Türkiye’nin ilk organik sertifikasını aldılar krizde bile yatırımdan vazgeçmediler

DEDESİNİN 1950 yılında kolonya imalatı ve ticaretiyle başlayan ticari hayatının, babasının 1970’de katılımıyla toptan tuhafiyeciliğe evrildiğini anlatan Güven, “80’li yıllarda iç giyim işine giren babam, dantel ve nakış için İstanbul’a gittiğinde, brodeyi keşfediyor. Almanya’dan iki makine alıp işçisi yokken atölyesini kuruyor” diyerek, İzmir Brode’nin kuruluşunu anlattı. 1986’da Güzelbahçe’deki fabrikaya taşındıklarını ifade eden Güven, “1991’de sektöre girdim, 1992 yılında ise firmanın başına geçtim. Üç kardeşiz ve bugün üç kardeş olarak firmanın üçüncü kuşağı olarak direksiyon başındayız” diye konuştu.

KRİZLERDE YATIRIM YAPAN ŞİRKET

Tüm kriz dönemlerinde yatırım kararı aldıklarını ya da yatırım kararı aldıklarında ülkenin krize girdiğini ifade ederek yatırım konusuna esprili bir giriş yapan Güven, gerçekten de 1994, 1998 ve 2001 krizlerinden hemen önce yatırıma kalkıştıklarını ve büyük zorluklar içinde bugünlere ulaşabildiklerini dile getirdi.
Artık sürekli yatırım ilkesini benimsediklerini vurgulayan Güven, “Modernleşmeyi, teknolojiyi yakından takip eden, yeni makineleri hemen bünyesine katan bir firmayız. Son 12 yılda Avrupa’daki 5 ülkede acentelerimizin olduğu bir noktaya geldik. Yılda iki, üç koleksiyon çıkarıyoruz. Yılda çeşitli ülkelerde 8 fuara katılıyoruz. Desen bölümümüz çok güçlü. Bunun yanında İstanbul, İzmir ve Bursa’da da pazarlama ekibimiz bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Zamana ayak uydurduklarını ve müşterinin imkansız gibi görünen isteklerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Güven, “Çok bilinen bir sektör değiliz. Bir dönem yurtdışı fuarlarında kendimize yer bulamadık, bizi nereye koyacaklarını bilemediler. Biz brodeciyiz; ne aksesuvarcı ne de kumaşçıyız. Kumaş üzerine işleme yapıyoruz. Bizim işimiz bu” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE İLK, DÜNYANIN İKİNCİ

2019 sonunda Türkiye’de bir ilke imza attıklarını belirten Güven, şöyle devam etti: “GOTS, yani Global Organic Tekstile Standart sertifikasına sahip Türkiye’den ilk brodeci olduk. Dünyada ise Almanya’daki bir firmanın ardından ikinci olduk. Organik üretim ve geri dönüşümlü polyester kullanımı sertifikası denebilecek bu sertifika, sektör için çok önemli. İnanır mısınız, sertifikayı alırken bile zorlandık. Onlar da neye vereceklerini bilmiyorlardı. Orada da bizi hangi klasmana sokacaklarını bilemediler. Neyse uzun uğraşlar sonucunda brodeciliği anlattık, ona göre belgemizi aldık. Özellikle Avrupa’da organik tekstil ivme kazandığı. Hammaddeden üretim aşamasına, kullanılan iplikten boyaya kadar doğaya saygılı, geri dönüştürülebilir malzemeyle organik üretim, satış konusunda önemli bir fark yaratıyor. Tekstil ve konfeksiyon firmaları da bu algıyı güçlendirmek adına bu üretime geçiyor.”

