Güncelleme Tarihi:
Temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan bu dönemde, kur şokları ile ekonomiye 'ayar' verilmeye çalışıldığını belirten Ülkü, "Bunun etkisiyle ekonomik aktivitede önceki dönemlere kıyasla bir ivme kaybı gözlenmişti. Milli ekonomimize yöneltilen bu saldırı ve yürütülen algı operasyonlarına karşın bu dönemde Türkiye ekonomisinin yüzde 1.6 büyümesini önemsiyoruz. Dengelenme sürecindeki Türkiye ekonomisi için önümüzdeki dönem, ivme kaybının belirginleştiği, ancak çok daha sağlam temelli bir büyüme oranlarından söz ettiğimiz bir dönem olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Ülkü, iç talebin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.1 artış kaydetmesinin, tüketim merkezli büyüyen bir Türkiye ekonomisinden üretim odaklı büyüyen bir Türkiye ekonomisine geçiş için önemli bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. İç talepteki ivme kaybının aksine dış talepte gözlenen hızlı artışın, üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının en sevindirici tarafı olduğuna işaret eden Ülkü, şunları kaydetti:
"Önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13.6 oranında artış kaydeden mal ve hizmet ihracatı, ihracat odaklı büyümenin tesis edilmesi adına önemli bir veri sunmaktadır. Nitekim MÜSİAD olarak birçok vesileyle dile getirdiğimiz gibi, orta ve uzun vadede büyüme performansımızı sürdürmeyi hedefliyorsak ihracatın sürekli olarak artırılması ve dış talebin büyümeye katkısının kalıcı bir şekilde pozitife dönmesi gerekmektedir. Buna karşın önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.8 oranında daralan yatırımlar, faiz oranlarına yönelik tartışmaları yeniden gözler önüne sermelidir. Zira ağustos ayı itibarıyla finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar neticesinde faiz oranlarının önceki dönemlere göre yükselen bir grafik çizdiğini ve buna paralel şekilde yatırımların ciddi oranda azaldığını görüyoruz. Bu vesileyle Türkiye ekonomisinin gerçeklerine uygun ve daha makul faiz oranlarının belirlendiği bir ortamda, yatırımların yeniden artışa geçeceğine dair inancımızı yineliyoruz" dedi.