IHA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2015 16:44
AK PARTİ İZMİR MİLLETVEKİLİ ADAYI TANSU KAYA, MEMUR-SEN KONFEDERASYONU'NA BAĞLI EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI (EĞİTİM-BİR-SEN) İLE SAĞLIK SEN SENDİKASI’NIN BİRLİKTE DÜZENLEDİĞİ KAHVALTI BULUŞMASINA KATILDI
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-Bir-Sen ve Sağlık Sen Aliağa Şubesi’nin düzenlediği kahvaltıda konuşan AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Tansu Kaya, "Memur-Sen her zaman milli iradenin yanında olmuştur. Memur-Sen her zaman hakkın yanında ve tarafındadır" dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Tansu Kaya, Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) ile Sağlık Sen Sendikası’nın birlikte düzenlediği kahvaltı buluşmasına katıldı. Eğitim-Bir-Sen ve Sağlık Sen Aliağa Şubesi’nin düzenlediği kahvaltı buluşması yaklaşık bin kişinin katılımıyla Aliağa Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Dayanışma bilincinin pekişmesi amacıyla gerçekleştirilen kahvaltı programında kürsüye davet edilen AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Tansu Kaya, Memur-Sen üyeleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kendisini dayanışma kahvaltısına davet eden sendika temsilcilerine ayrı ayrı teşekkür eden Kaya’nın konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Kaya, "Memur-Sen 850 bin üyeye varmış hatta kendisine 1 milyon üyeyi hedefleyen bir sendika haline gelmiştir. Bu anlayış ve gayretle en kısa zamanda 1 milyonuncu üyeye ulaşılabileceğine inanıyorum. Geçmişten günümüze örfümüzde, adetimizde, gelenek ve göreneklerimizde var olan sivil toplum anlayışı bize Osmanlı’dan yadigardır. Vakıf anlayışı bize o günlerden mirastır. Bugün ülkemizde kurulmuş olan on binlerce vakıf ile uğraşan insanlarımız var. Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan bu anlayışı sürdürmeye devam ediyoruz. Bunun içerisinde Memur-Sen’in çok ayrı bir yeri var. Memur-Sen her zaman hakkın yanında ve tarafındadır. Biz bugüne kadar buna şahitlik ettik. Her zaman milli iradenin yanında olmuştur. Bu hassas davranışlarından ve kutlu davalarından dolayı Memur-Sen’e teşekkür ediyorum. Bir el ses çıkarmaz. Bir elin ses çıkarabilmesi için eller birbirine değmelidir. ‘Bir elin nesi var iki elin sesi var’ sözü de buradan türemiştir. Siyaset bu işin sadece bir kanadıdır. Sivil toplum ise işin diğer kanadıdır. Biz bir olur, beraber olur ve ellerimizi de kavuşturursak çok güzel, çok ahenkli sesler çıkarabiliriz” diye konuştu.
"GELDİĞİMİZ YERİ UNUTMAMALIYIZ"
Türkiye’yi vatan, devlet ve idare anlayışında diğer dünya ülkelerine göre üstün kılan özelliklere vurgu yapan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadim geçmişimize baktığımızda biz hiçbir zaman bu topraklara kılıç, kalkan, top ve tüfek ile girmedik. Biz öncelikle alperenlerle bu topraklara girip, gönülleri fethetmişiz. Böyle bir geçmişe sahip olan bir millet bugün yönünü dünyaya döndüğünde üzerine atılmak istenen bir takım suçlarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye ne zamanki kendini hatırlayıp kendi öz değerlerine dönmeye kalktığı vakit, ismi terörle yan yana getirilmeye çalışılıyor. Ne zaman ki mazlumlara el uzatmaya çalışsa Türkiye farklı yerlerde farklı şekilde lanse edilmeye çalışılıyor. Onun içindir ki her zaman uyanık olmamız lazım. Geldiğimiz yeri hiçbir zaman unutmamız lazım. Her zaman birlik olmamız lazım ki şuan devam eden bu hayasızca akının bir şekilde durabilmesi için iman dolu göğsümüzü siper edebilecek güce sahip olabilelim. Aksi halde sadece günlük yaşam içerisinde anlık değerlendirmeler ile doğru sonuca varmamız doğru değildir.”
“DÜNYA MİLLETLERİ UYANMA ARİFESİNDEDİR”
Türkiye’nin yeni dünya düzeninde üstlendiği bağımsız rolün önemine değinen Kaya, Avrupa sözde medeniyetlerinin tamamen kan ve gözyaşı üzerine kurulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Avrupa bugüne kadar dünya milletlerini sömürerek bugünlere gelmişlerdir ama artık dünya milletleri uyanma aşamasında, uyanma arifesindedir. Bu nedenle de mücadele gün geçtikçe daha çetin bir hale gelmektedir. Bunun için her geçen gün daha fazla insanın gözyaşı dökülüyor ama zahmetsiz rahmet olmaz. Bizler bununla ilgili bir rahmet ve bir bereket istiyorsak bu zahmete katlanmamız lazım. Bu mücadele Hz. Adem’den başlayan ve kıyamete kadar devam edecek olan bir mücadeledir. Bu hak ve batılın mücadelesi son insan nefesini verene kadar devam edecek olan bir mücadeledir. Bunun adı ticari, siyasi, ekonomik, sanatsal olabilir ama dünyadaki tek mücadele hak ve batıl mücadelesidir. Bize düşen, biz bu mücadelenin neresinde yer alacağız, neresinde duracağız, bunun ayrımını yapabilmektir. Bu nedenle millet olarak yaşanan olayları günlük düşünmemiz mümkün değildir. Özellikle son zamanlarda bizden günlük düşünmemizi istiyorlar. Çünkü büyük düşünmeye kalkışırsak Abdülhamit Han’a kadar gideriz. İşte o zaman doğruyu görmüş oluruz. Ondan öncesinde Kanuni’ye, Fatih Sultan Mehmet’e, Alparslan’a gideriz ama bugün bize; siz geçim derdi ile uğraşın, siyasi partilerinizle uğraşın, sendikalarınızla uğraşın, birbirinize düşman olun dedikleri için biz büyük düşünemedik, birbirimizin farkına varmadık. Biz doğusuyla batısı, kuzeyiyle güneyi birbirine tamamlayan renklerle oluşan Türkiye sınırları içinde ve dışında birlik olmadığımız ve kucaklaşmadığımız zaman bizlerin gözyaşları sel olmaya devam edecektir.”
“BİZ SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUZ"
1 Kasım seçimlerine de değinerek, geçen seçimle kıyaslandığında AK Parti’nin alması gereken dersleri aldığını sözlerine ekleyen Tansu Kaya, “13 yıl boyunca uzun süreli devlet yönetiminde adaletli hükmetme şiarında devlet önceliğini, vatandaş önceliğinden üstün tutmuş olabiliriz. Devlet kaygısı sadece AK Parti’de olan bugünkü siyasi yelpazede AK Parti tek başına iktidar olunca bazı şeyleri görmemiş, bazı şeyleri duymamış, bazı şeylere dikkat etmemiş olabilir ama 7 Haziran’dan sonraki süreçten sonra şimdi 1 Kasım’a doğru giderken, AK Parti yapmış olduklarıyla, hazırlamış olduğu
seçim beyannamesiyle, ortaya koyduğu aday listeleriyle dedi ki; ‘biz sizlerden özür diliyoruz.’ Vatandaşlarımızın da 1 Kasım’da seçime giderken bunu bu şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Akıl insana her zaman doğruyu söylemez. Akıl, insana duymak istediğini söyler. Esas olarak insana doğruyu söyleyen kalptir. Vicdanın ve kalbin sesi dinlendiğinde doğru her zaman bulunur. Bu nedenle bizler 1 Kasım’a; geçmişimizden aldığımız tüm bu değerlerle, geçmişe çevirdiğimiz yüzümüzle, sadece kendimiz için değil bizden el uzatmamızı bekleyen başta Ortadoğu ve Balkanlar olmak üzere bütün dünya milletleri için gitmeliyiz” diye konuştu.