70 KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYOR

ÜRETİMLERİNİ 70 kişiYle gerçekleştirdiklerini ve İzmir Çankaya’da bir mağazada gelinlik abiye sektörüne hizmet verdiklerini söyleyen İzmir Brode Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Güven, brode üretiminin nasıl yapıldığını da anlattı. Pul ve boncuk alanında el işi işlemeyi yapabilen bir makine aldıklarını ve bunun kendilerine büyük hız kazandırdığını söyleyen Güven, “Brode, genel bir kavram, metrajlı nakış demek. 20 metre kumaşlara işleme yapabiliyoruz. Burada mühim olan, müşterinin istediği deseni önce numune olarak vermek ve sonra seri üretime geçmek. Bizim bu alanımız gelinlik abiye sektöründe çok revaçta. Ayrıca ev tekstilcilere de hizmet veriyoruz” dedi. Giyim sektöründe son 7-8 senede inanılmaz önem kazandıklarını vurgulayan Güven, “Hızlı moda diye akım çıktı. Bir yere kadar sürekli yeni üretim yapabilirsiniz. Bir modelde yenilik yapmanız, ona katma değer sağlar. Biz bunu yapıyoruz. Bir işleme, o kumaşın albenisini artırıyor. Basit dokunuşlarla bir ürünün tüm algısını değiştiriyor, ona katma değer katıyoruz. Günümüz tekstil dünyasında bu yeni ürün demek. O sebeple brode gitgide önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.

PANDEMİDE DÜKKAN KAPATTIK

2020 yılını yok sayacak kadar kötü geçirdiklerini ifade eden Fatih Güven, pandeminin ilk günlerinde ortaya çıkan fırsat ihtimalinin zamanla kabusa dönüştüğünü söyledi. 2019 yılının aralık ayında virüsün ortaya çıkmasıyla ilk önce Türkiye’ye gelmeyeceğine inandıklarını ve Çin’den üretimin Türkiye’ye kayacağını düşündüklerin anlatan Güven, “Gelen talepler de bunu destekler nitelikteydi. İnanılmaz bir talep patlaması aldık, makine aradık, kapasiteyi nasıl artırırızın hesabına gitmeye başladık. ‘Türkiye bu sene uçacak’ diyorduk. Hammadde bulamamaya başladık. 50 bin metre kumaşı bir gecede bulurken, 5 bin metreyi bulamaz olduk” dedi. Sonrasında da kendi ifadesiyle ‘patı patır iptaller’in geldiğini kaydeden Güven, “Öyle bir tokat yedik ki, nisan sonuna kadar kendimize gelemedik. Zaten kendimizi o dönemde de evde bulduk. Mayıs ayında döndük, yasaklarla sıkıntıları çözmeye çalıştık” diyerek, sürecin zorluğunu vurguladı.

2020’Yİ YOK KABUL EDİYORUZ

Faaliyete geçtiklerinde de uzun süre sorunlar ve eksik işleri tamamlamak için çalıştıklarını belirten Güven, şöyle devam etti: “Mesela bizim müşterimiz malı almış, dikememiş; dikmiş, mal gitmemiş. Uzun süre bunları yoluna koymaya çalıştık. Haziran gibi kısa çalışma ödeneğiyle çalışmaya başladık, yılbaşına kadar götürdük. Yılbaşından beri de güzel bir hareket var. 2020’yi yok kabul ediyoruz açıkçası. Bu krizin bize gösterdiği bir şey daha oldu: Müşterilerimizin de iyi niyetli olduğunu, art niyetli firmalarla çalışmadığımızı gördük. Bu da bizi mutlu etti. 2021 içinse herhangi bir öngörümüz yok. Spontane gidiyoruz. Günlük bakıyor ve hareket ediyoruz. Gelinlik abiye sektöründe bir iş olmayınca, bizim de işlerimiz düştü. Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. İhracat ayağımız biraz hareketli.”

