Güncelleme Tarihi:
Timur TARLIĞ / İZMİR, (DHA)- TÜRK-İş Genel Başkanı Ergün Atalay iş sağlığı ve güvenliği eğitim toplantısında yaptığı konuşmada, "Her yıl bir şekilde kıdem tazminatı gündeme geliyor. Kıdem tazminatı bizim son kalemiz. 'Kızımızın çeyiz oğlumuzun düğün parası' diye ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin bize sözü var; taraflarla görüşmeden değişiklik yapılamaz" dedi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) işçi ve işyeri sendika temsilcilerine yönelik 'İş sağlığı ve güvenliği kültürünün kazandırılması semineri' düzenledi. İzmir Balçova Termal Otel'de 2 gün sürecek seminerin açılış töreni yine aynı otelde gerçekleştirildi. Açılış törenine Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, İşKur İzmir İl Müdürü Kadri Kabak, SGK İzmir İl Müdürü Ekrem Gülcemal, Türk-İş 3. Bölge Temsilci Süleyman Yıldırım ve sendika işyeri temsilcileri ve işçiler katıldı. Açılışta konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 15 Temmuz'un kamuoyunda darbe olarak anıldığını belirterek şunları söyledi:
"Konuyu incelediniz zaman bu net şekilde işgaldi. Bu ülkeyi yönetenlerin, meclisin, cumhurbaşkanının, kitle örgütlerinin başkanlarının bu millete can borcu var. Çünkü bu millet, dünyada hiç bir örneği olmayan şekilde bayrağına sahip çıktı. Türk-İş'ten 6 arkadaşımız rahmetli oldu, 20'ye yakın ağır yaralımız var. 15 Temmuz'dan evvel her gün taşeronu konuşuyorduk. Tüm arkadaşlarımızın kadroya geçmesi ile ilgili açıklama yapıldı. Bizim kamuda 5 ay 29 gün çalışanlarımız var. 'Bununla ilgili çalışma yapıyoruz' dendi. Günde 4 kişi iş cinayetine kurban gidiyor. Bedeli işçi, fakir, dar gelirli kadın çocuk ödüyor. 13 Mayıs 2014'te 301 arkadaşımız Soma'da iş cinayetine kurban gitti. 2.5 yıla yakın zaman geçti. Mahkemeye devam ediyorlar. Madenlerle ilgili olumlu gelişmeler oldu. Ama yeterli değil. O arkadaşlarımız kurban gitmeseydi bu olumlu gelişmeler olmazdı. 500'e yakın çocuk yetim kaldı. İhmallerin tamamına yakınını siz biliyorsunuz. Bizim arkadaşlarımızla ilgili de sorumluluk vardı. O dönem 4 aylık Türk-İş başkanıydım. Olay olduktan 3 saat sonra olay merkezindendim. 1 hafta sonra oradan ayrıldım. Her bayram, her yıl dönümünde somada oluyorum. Başbakan ile Çalışma Bakanı ile oraya gittik. Soma'yı unutmamamız, unutturmamız lazım. Ailemin mezarlığına gitmeden evvel Soma'ya gidiyorum, sonra Adapazarı'na annemin babamın mezarına gidiyorum. Oradaki yetimleri unutursak doğru iş yapmayız."
'EHİL OLAN, İŞİ BİLENLERE ÖNEM VERMEK LAZIM'
Türkiye'nin 15 Temmuz'dan ders çıkardığını belirten Ergün Atalay sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz bize bir şeyi öğretti; Lazı, Kürdü, Çerkezi, Alevisi-Sünnisi, solcusu-sağcısı beraber olmalıyız. 15 Temmuz'da yaşadık, hainler din kisvesi altında Türkiye'yi zarara uğratmaya çalıştılar. Ehil olan, işi bilen, devlete sadakatli olan herkese önem vermek lazım. Kaşı gözü güzel dememek lazım. Suriye'deki iç savaştan önce oradaydım. Her yer ışıl ışıldı. Şimdi yüzde 10'unda ışık var. Aynı oyunu ülkemizde yaşatmaya çalışıyorlar. Darbe gerçekleşseydi. İstanbul, Ankara İzmir'de bir şey olmazdı ama, diğer bölgelerde iç savaş devam ediyor olurdu. Sınırlarımızı boşalttılar. 'Devir teslim var' diye zırhlı araçları geri çektiler. Bunların sayısı yüzde bir. Bu orduya güvenlik güçlerine ihtiyacımız var. Şuan cadı avcılığı oluyor bununla ilgili. Teröre bulaşmamış, bu işin içinde olmamış insanlara sıkıntı içindeyse sahip çıkmak gerekiyor. Güvendiğiniz bildiğiniz, bu işe bulaşmamış arkadaşınız varsa sendikanıza bildirin sahip çıkalım. İnsanlar komşularını şikayet ediyor. Suçsuz insanlar sıkıntı çekiyor. Belki 2- 3 ay içinde çözülüyor ancak bu 2- 3 ay da onun ailesine yetiyor. Bu ülkenin Seyit onbaşılara, Ömer Halis Demir'lere ihtiyacı var. Namuslu polis asker sayesinde bu salonlarda oturuyoruz."
'KIZIMIZIN ÇEYİZ, OĞLUMUZUN DÜĞÜN PARASI'
Kıdem tazminatının yılda 2 kez gündeme geldiğini belirten Ergün Atalay konuşmasını şöyle tamamladı:
"Her gündeme geldiğinde biz açıklama yapıyoruz ve konu kapanıyor. Kıdem tazminatı bizim son kalemiz. Kızımızın çeyiz, oğlumuzun düğün parası diye ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin bize sözü var; taraflarla görüşmeden değişiklik yapılamaz. Değişik olursa bütün sendikacılar buradan ceketini alıp gitsin. 30-35 yıldır çalışan arkadaşlarımız var burada. O dönemde de konuşuluyordu, bu dönemde de konuşuluyor. Bizden önceki sendikalar buna izin vermedi biz de vermeyiz. 'Mevcut sistemde olanlara bir şey olmasın, yeni sisteme gireceklerle ilgili bir düzenleme yapalım' diyorlar. Biz 30 gün üzerinden kıdem tazminatı alıyoruz. Çocuklarınız, torunlarınız, kardeşlerinize 25 gün üzerinden kıdem tazminatı verme düşünceleri var. Buna izin vermeyiz. Sonuna kadar kavganın en iyisini yaparız."
FOTOĞRAFLI