Güncelleme Tarihi:
PİYANODA birçok ulusal ve uluslararası yarışmalarda çeşitli ödüllerin sahibi olan İzmirli piyanist 17 yaşındaki Emre Nurbeyler, kariyer basamaklarını emin adımlarla tırmanıyor.
Nurbeyler, bir yandan eğitimini sürdürürken bin yandan beste yapıyor, öykü yazıyor, birçok ulusal ve uluslararası yarışmalardan da çeşitli ödüllerin de sahibi.
İzmir'de doğan ve ilk piyano eğitimine Ayşe Yavaş Dirik'le başlayan Nurbeyler, 8 yaşından itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda Yrd. Doç. Aslı Tuncay'ın piyano öğrencisi olarak 11'nci sınıftaki öğrenimini sürdürürken, Doç. Onur Nurcan ile de kompozisyon çalışıyor. Ülkemizin önde gelen klasik müzik dergisi Andante'ye de müzik yazıları yazıyor. 7 yaşından itibaren birçok konser ve karma konserde yer alan genç sanatçı, yurt içinde İdil Biret, Fazıl Say, Emre Elivar, Özgür Aydın, Gülsin Onay, yurt dışında Jean Bernard Pommier (Fransa), Prof. Grigory Gruzman (Almanya), Prof. Rolf Plagge (Avusturya), Prof. Tomislav Baynov (Almanya), Edna Golandsky (ABD), Mariko Sato (ABD) gibi birçok tanınmış piyanistin ustalık sınıfı çalışmalarına katıldı.
Müzikal düşüncelerinde Atatürk'ün de hep arzu ettiği gibi binlerce yıllık Anadolu kültürünü yansıtan ezgileri, melodileri, destansı temaları tüm çağdaş dünyanın anlayabileceği müzikal formlarda düzenleyip klasik müziğin renkleri içerisinde anlatmak yer alan Nurbeyler'in, Cumhuriyetin ilk kuşak bestecilerinin bu yolda dünyaya açıldıkları çalışmaların izinden gidip bu fikirleri daha da ileriye taşımayı ve günümüzün formlarında uygulamayı ilke edinmesi başarılarını getirmeye başladı.
Bu düşüncesini ilk olarak, tarihin en eski edebi metinleri sayılan ve yarı insan yarı tanrı Gılgameş'in destansı hikayesinin anlatıldığı ve 2014 yılında tamamladığı 'Gılgameş' isimli dört bölümlü tematik bestesiyle başladığını belirten Emre Nurbeyler, "Geleneksel gölge oyunumuz Hacivat-Karagöz'ün birbirleriyle olan atışmalarının ve karakter özelliklerinin yansıtıldığı bir sahneyi anlatan tek bölümlük 'Karagöz ve Hacivat', daha sonra da yine Anadolu kökenli ve hayvan hikayeleriyle insanlara hayat dersleri anlatan öykülerin babası Ezop'un, çok bilinen tavşanla kaplumbağa yarışını notalarla anlattığı 'Tavşan ve Kaplumbağa' takip etti" dedi.
2015 yılında New York'ta Princeton Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyum ve müzik festivaline burslu olarak davet aldığını ifade eden Nurbeyler, "Ünlü hocaların ustalık sınıflarına katıldım ve Prof. Ron Stabinsky yönetimindeki bir çalıştayda 'Karagöz-Hacivat' ile 'Gılgameş'in hikayelerini anlatıp seslendirdim. Almanya'da verdiğim konserde kendi bestem olan Tavşan ve Kaplumbağa'yı hikayesi ile birlikte anlatıp çaldım. Konservatuvarın yanısıra, üstün zekalı-yetenekli çocuklara devlet tarafından özel eğitim verilen ve 2009'dan bu yana öğrencisi olduğum Milli Eğitim Bakanlığı Bilim Sanat Merkezi (BİLSEM) için yazıp bestelediğim marş, Bakınlık tarafından onaylanarak, okulun resmi marşı haline geldi" diye konuştu.
İleride müzikte Türkiye'yi uluslararası düzeyde temsil etmeyi isteyen genç piyanist, piyano yüksek eğitimini Almanya'da yapmak ve beste çalışmalarına daha da ağırlık vermeyi hedeflediğini dile getirdi.
YURT İÇİNDE VE YURTDIŞINDAN ÖDÜLLERİ VAR
Emre Nurbeyler 2011 yılında gerçekleşen İzmir Ulusal Piyano Yarışması'nda Türkiye birinciliği ve altın madalya, 2014'te İzmir'de düzenlenen Yamaha Piyano Yarışması'nda jüri özel ödülü kazandı. Yine aynı yıl, Avusturya Mozarteum Üniversitesi'nde düzenlenen Richard Strauss yarışmasında finale kalan 6 öğrenciden en genci olarak Türkiye'yi temsil etti.
Bursa'da düzenlenen I'nci Nilüfer Uluslararası Piyano Yarışması'nda üçüncülük (2016) aldı. Bu yıl Gürcistan'ın Tiflis kentinde düzenlenen II. Uluslararası Mozart Yarışması'nda 3'cülük, Almanya Baden-Württemberg Uluslararası Piyano Yarışması'nda üçüncülük ödülü kazandı ve İsveç Stockholm'e davet edildi. Nurbeyler'in İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği 2'nci İsmail Sivri öykü yarışmasında yaş gurubunda da birinciliği bulunuyor.
Mehmet KURT / İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF