Güncelleme Tarihi:
Karya, Bizans, Selçuklu, Menteşeoğulları ve Osmanlı uygarlıklarını yaşayan Milas, 3 bin yıllık tarih ve kültür birikimiyle ülkemizin en özel yerleşimlerinden biri. Önce Karya’ya, sonra Menteşeoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan Milas, Karya satrabı Hekatomnos’un memleketi olmasıyla da adını duyuruyor. Sodra Dağı’nın eteklerinde, kendi adıyla anılan ova üzerinde yer alan Milas’ın ilk kuruluşu M.Ö. 1000 yılına kadar uzanıyor. ‘Mylasos’ ya da ‘Mylasa’ olarak bilinen yerleşim, adını, ‘Rüzgar Tanrısı’ Ailos’un soyundan gelen Mylasos’tan alıyor.
DÜNYA MİRASI GEÇİCİ LİSTESİ’NDE
İlçe merkezinde gezinirken sivil mimarinin en güzel örneklerini sergileyen tarihi Milas evlerini görüp hayran kalıyorsunuz. Gerek plan, gerek yapı bakımından tipik Türk evleri olan tarihi yapıların büyük kısmı 19’uncu Yüzyıl’a ait. Çoğu evin avlusu var. Evlere sokaktan değil, avlu kapısından giriliyor. Milas’a gittiğinizde görmeniz gereken en önemli yer ise Uzunyuva Anıt Mezarı ve Müze Kompleksi. Komplekste Milas Konağı (Emin Ağa Konağı), Tanıtım ve Karşılama Merkezi, Milas Halı Müzesi, Hekatomneion Kutsal Alanı ve Hekatomnos Anıt Mezarı yer alıyor. Anıt mezar ve kutsal alan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunuyor.
MENTEŞEOĞULLARI’NIN BAŞKENTİ
Hekatomnos, liman kenti Halikarnassos’un, yani bugünkü ismiyle Bodrum’un kurucusu olan Mausolos’un babası. Kendisi Karya satrabı. Satrap denince bugünkü vali gibi düşünebilirsiniz. Pers İmparatorluğu Anadolu’yu egemenliği altına aldıktan sonra bölgeyi satraplıklara bölerek yönetmiş. Bu satraplıklar Pers İmparatoru tarafından görevlendirilen merkezi yönetim içindeki memurlar olmuş. Milas’taki diğer önemli yapı ise Beçin Kalesi... İsmi her ne kadar kale olsa da Beçin aslında bir kale-kent. İlk parlak dönemini Arkaik dönemde yaşayan Beçin, uzun bir süre sonra bir Türk beyliği olan Menteşeoğulları’yla ikinci bir parlak dönem yaşamış. 13’üncü Yüzyıl’da bölgeyi egemenliği altına alan Menteşeoğulları öncelikle Milas’ı merkez olarak seçmiş, ama savunması kolay olsun diye yönetim merkezini sonradan Beçin’e taşımış. Beçin, Tacettin Ahmet Gazi’nin yönetimi boyunca Menteşeoğulları’na başkentlik yapmış. 1331’de Osmanlı topraklarına katıldığında yönetim merkezi Balat’a (Milet) taşınmış.
NE YAZIK Kİ ZİYARET EDİLEMİYOR
Milas’ta tarihi değeri yüksek olup, günümüzde ne yazık ki ziyaret edilemeyen bir yer var: Gümüşkesen Anıtı.. Sodra Dağı’nın doğu yamacındaki nekropol, yani mezarlık sahası içinde yer alıyor. Dağdaki ocaklardan çıkarılan gri damarlı mermerden inşa edilen anıtın üst düzey bir kişi ve ailesi için yapıldığı sanılıyor. Üç bölümü var... Gömülerin yapıldığı mezar odası, dinsel törenlerin yapıldığı orta kat ve çatı katı. Anıtın bulunduğu bölgede halen müze yapılma projesi devam ettiğinden anıt şu anda ziyarete kapalı. Etrafı yüksek çitlerle çevrili. Görebilmek bile neredeyse imkansız. Umarız müze inşası kısa sürede tamamlanır da bu anıtı ziyaret etmemiz mümkün olur.
DÜKKANLARA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Milas’a geldiğinizde Baltalı Kapı’yı görmeyi ihmal etmemelisiniz. Bu kapı antik Mylasa Kenti’nin giriş kapısı. Adını kilit taşı üzerinde bulunan ve antik çağlarda ‘labrys’ adı verilen ‘çift yüzlü balta’ figüründen alıyor. Bir de Çöllüoğlu Hanı’na uğramalısınız. Burası 1719’da Hacı Abdülaziz Ağa tarafından yaptırılmış. Ortasında taş döşeli bir avlu ve etrafında çift katlı odalar var. Yapıldığı dönemde alt kat binek hayvanları, üst kat insanların konaklaması için ayrılmış. Han günümüzde yöreye özgü hediyelik eşya satan dükkanlara ev sahipliği yapıyor.
27 ANTİK KENT BİRDEN BULUNUYOR
Milas bu kadarla da sınırlı değil. İlçe sınırlarında tam 27 antik kent var. Bunlardan İasos, Labranda, Euromos ve Herakleia Latmos ziyaret edilebiliyor. Milas’a geldiğinizde tarih kokulu bir gezi sizi bekliyor olacak. Ayaklarınıza kara sular inene kadar yürüyecek, yine de gördüğünüz yerlere doyamayacaksınız. Eğer yemek molası verirseniz aklınıza köfte veya ciğer tadımı yapmak gelmeli. Size mekan olarak da Köfteci Alaaddin’i önereceğim. Köftesi, ciğeri, mevsimine göre kuzu şişi, özel ekmeği, Milas’ın köylerinden gelen sütle yapılan açık ayranı tüm yorgunluğunuzu unutturacak. Milas’a gelip gezdikten sonra eminim siz de en az benim kadar hayran olacaksınız. Eminim ki Milas sizi sessiz, sakin ve derinden etkileyecek.