanayi ve üniversite işbirliği ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Üniversitemiz 63 yıllık köklü bir üniversite. 3 bin 100 akademik personel ve 70 bin öğrencimiz var. Türkiye’nin en büyük hastanesine sahibiz. Araştırma altyapımız oldukça güçlü. Bu konu sanayici açısından da önemli. Sanayicilerimiz için akredite analizlerimizin yapıldığı laboratuarlarımız var. Teknoparkımız bölgenin Ar-Ge çalışmalarını yapıyor ve bölgedeki istihdamı artırmak için çalışıyor. İkinci teknopark için de bakanlıktan söz aldık. Bu konuyla ilgili de yatırımımız söz konusu. Ege Üniversitesi, TÜBİTAK nezdinde, tüm üniversiteler içerisinde en fazla araştırma yapan üniversite. En fazla kabul alan ODTÜ’den sonraki ikinci üniversiteyiz. Uluslarası projelerde Ege Üniversitesi’nin performansı iyi düzeyde. 91 tane 21 milyon lira değerinde TÜBİTAK’la yürüyen projemiz var. Araştırma anlamında fakir değiliz. TÜBİTAK’a 5 tane alan koyduk. 5 alandaki testlerden hiçbir revüzyon almadık."
"KAPIMIZ SİZE AÇIK"
İktidarı ve muhalefetiyle, ünviersitelerde yeni bir modele geçilmesi gerektiğini savunan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, buluş yapan öğretim üyesi sayısının artmasını istediklerini belirtti. Üniversitenin kapılarının da sanayicilere açık olduğunu vurgulayan Budak, "Gelin sorun. İthalata dayalı üretim yapıldığında zorluk çekiyoruz. Biz üniversite olarak geliyoruz, ama siz de gelin. Çekinmeyin, kapımız açık. Bizim tek mücadelemiz, ekonomik bağımsızlık anlamında Türkiye’nin daha iyi noktalara gelmesi için olmalı. Sanayicinin üniversiteleri öz evladı gibi benimsemeleri gerekiyor. Bize güvenin, bir kompleksimiz yok. Maddi olarak da bir sıkıntımız yok. Beraber hareket edelim" dedi.
Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) ile firmaları Ar-Ge ve inovasyona yönlendirmeyi hedeflediklerini belirten Budak, sanayici için talep yaratarak istekleri araştırdıklarını ifade etti. Prof. Dr. Budak, 1 milyon TL yatırımla akademik bir sistem oluşturduklarını söyleyerek tüm sanayicilerin kendi alanlarındaki öğretim üyelerine direk ulaşabileceğini belirtti. Uzay ve havacılık kümelenmesi ile alakalı çalışmalarından söz eden Budak, "Proje yazımı, yönetim danışmanlığı ve finansal yürütme gibi alanlarda hizmetleri size verebiliyoruz. Biz Ege Üniversitesi olarak yaklaşık 20 kuruma gittik. Biz zorlayacağız sizi üniversite olarak. Başka çıkış yolumuz yok. Devlet, siyaset, yasama bir şeyler yapıyor. Ancak biz arazide üniversite-sanayici tek yürek olmazsa bu iş olmaz. Sanayici kuruşları arasında kurumsal yapılarda farklılık var. Yüksek teknolojili ürünlerde girişimci sayısında azlık var. Destekler hakkında sanayicimizin bilgisi yok. Teknoloji transfer ofisimiz hakkında bilgi sahibi değiller. Organizasyonların ve bölgenin kendine has sorunları var. Çeşitli konularda eğitim talepleri var. Üniversite-sanayici arasındaki iletişim kanallarını etkinleştirmemiz gerekiyor. EBSO ile Ar-Ge merkezlerine yönelik ortak projeler geliştirebiliriz. Sektörel raporlar hazırlayabiliriz. Patent sergisi açabiliriz. Sanayi deneyim sertifikası hazırlayabiliriz" diye konuştu.
