Güncelleme Tarihi:
İKİSİ de matematik öğretmeni olan Kayhan Karlı ve Göknur Karlı, 30 yılı aşkın deneyimleri ile 2013 yılında İstanbul’da Yenilikçi Öğrenme Merkezi (YÖM), İstanbul Göztepe Anaokulu ve İlkokulu, ardından Çamlıca Anaokulu ile YÖM Ataşehir İlkokulu ve Ortaokulu’nu hayata geçirdi. YÖM Özel BirYer Okulları ise İzmir Güzelbahçe’de 2020-2021 eğitim öğretim yılında ders başı yaptı.
30 YILLIK TECRÜBE
YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, yola çıkış öykülerini anlatırken, “Eşim Göknur Karlı ile üniversiteden sınıf arkadaşıyız. Yıllarca Türkiye’de ve dünyada çok değişik okullarda profesyonel olarak öğretmenlik yaptık. 2013 yılında her ikimiz de artık yavaş yavaş sivil toplum alanında ve sosyal çalışmalarda daha fazla yer almak için Yenilikçi öğrenme Merkezi (YÖM) adı altında bir sosyal gelişim merkezi kurduk. Bu merkezde yetişkinler ve çocuklar için içerik geliştirmek, uygulamak, bunlarla ilgili yeni evrensel anlamda bir standart oluşturmak üzere yola çıktık” dedi.
BİRÇOK OKULDA GÖREV
Türkiye’de adı duyulan ve bilinen birçok okulda öğretmenlik belirten Kayhan Karlı, şöyle devam etti: “Bir taraftan da kendi çerçeve programımızı geliştirmek üzere müfredat çalışması yapmaya başladık. Yaklaşık 20 kişilik bir ekiple, farklı düzeydeki eğitimcilerle çalıştık. Türkiye’de daha çok kişilere bağlı modeller veya uluslararası modeller söz konusu. Uluslararası akreditasyon modellerine girdiğiniz anda, zaman zaman bizim kendi kültürümüzdeki öğretmenlerin buna uyum sağlamakta zorlandığını görüyorduk. Yerelden evrensele gidebilecek olan ve buradan tetiklenmiş bir çerçeve programa ihtiyacımız vardı.”
YÖM PROGRAMI FARKLI
YÖM ile akredite olan okullar bu programı kullanabilsin diye yola çıktıklarını söyleyen Göknur Karlı ise, açıklamasında şunları anlattı:
“Akredite olan okulların öğretmenleri bir süre sonra şunu söylüyorlar; ‘Hocam kurucumuz böyle istiyor, müdürümüz buna izin vermiyor, ama veliler şunu istiyor bunu istiyor.’ Dolayısıyla bu tür direnişler de oluyordu ve şunu söylemeye başladılar. ‘Sizin kendi okulunuz olsa da bunları yaptığınızı görsek.’ Netice olarak okulu kurmaya karar verdik. Biz bir özel okul değil, özerk okuluz. Çünkü eğitim bir kamu hizmetidir ve eğitim üzerinden karlılık üzerine kurgulanmış olan bir modelin, bizim içinde olmak istediğimiz model olmadığını biliyoruz. Biz etki alanımızda neler yapabiliriz diye sorgularız. Bizim etki alanımız anaokuluna kadar uzanıyor. Bu yüzden program geliştirmeye anaokulundan başladık, Beceri Odaklı YÖM Eğitim Programı’nı (BOYEP) ve çocukların hem akademik hem da sosyal, duyusal yanlarını geliştiren Dengeli Müfredat Tasarımı’nı oluşturduk.”
YÖM Okulları’nda yüzme havuzu olmadığını, at bindirmediklerini, buz pistinin yer almadığını kaydeden Karlı, şöyle devam etti:
“Çünkü bunlar okulun asli işi değil. Biz bu yerleşkeye geldiğimizde okulun içerisinde bulunan at binme alanını kaldırıp atları geniş alanlı bir çiftliğe gönderdik. Eğer çocuğun hayvan haklarına saygı duymasını istiyorsanız yolu bu değil. Küçücük kafeslerin içerisinde hayvanları yaşamaya zorlamak çocukların doğayla olan ilişkilerini engelliyor. Biz her yıl ilkbahar ve sonbaharda yayla kampları yaparak çocuklarımızın doğa ile içiçe öğrenmelerini modelliyoruz. Okulumuzun mottosu çok açık. Yapabileceklerimizi söyleriz, söylediklerimizi yaparız. Bir çocuğun matematik, fen sorusu çözebilmesinin yanı sıra, ayakkabısını bağlayabilmek, başkaları ile birlikte uyumlu yaşayabilmek, bir durum karşısında farklı bakış açıları geliştirebilmek, duygularını yönetebilmek ve özyönetim gibi temel yaşam becerilerini kazanması gerekir.
ÇOCUKLAR YARIŞTIRILMAMALI
Ayrıca bizler çocukları yarıştırmayız, onları değerlendirirken tüm gelişim alanlarını dikkate alırız. Örneğin 27 Şubat’ta hem İstanbul hem İzmir’deki ortaokullarımıza gelmek isteyen öğrenciler için okula kabul ve/veya deneme sınavı değil, hazırbulunuşluk değerlendirme günü yapacağız. Amacımız çocukların kendi performanslarını sergileyebileceği güvenli ortamlar oluşturmak. Çocukların gelişimsel açıdan yaşlarına uygun büyüklükte okullarda olmaları gerektiğini düşündüğümüzden kalabalık okul olmayı tercih etmiyoruz. Çocuk okulda herkesin adını bilmeli, herkes de o çocuğa adıyla hitap etmeli. Bu çocukta büyük bir özgüven gelişimi sağlar. Biz hiçbir okulun rakibi değiliz. Kimseyle rekabet halinde değiliz. Bizim amacımız ideallerimizi, hayallerimizi gerçekleştirmek ve eğitimci olarak bu sektörde var olmaya devam etmek ve Türkiye’de bir model oluşturmak.”
BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN
ATÖLYE ÇALIŞMALARI
YÖM okullarında 3 yaşından itibaren ilkokulun sonuna kadar her yılı 9’ar haftalık 4 çeyreğe böldüklerini belirten Göknur Karlı, şunları söyledi: “Birinci çeyrekte ‘ben kimim?’ teması, ikincide ‘ekosistem’, ardından ‘üretim’ ve ‘etik’ temasıyla ilerler. Her yıl bunun üzerine koyarak giderler. Ortaokulda ise değişim ve dönüşüm teması altında çalışarak anadil ve yabancı dil okuryazarlığı, eleştirel okuryazarlık, matematik okuryazarlığı ve bilim okuryazarlığı gelişmiş gençler olarak kendi tercih ettikleri en iyi liselere göndeririz. Okulumuzda öğrencilere çeşitli atölyeler açılır. Öğrenciler burada becerilerini geliştirebileceği, farkındalık kazanabileceği çalışmalar yaparlar. Bir süre sonra öğrenciler de inisiyatif kullanarak atölye açabilir, yürütücülüğünü üstlenebilir, öğretmenden kendisine kolaylaştırıcı olmasını isteyebilir. Bu süreç çocukların akran etkileşimini destekler. Hedefimiz çocukların var olan performanslarının üzerine çıkmalarını sağlamaktır. Bunun dışında çocuklar düzenli olarak sivil toplum kuruluşları ile iletişimde olup, sosyal sorumluluk projeleri geliştirirler.”
BİREYSEL İHTİYAÇLARA
CEVAP VEREN YAKLAŞIM
ÖĞRETMENLERİN, öğrencilerin bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına göre farklılaştırılmış eğitim verdiklerini belirten Karlı, “Örnek vermek gerekirse Türkçe dersinde eğer bir metinle ilgili çalışma yapılacaksa, öğretmenimiz spora ilgisi olan çocuğa sporla ilgili bir metin, otomobille ilgili olana otomobille ilgili metin verir. Herkesin önüne aynı metni koymaz. Tüm soruların derecesi de doğal olarak aynı olmaz. İlgi, ihtiyaç ve hazırbulunuşluğunu gözetir, ona göre eğitim veririz” dedi.
MESLEKİ GELİŞİM GÜNÜ
YÖM okullarında ebeveynler, yönetim ekibi ve öğretmenlerin de sürekli öğrenmeye devam ettiklerini kaydeden Kayhan Karlı, “Ayda bir gün mesleki gelişim günümüzdür. Bütün ekip bir araya geliriz. Bazen kendi içimizden eğitim alırız, bazen dışarıdan. Kendi içimizde besleniriz. Hepsinin sınıfa taşındığından emin olmak isteriz. Öğretmenler öğrenmeye devam ederler. Her ay ebeveynler için farklı öğrenme fırsatları oluşturduğumuz bir öğrenenler topluluğuyuz” diye konuştu.
FELSEFE SEMPOZYUMU
FELSEFE Atölyesi’nin 4 yaşından itibaren sürekli program içinde olduğunu söyleyen Göknur Karlı, “Çocuklar için felsefe atölyesi tüm yaş gruplarının programlarında yer alır. Pandemiden dolayı bir sıkıntı çıkmazsa, Türkiye’de ilk kez çocuklar için felsefe sempozyumunu uluslararası olarak haziran ayında İzmir okulumuzda yüz yüze yapmayı planlıyoruz” dedi.
GÜZELBAHÇE KAMPÜSÜ
2020-2021 eğitim öğretim yılında İzmir Güzelbahçe kampüsünün kurulduğunu belirten Kayhan Karlı, şöyle anlattı: “22 dönüm arazi üzerinde, 4 blok eğitim binası, diğer donatılar, geniş bir bahçe ve kampüs alanından oluşuyor. Çocukların spor salonu, denge parkuru, konferans salonu, sosyal donatılar, atölyeler gibi fiziksel olarak da hareket edebilecekleri alanlarımız mevcut. Okullar çocuklara mini bir mahalle kültürü oluşturmalı ve çocuklar mahallelerinde oynayabilecekleri oyunları okullarında oynayabilmeli. Güzelbahçe kampüsümüzde şu anda 26 öğrenci ile eğitime devam etmekteyiz.”
SADECE ÖĞRENCİLERE DEĞİL
Tüm okul topluluğunun farklı çalışmalarla öğrenmeye devam ettiğini belirten Karlı, okulun sadece çocukların geldiği bir yer değil, anne babalar için de bir eğitim merkezi olduğunun altını çizdi. Karlı, “Okulumuzda ayda bir mutlaka ebeveynler ve diğer yetişkinler için eğitimler, kamplar, seminerler düzenliyoruz. Zaten velilerimize sadece çocuğunuzu değil, sizi de okulumuza kaydediyoruz diyoruz. Pandemiden itibaren de tüm kamuoyuna açık bir şekilde YÖM Okulları Youtube kanalında izlenebilen, uzmanlarla ebeveyn-çocuk faydası gözeterek webinarlar yapmaya başladık” diye konuştu.