İZMİR, HER ANLAMDA ODAK

İZMİR’in her kesimin takdir ettiği ve bulunmak istediği bir kent olduğuna işaret eden Fatih Güven, tekstil sektöründe çok iyi firmalar bulunduğunu söyledi. İzmir’in konfeksiyonda çok başarılı olduğunu, son yıllarda özellikle beachwear kültürü oluştuğunu dile getiren Güven, “Yani plaj kıyafetleri. İzmir’de bu tarz firmaların çoğaldığını görüyorum. Eskiden al-sat yaparlardı. Şimdi imalat yapmaya da başladılar. Tasarım model de yapılıyor. Çok dikkat çeken bir sektör değil ama, son 7-8 senedir sürekli yeni aktörler dahil oluyor. Butik, katma değeri yüksek bir sektör” dedi.
İzmir’in gelinlikte Türkiye’nin bir numarası olmasının yanında, artık dünyada da hatırı sayılır bir noktaya ulaştığını vurgulayan Güven, “İtalya’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye ihracat yapanlar var. Gelinlik çok özel bir sektör. Ancak atölyelerden çıkıp bir organize bölgede kompakt üretim yapabilir hale gelmeliler. Çünkü Çankaya’ya sığmıyorlar” diye konuştu. İzmir’in sanayisinin de güçlü olduğunu, ağır sanayinin de bulunduğunu dile getiren Güven, şunları vurguladı: “Ama İzmir, o alanda da yine hak ettiği yerde değil. Verdiğimiz verginin karşılığını alamıyoruz kent olarak. İzmir göç alıyor ama buranın emekli kenti olmasını çok kabullenemiyorum. Buranın da sanayiye, istihdama ihtiyacı var. Tarım da önemli. İklim krizi ve su sıkıntısı ile beraber tarım, dünyada da büyük önem kazandı. Tarıma dayalı OSB’ler, iklimi ve verimli toprakları ile İzmir, bu alanda da öncü bir kent.”

GELİNLİK FUARI, KENTİ
HAREKETLENDİRİYOR

EGSD’nin de düzenleyicileri arasında olduğu Gelinlik Fuarı’nın İzmir için büyük şans olduğunu belirten Fatih Güven, pandemi döneminin fuarların ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı. Sadece gelinlikçi değil, İzmir’in tüm dükkanları, restoranları, otellerinin fuar döneminde dolup taştığını dile getiren Güven, bu fuarın korunup büyütülmesi gerektiğini söyledi. İzmir Fuar Alanı’nın büyük avantaj sağladığını ve İzmir’i fuar anlamında İstanbul’un önüne geçirdiğini de kaydeden Güven, “Gelinlik fuarına 80-90 İstanbul firması geliyor. Fuarcılıkta iyinin sınırı yok. Daha iyi fuarlar organize etmek için çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

MODA, HIZA AYAK UYDURUYOR

“HAYAT hızlanıyor, teknoloji de, üretim de, iletişim de hızlanıyor” diyen Fatih Güven, ihtiyaçların sonsuz, kaynakların ise sınırlı olduğunu hatırlattı. İnsanlığın bu zorluğu, hız ve teknoloji sayesinde verimi artırarak kapatmaya çalıştığını dile getiren Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinlik sektöründen bir örnek vermem gerekirse, bize model bakmaya, desen seçmeye, makastar dediğimiz kesimciler gelirdi. Şimdi dizaynerler, stilistler geliyor. İşler profesyonelleşiyor ve değişiyor. Siz bunun eğitimini verirseniz, moda tasarım bölümleri açarsanız, sonuçta bu insanlar da sektörde bir yer edinecek. Modele, hatta bize bile yön veriyorlar.”

YATIRIM PLANLARI

ÖNGÖRÜLEBİLİR bir ekonomi beklediklerini ifade eden Fatih Güven, orta vadede tedarik zincirinde sıkıntılar yaşanabileceğini söyledi. Yatırım planları olduğunu ifade eden Güven, “Makine parkuru yenilemesi olacak. Normalde gözü kapalı makine siparişi veren bizler şu an düşünüyoruz, bekliyoruz. Seneye ekonominin daha düzenli, daha önünün açık olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.