Sanayiciler ile geliştirebilecekleri model fabrika projesi için arsa ve arazi sözü veren Rektör Necdet Budak, girdiden çıktıya kadar tüm safhalarda EBSO’nun önderlik üstlenebileceğini savundu. TÜBİTAK'ın sanayi doktora programı bulunduğunu dile getiren Budak, "Sanayici kendi alanında Türkiye’de YÖK nezdinde kim ne araştırma yapmış ulaşabilmeli. OSB’lere yönelik çalışmalar yapılabilir. Rekabet stratejinizi geleneksel halden çıkarmamız gerekiyor. Biz sizin emrinizdeyiz"dedi.
"TARIMDA İTHALATA BAĞIMLILIK GİDERİLMELİ"
Yönetim Kurulu Başkan Vekili H. İbrahim Gökçüoğlu da mecliste yaptığı konuşmada ABD'nin Türkiye'ye karşı aldığı skandal yaptırım kararını kınadıklarını belirterek stratejik ortaklığa yakışmayacak söylemlerde bulunmaya devam ettiklerini açıkladı. Türkiye’ye yönelik alüminyum için yüzde 20, çelik için yüzde 50 gümrük tarifesi ile yeni bir yaptırım kararı alındığını açıklayan Gökçüoğlu, "Son olarak da, F-35 teslimatı kararını geçici olarak beklendiği gibi durdurdu. Biz yaptırım uyguladığı ne ilk, ne de son ülkeyiz. Ticaret savaşlarını başlatan Trump, sanıyor ki kayıplar tek taraflı olacak. Son hafta ABD Dow Jones Borsasındaki düşüş, ABD’de Türkiye etkisi olarak açıklandı. Tabi ki, Türkiye’yi kaybetmeyi ancak Trump gibi öngörülemez bir lider göze alabilirdi. Zira, özellikle de AB ülkelerinin ve son olarak Çin’in Trump’a karşı Türkiye’ye yönelik olumlu mesajları bu açıdan önemlidir. Bizler de, devletimizin yanındayız ve alacağı kararları destekliyoruz" diye konuştu. Kurlardaki ateşin söndürülmesi ve panik ortamının dağılması adına teknik adımların mutlaka atılmaya devam edilmesini isteyen Gökçüoğlu, makul bir düzeyde istikrarın sağlanması gerektiğini açıkladı. Kur belirsizliği ortamında iş yapmanın imkansız hale geldiğini savunan Gökçüoğlu şöyle konuştu:
"Her kriz veya sancılı süreçte bankalarımızın reel sektöre karşı tavır alan davranışlarını kabul etmemiz mümkün değildir. Birlikte yol aldığımız nedense bu süreçte unutuluyor.Bu kaotik süreci el birliği ile aşmak zorundayız. O nedenle, bazı adımlar oldukça önemlidir. Aslında yapılması gerekenler birçok kesim tarafından dillendirilmektedir. Ancak, şu 3 rakama dikkatlerinizi çekmek isterim. Tarım ve hayvancılıkta ihracatımız 5,3 milyar Dolar, İthalat 8.9 milyar Dolar ve dış ticaret açığımız 3,6 milyar Dolar. Bu bereketli topraklarda yabancıya muhtaç olmak, geçmişten bugüne tüm karar vericilerin başarısızlığıdır. O nedenle, tarımda ithalata bağımlılık bir plan dahilinde giderilmelidir. Deniyor ki, efendim tarımsal ürün ihracatı ile bir katma değerli ürün ihracatı bir olamaz. Elbette ki, biz katma değerli sanayi üretimimizi kesintisiz bir hızla devam ettireceğiz. Ancak, çok kısa zamanda halledebileceğimiz planlı bir kalkınma ile tarımda kendi ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. Örneğin, kurulacak endüstri bölgelerinden birinin İzmir Bergama’da Tarım Endüstri Bölgesi olarak düşünülmesi gündeme gelebilir. "
Nevra UÇKAÇ / İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAFLI